Bölüm 27

1.1K 59 4
                                    

Şuan hazırlık yapmış Marcus'un kanının çekilmesini bekliyoruz. Evet! Kanını çekecekler. Kalbinin etrafında olduğu için zararlıymış ayrıca öldürebilirmiş...

İçeride ben, Brandon, Jack ve Jessica var. Ayrıca Wısley moruğu ve Zayn hoca var.

Ben Marcus'un yanında oturmuş elini tutuyorum. Ve ağlıyorum!

"Hadi ama Marry ağlama!" dedi Marcus aklımdan.

"Olmuyor! Canım çok yanıyor Marcus. Sana birşey olma korkusu, canın yanacak!" dedim aklından.

"Yanımda sen varsın canım yanmayacak!" dedi aklımdan

"Tamam..." dedi ve göz yaşlarımı sildim.

"Başlıyoruz." dedi ve Marcus'un göğsünün altına bir sıvı enjekte etti. Kanını çekmeyeceklermiydi?

"O ne?" diye sordum. "Bu, wamkanın zehrini öldürecek güçlükte bir sıvı. Ayrıca Marcus'un canına çok yakıcak bir sıvı..." dedi. "Ne?!" dedim. Madem canı yanacak ne bok yemeye enjekte ediyorlar!

"Marry, sakin ol!" dedi Marcus aklımdan.

"Hayır, hayır. Canın yanacak diyor Marcus!" dedim aklından

"Canım yanmayacak..." dedi.

Başımı iki yana salladım ve eğdim. Ağlamaya başladım. Marcus çenemden tutup bakışımı dikleştirdi. "Lütfen ağlama..." dedi. Sonra devam etti "Sen ağlayınca canım daha çok yanıyor." dedi aklımdan.

"Tamam." dedim ve göz yaşlarımı sildim.

...

Zayn hocanın enjekte ettiği sıvı kendini belli etmeye başlamıştı. Yani zehri temizlemeye başlamıştı. Marcus'un yanında otururken birden vücudu kasılmıştı. Zayn hoca tehlikeli olduğu için bizi dışarı almıştı.

Hava kararmıştı ama alanın etrafında gece lambaları vardı. Yani etraf aydınlıktı. Bir süredir kulağıma Marcus'un acı dolu inlemeleri geliyordu. O sesleri duyunca daha çok ağlamaya başlamıştım.

Daha fazla dayanamayıp kulağımı kapattım. Ama sesler hala kafamda yankılanıyordu. Jessica yanımda bana sarılıyordu. "Jessica dayanamıyorum!" dedi sessizce. "Dayanmalısın güzelim, o iyi olacak!" dedi

İyi olacağını biliyordum ama canı yanıyordu. Beni canım ise daha çok yanıyordu. O wamkanı bir bulayım varya!

"Safkanımız içeride can çekişiyor anlaşılan..." dedi yabancı olduğum erkek sesi. Göz yaşlarımı silip arkamı döndüm. Beni görünce "Woow melezimizde burdaymış..." dedi.

Bunlar wamkanlar! Dört kişi gelmişler. Siz hayırdır ya!

"Neden burdasınız?!" diye sordu Brush.

"Safkanımız nasıl diye bi bakmaya geldik." dedi. Ben sana bir bakarsam.

"Defol burdan!" dedim. Tam üzerine yürüyecekken Jessica kolumdan tuttu.

"Melez sinirli, melez acılı, melezin canı yanıyor değil mi?" diye sordu alayla.

"Bu melez canı yandığında can da yakar! Sende öleceğini bildiğin halde buraya geldin değil mi?!" diye sordum tek kaşımı kaldırıp.

"Hayır sen beni öldüremezsin!" dedi alayla

"Deneyelim mi?!" dedim ve üzerine yürüdüm. O sırada bir kol beni belimden tutmuş revire götürüyordu. "Bıraksana lan beni!" dedim kim olduğunu bilmediğim kişiye.

Revirden içeri girince beni bıraktı. Arkamı döndüğümde beni tutan kişinin Brush olduğunu gördüm. Ona bir tane yumruk geçirdim.

"Bu niçindi?" diye sordu

❃Tek MelezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin