Bölüm 28 -FİNAL-

1.5K 66 16
                                    

Sabah erken kalkmıştık. Artık okula dönecektik. Burdan gitmeyi çok istiyordum. Hemde çok!

Eşyalarımızı alıp kulübeden dışarı çıktık. Sonunda gidiyorduk. Bizimkilere baktığımda eşyalarını almış kasabanın çıkışında bekliyorlardı. Marcus ile yanlarına el ele yürüdük.

Bizi görünce hemen yanımıza geldiler. Jessica hızlıca bana sarıdı. "Sonunda gidiyoruz!" dedi. Bende ona sarıldım. "Evet, gidiyoruz!" dedim.

Kısa sürede araba gelmişti. Brandon eşyaları arabaya yerleştirdi. Bende Zayn hocanın yanına gittim. Daha sonra Wısley ile vedalaştık. Sonra Sofia'ya döndüm. "Yeni saçın daha çok yakışmış." dedim ve gülümseyerek Brush'a döndüm. Ona elimi uzattım. Sonuçta benim onunla ilgili bir sorunum yoktu.

El sıkışarak "Mutluluklar dilerim." dedi. Ona gülümseyip "Teşekkür ederim." dedim.

Onunlada vedaştıktan sonra arabaya bindim. Marcus Wısley ile el sıkışıyordu. Sonra Sofia'ya döndü. Marcus Sofia'ya birşeyler söyledi. Sonra Sofia Marcus'a elini uzattı. Ama ben senin o elini kırarım. Neyse sakin ol!

Marcus'ta ona elini uzattı.

Bıraksana artık elini oğlum!

Bak ya hala tutuyor.

Sıçtım senin ağzına!

Arabadan hızlıca inip yanlarına yürüdüm. Sofia'nın Marcus'u tutan eline yumruk atıp, omuzlarından ittirdim.

"Gitmeden seni kaşıyabilirm istersen!" dedi bağırarak.

Marcus beni belimden tutup arabaya bindirdi, kendiside yanıma bindi. Onu yumruklayarak "Ya sen niye beni tutuyorsun! Bıraksaydın ya ağzına iki tane daha çaksaydım!" dedim.

Marcus vurmaya devam ederken beni ellerimden tutup kendine çekti. Ben ise hala ona sinirli bakışlarımı atıyordum. Şuan çok fazla yakındık.

"Neden yaptın?!" diye sordum

"Neyi?" dedi saf ayağına yatarak

"O kızla tam 1 dakika 58 saniye el sıkıştın! Neden?!" dedim

"Saymış olamazsın?" dedi alayla

"Saydım, seni aptal!" dedim ve ellerimi ondan kurtarmaya çalıştım. Beni daha çok kendine çekti. Burunlarımız değiyordu.

"Sana aşığım..." dedi ve dudaklarıma yağıştı. Bende şaşkınlıktan çıkıp ona karşılık verdim.

"Öhöm öhöm!" dedi Zayn hoca. Ayrılıp ona baktık "Gidiyoruz!" dedi

Gülümseyip önümüze döndük.

...

Yolda giderken Marcus'a aklından "Ne zaman evleneceğiz?" diye sordum. Bilmiyorum, bir andan aklıma geldi. "Bilmem, ne zaman istersen?" dedi aklımdan.

"Bence hemen gidince evlenelim!" dedim.

"Bak sen? Neden bu kadar acelecisin?" diye sordu aklımdan.

"Hayır, yani, ben sadece artık anne olmak istiyorum. Sencede güzel olmaz mı?" dedim aklından.

"Bende çok istiyorum baba olmak. Senden bir parçam olsun. Evlenelim. Kaç tane istersin?" diye sordu aklımdan.

"Hmm, sanırım üç tane!" dedim heyecanlı şekilde. Aklıma geldikçe içim kıpır kıpır oluyor.

"Üç mü? Bence az, biz onu beş yapalım!" dedi. Yuh beş mi?!

"Marcus, onları sen değil ben doğuracağım. Üç yeterli." dedim kararlılıkla.

"İyi öyle olsun bakalım." dedi. Zafer!!

...

Kısa sürede okula gelmiştik. Oh be okulumu özledim valla! Arabadn inip güzel çiçeklerin kokusunu içime çekti. Harika kokuyorlardı...

Okula baktığımda yaktığım yer düzeltilmişti. Valizlerimizi alıp okula ilerledik.

...

Jessica ile odamızdan içeri girdik. Eşyalarımızı dolabın bir köşesine koyduk. Çok yorgunduk. Biraz dinlenmekten zarar gelmez herhalde.

...

Kapının hızlıca açılmasıyla yatağımdan fırladım. Yan tarafa baktığımda Jessica yoktu. Kapıyı açan kişiye baktığımda Marcus olduğunu gördüm.

"Marcus neler oluyor?! Napıyorsun?" dedim. Ödümü koparmıştı.

"Gidiyoruz!" dedi. Elimden tutup beni kapıya sürükledi.

"Dur bi ya! Nereye gidiyoruz?!" diye sordum

"Sana gelinlik bakmaya!" dedi. Gelinlik? What?!

"Ne?!" dedim.

"Sen dedin ya işte. Evleneceğiz." dedi

"Gerçekten mi?" diye sordum heyecanla.

"Evet, aşkım. Ben de istiyorum küçük melezler..." dedi

"Yaşasın!" dedim ve Marcus'un boynuna atladım.

"Hadi gelinlik bakalım. Sonrada yuvamızı kuralım." dedi

"Tamam. Ama bekle ayakkabımı giyeyim." dedim

Ayakkabımı giydikten sonra çantamı ve telefonumu alıp odadan dışarı çıktık.

İnanamıyorum ya! Resmen evleniyorduk! Hemde hemen!

Çok mutluyum...

Ama ayrıca çok korkuyorum...

Umarım mutluluğumuz bozulmaz...

Ki bozulmayacak! Ben onu, o da beni çok seviyor. Biz asla ayrılmayacağız!

...

Merdivenlerden inerken durdum. Marcus dönüp bana baktı. "Nol-" diyecekken ona öyle içten sarıldım ki...

"Seni seviyorum safkanım..." dedim daha çok sarılırken.

"Seni seviyorum TEK MELEZİM..." dedi ve kendine daha çok çekti.

-...SENİ SONSUZA KADAR SEVECEĞİM...-


______SON______


Yorum ve Oy...

❃Tek MelezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin