Sonunda vize zamanı gelmişti. Sehun çalışma masasında hareretle kelime ezberliyordu. Kelimeleri kendi kendine sessizce tekrar ediyordu.
Bilgisayarından bir zen müziği sesi geliyordu. Bunun sayesinde konsantre olabiliyordu.
Saat akşam 7'ye geldiğinde kapı yavaşça açıldı ve Luhan içeri girdi. Masada oturan çocukla göz göze geldi. Sehun ona gülümsedi. Luhan, Sehun'un ders çalıştığını anladığı için bölmek istemedi. Üstünden yavaşça ceketini çıkardı ve odadaki koltuğa bıraktı. Sehun'a yaklaştı ve eğilerek onu dudaklarından öptü. Fısıldadı.
"Çalışman nasıl gidiyor canım ?"
Sehun tam "İyi gidiyor" diyecekti ki kapı sonuna kadar açıldı ve Yoo Gang odaya daldı. Tatlı çifti yakın görünce sinirlendi. Ellerini beline koydu ve cırladı.
"Luhan! Sana odaya giremezsin demedim mi? Sehun'un konsantresini bozma! Okulda son yılı."
Luhan dudaklarını büzerek öne çıkardı.
"Bir şey yapmıyordum ki."
Yoo Gang odaya girdi ve Luhan'ı kolundan tutup sürükledi.
"Vizeleri bitene kadar alt katta yatacaksın. Ona göre."
Luhan küçük bir çocuk gibi "Ama anne-" diyordu ve iri bedeni annesi tarafından çekilmeye devam ediyordu. Sehun arkalarından kıkırdadı. Yoo Gang kapıyı arkalarından çekip gittiklerinde Sehun dersine geri dönmüştü.
Luhan'ın kolları arasında olmak gerçekten dikkatini dağıtabilirdi. Son birkaç haftada yaşadıklarını -özellikle otelde olanları- düşününce kalp atışları hızlandı. +18 eğlenceler kutusundaki hemen hemen her şeyi denemişlerdi. Bir süreden sonra ikisinin de hali kalmamıştı.
Bir anda masadaki telefonu titredi. Yeni telefonu demek daha doğru olurdu. Luhan ona hediye olarak yeni bir telefon almıştı. Sehun telefonun rehberine girdiğinde kendi fotoğraflarıyla karşılaşmıştı.
Habersiz bir şekilde çekilen.
Yatakta uyuduğu anlar.
Güldüğü anlar.
Luhan'ın o uyurken onu gizlice öptüğü selcalar.
Titreyen telefonu aldı ve ekrana baktı.
Kim Jongin : Dostum,son sınavdan sonra ödev için buluşalım. Bütün metinleri bir araya getirelim. Ben ödevi bitirdim, ya sen?
Artık dost sayılırlardı. Ona karşı hiçbir heyecan duymuyordu tabiki de.
Sehun hala yabancı olduğu Apple'ı ile cevap verdi.
"Ben de bitirdim. Ve aynı şeyi düşünüyordum. Gün ve saat belirleyelim."
Sınavlardan birkaç gün sonra bir kafede buluşmaya karar verdiler.
- - - - - -
Vize haftası oldukça stresli geçiyordu. Sehun günü gününe çalışan birisiydi ama birkaç sınavı için çok fazla konuya birden çalışması gerekiyordu. Kalıpları aklında tutamamaktan korkuyordu.
İngiliz Tarihi sınavından çıktığında koridorda Tao ile karşılaştı. Tao'yu görünce ikisi de birbirine koşturdu. Tao Sehun'un bileklerini kavradı ve "Neler olduğuna inanamayacaksın!" diye bağırdı. Sehun hemen elini Tao'nun ağzına kapattı ve fısıldayarak "Sessiz olsana! Hala sınavda olanlar var." dedi.
Neyseki gözetmenlerden biri sınıftan fırlayıp azarlamamıştı.
Tao'yu merdivenlere doğru çekeledi ve bahçeye çıktıklarında Tao çevresini kolaçan edip konuyu anlatmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scent Of A Man (HANHUN) - 남자의 향기
Fanfic120 yıllık bir kan mührü. Evlilik üzerine yapılan bir anlaşma. Oh Sehun, Kim Luhan ile evlenmek zorundaydı.