Bölüm 22 - Kaderin Tekrarı

1.1K 96 37
                                    

Sehun yattığı yerden gözlerini kırpıştırarak çevresini izliyordu. Hareket edemiyordu. Çevrede insanlar koşuşturuyordu ve ambulans sesi duyulmaya başlamıştı. Nedense kendisi için zamanın biraz yavaşladığını hissetti. Sanki her şey yavaş ilerliyordu.

Başını yavaşça yana çevirdi. Yanağının kan olduğunu sıcaklıktan hissedebiliyordu. Otoban tamamen cam kırıklarıyla doluydu.

Luhan neredeydi ?

Nefes almaya devam etti. Yanağına bir kar damlası değdi.

Kar yağmaya başlamıştı. Gökyüzünü izledi.

Ambulans kazanın olduğu alana hızla girdi ve acil servis görevlileri sedye ile ambulanstan indi. Ona doğru koşuyorlardı. Sehun yavaşça sedyeye yatırıldı. İleriden siyahlar içinde bir kadın geliyordu. Koşmaya başladığını gördü. Onu tanımıştı.

Elbisesi sağa sola savruluyordu. Yalın ayak olması onun için fark etmiyordu. Onu etkilemezdi.

Siyahlı Kadın sedyeye vardı ve kırmızı gözleriyle Sehun'u izledi. Gözleri dolmaya başlamıştı. Elini Sehun'un yanağına attı.

"Her şey iyi olacak...bana güven..."

Sehun'un yanağından bir yaş süzüldü. Yüzüne yine bir kar tanesi düştü. Sedye ambulansa götürülüyordu. Gözleri yavaşça kapanmadan önce Siyahlı Kadına tekrar baktı. Onu kimsenin görmediğini biliyordu.

Arkasından geldi ve elini tuttu.

"Bana güven."

- - - - -

Jeju adasına yaptıkları yol boyunca oldukça eğlenmişlerdi. Luhan daha fazla gezebilmek için arabayla gitmelerine karar vermişti. Yol boyu müzik dinleyip sohbet etmişlerdi. Mola verdikleri yerde bir şeyler içip hediyelik eşyalar almışlardı.

Jeju'nun havasının daha ılık olduğu söylenmesine rağmen bugün hava oldukça soğuktu. Hem de uzun süreden sonra Jeju bu kadar soğuk olmuştu. Tedarikçi fabrikaya girdiklerinde güzel bir tur yaptılar. Fabrikada birçok çeşit kahve bulunuyordu.

Yüksek sesle kahve pişirilen bir makinenin önünde duran Luhan, Sehun'a baktı. Aklına ona hep yapmak istediği şey gelmişti.

Tenine bir avuç kuru kahveyi dökmek ve tenine sürtmek.

Teni kahverengine boyanırken onu koklamak.

Sehun pür dikkat fabrikadaki sistemi izliyordu. Üzerinde beyaz bir kazak ve siyah bir pantolon vardı. Luhan'ın ona baktığını fark edince göz göze geldiler. Ona doğru gitti ve kulağına yaklaşıp "Ne oldu?" diye sordu.

Luhan sadece "Bir şey yok." dedi. Nedense içinde kötü bir his vardı. Bazen çok mutlu olduğunda sonradan kötü bir şey olacakmış gibi hissederdi. Ve bunu yanılmazdı da.


Tadım odasına gidince onlar için hazırlanan tadımlıklardan küçük yudumlar aldılar. Sert kahvenin tadı Sehun'un yüzünü tuhaf şekillere soktu. Luhan onu gülerek izlemekle yetiniyordu.

Luhan yarım saatlik bir toplantı için toplantı odasına gittiğinde birkaç personel Sehun'a kahve çekirdeklerini evde küçük öğütücü ile nasıl öğütebileceğini öğretmişti. Ünlü çifte herkes çok kibar davranmıştı. Neyseki rahatsız eden olmamıştı.

Fabrikadan çıktıklarında sert bir rüzgar onları karşıladı. İkisinin de istemsizce gözleri kapandı.

Sehun "Tanrım...hava çok soğuk. Sanki kar yağacak."  dedi. Soğuk hava gözlerini doldurdu.

Luhan Sehun'un elini tuttu ve kendi cebine soktu. Birbirlerine gülümsediler. Arabaya ilerliyorlardı.

"Jeju'ya daha az kar yağar. Bugün hava durumu da iyi görünüyordu."

Scent Of A Man (HANHUN) - 남자의 향기Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin