1 saat geçmişti.
Sehun hala ilk yattığı şekilde uzanmaya devam ederken Luhan huzursuzluktan yatakta dönüp duruyordu. 1 saatin sonunda yatakta dönmeyi bırakıp yorganı kaldırdı. Eski yatak minderinden kalkarken yaylardan acı bir ses geldi.Pencerenin önüne ilerledi. Dikilip yağmuru izledi.
Sonra da sandalyeye astığı ve suları süzülen pantolonunun cebinden bir sigara paketi çıkardı. Geldiklerinde masaya bıraktığı telefonunu da kapadı. Şarjı bitsin istemiyordu. Sabaha lazım olacaktı.
Boşta kalan sandalyelerden birini tek eliyle pencerenin önüne taşıdı ve bir sigara yaktı. Çakmağın ''çık'' sesi ve pencere kenarındaki porselen kül tabağını mermerde sürükleyerek önüne çekmesi sessiz salonu doldurdu. Sigarasının dumanını üflerken dışarıyı izlemeye devam etti.
Düşünüyordu.
Küçüklüğünden kalma birkaç anı aklını yokluyordu.
Bu eski evin merdivenlerinden düşmesi, çalışma odasında babasının hep geniş sırtını görmesi ve abisiyle bisiklet sürmeleri...
Bir şeyler söylemek istiyordu.
Sigarasını tekrar dudakları arasına aldı ve uzunca içine çekti. Bunu yaparken yanakları içeri göçmüştü. Şöminenin aydınlattığı salonda elmacık kemiklerinin altındaki çizgiler sanki simsiyahmış gibi görünüyorlardı. Zehirli dumanı uzun uzun üfledi ve sessizliği tamamen bozdu.
''İsmi Fabién. Fransa'da birkaç kez...birlikte olduk...''
Sehun gözlerini açtı.
Uyumuyordu zaten,deminden beri gözleri kapalı halde Luhan'ın odada gezinmesini dinlemişti. Ama biraz mayışmıştı. Bacaklarını yavaşça oynatıp esnetti. Yatak minderinin yaylarından yine ses geldi.
Çilli çocuk yattığı tarafta kalan boy aynasından Luhan'ı izledi. Başının üstünden yukarı çıkan gri duman odaya yayılmaya başlamıştı. Uzun bacaklarını kaldırıp pencere kenarına yasladığını gördü. Sırtını da sandalyeye iyice vermişti.
''Benim için önemli birisi değil...ben de onun için önemli birisi değilim.''
Sehun bir soru sormamasına rağmen Luhan onun aklından geçenleri tahmin edip ona zahmet vermeden sorularını cevaplamaya başlamıştı.
Tekrar sigarasından bir fırt aldı. Sehun, aynadan onu izlemeye devam ediyordu. Luhan bir elini saçına atıp saçlarını geriye doğru taramıştı.Şuan nemli olduklarını tahmin edebiliyordu.
''Beni neden öptü ben de bilmiyorum.Özür dilerim.''
Oh Sehun gerçekten duymak istediği cevapları alıyordu. Aslında biraz abarttığını da anlamıştı.Ama artık Kim Luhan'ın her bir parçası ona ait olsun istiyordu.
Yattığı süre içerisinde önce, o manzaraya şahit olduğu andaki gibi kafasında kötü sonlu senaryolar kurmuştu. Sonra da her şeyi bir bir aklından geçirmişti. Ona söyleyeceği şeyleri –özür cümleleri gibi- kafasında planlarken de Luhan ondan önce davranmıştı.
Şöminedeki odunlardan çıtır çıtır sesler gelmeye başladığında Luhan ona gür sesiyle ''Seni seviyorum'' demişti.
Sehun gözlerinin dolduğunu hissetti. Çünkü Luhan gerçekten çok içten konuşuyordu. Ve Sehun'un bir şeyler söylememesini umursamadan devam ediyordu.
''Hayatıma nasıl bir anda girdin ?...hayatımdaki en saf ve temiz şey sensin.''
Sehun gözlerini ovaladı. Derin bir nefes almak istiyordu. Odadaki nem iyice arttığından ayna ve pencere de yavaş yavaş buğulanmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scent Of A Man (HANHUN) - 남자의 향기
Fanfic120 yıllık bir kan mührü. Evlilik üzerine yapılan bir anlaşma. Oh Sehun, Kim Luhan ile evlenmek zorundaydı.