Başlamadan önce bir şey söylemek istiyorum, blog açtım. İsterseniz yazdıklarıma bir bakabilirsiniz. Film –özellikle BL'ler- ve deneyimlediğim makyaj eşyaları üzerine yazı yazıyorum/yazacağım. Tabi daha kozmetik ürünleriyle ilgili bir yazı yazmadım. 2 film bir de dizi üzerine yazı yazdımwww.isimbulamadimneyapalim.blogspot.com
umarım bir göz atarsınız,neyse buyrun efendim. Başlayalım.
Yoo Gang karanlık bir ormanda hızlı hızlı koşturuyordu. Gerçi ayağındaki tüylü ve topuklu terlikleriyle koşmaktan çok daha başka bir şey yapıyormuş gibi görünüyordu.Terliğinin topuğu çok yüksek olmamasına rağmen topuğu sürekli toprağa gömülüyordu ve üzerindeki mini,ipek geceliği yüzünden rahatsız hissediyordu. Tam, bunu giymenin pişmanlığını aklından geçiriyordu ki ilerdeki kökleri kocaman, yaşlı bir ağacın önünü siyahlı grili dumanlar kapladı. Manzara oldukça tanıdıktı.
Yine rüyadaydı.
Ve yine Siyahlı Kadın gelecekti.
Yoo Gang komik bir şekilde koşmayı bıraktı ve olduğu yerde dikildi. Dumanların arasından belirmeye başlayan kadını panikle izledi. Sanki yerden çıkıyormuş gibi görünüyordu. Gri dumanlar yerini simsiyah giyimli,sıska kadına bıraktı. Yoo Gang'ın şuanda tek görebildiği kadının sırtıydı. Siyahlı Kadın sıska bedenini arkasına yavaşça döndürdü ve Yoo Gang'a baktı. Tuhaf bir şekilde bugün yüzünü siyah saçları kapatmıyordu. Bembeyaz yüzü biraz uzakta durmasına rağmen seçilebiliyordu. Geniş bir alnı ve küçük bir burnu vardı.
Siyahlı kadın o korkutucu ses tonuyla konuştu.
''Yoo Gang...''
Yoo Gang ellerini önünde bağladı ve yere baktı.
''Şey-hiç söylemenize gerek yok. Gençler çoktan evlendi zaten.''
Bir anda kuvvetli bir rüzgar esmeye başladı. Yerdeki kurumuş yapraklar ve toz-toprak uçuşmaya başladı. Yalnız uçuşan yapraklar ya da tek bir toz tanesi Siyahlı Kadına değmiyordu.
''Bilmediğimi mi sanıyorsun !''
Yoo Gang önünde bağladığı ellerini sıktı ve gözlerini sıkıca kapadı.
''Tabi tabi haklısınız. Siz her şeyi bilirsiniz.''
Demin birkaç ağacı yerinden sökecekmişcesine delice esen rüzgar şimdi sakinleşmişti. Siyahlı kadın Yoo Gang'a doğru birkaç adım attı. Adım attıkça yerdeki kurumuş yapraklar çıtırdıyordu. Başını kaldıramayan Yoo Gang,Siyahlı Kadının kirli ayaklarını gördü. Sanki kanlılardı da.
''Beni dinle Yoo Gang...evlilik tamamlanmadı.''
Yoo Gang hala başını kaldıramıyordu. Siyahlı Kadının dediklerini beyninin anlama süzgecinden oldukça zor bir şekilde geçirdi ve sonuca ulaştı.
''Şey...gerdeği kastediyorsunuz sanırım...maalesef olmadı. Ben de olmasını çok isterdim ama-''
Siyahlı kadının sesi artık daha az korkutucu geliyordu. Nazik sayılabilecek bir tonda cevap vererek Yoo Gang'ın sözünü kesti.
''Evet. İlk birleşmeleri yani.''
Birkaç saniye sustuktan sonra devam etti.
''Ama bunun için küçük bir kıvılcım yeterli. Gerisini onlar yapacaklar zaten. Kalpleri ve bedenleri bunu istiyor...''
Heyecanlanan Yoo Gang başını hızla kaldırdı ve Siyahlı Kadın'a baktı.
''Ay sahi mi ! İstiyorlar değil mi ! Nasıl ? Nasıl yapacağız şu işi !'' (şlfhkdfşlkh)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scent Of A Man (HANHUN) - 남자의 향기
Fiksi Penggemar120 yıllık bir kan mührü. Evlilik üzerine yapılan bir anlaşma. Oh Sehun, Kim Luhan ile evlenmek zorundaydı.