Bölüm 12 Part 1 - Yakınlaşmak

4K 261 389
                                    



Sabahın ilk ışıkları bulutların arkasından göründüğünde mahalle canlanmaya başlamıştı bile. Esnaf karga bokunu yemeden uyanıyor,kadınlar da ev işlerine girişiyordu. Mahalledeki gürültü erken saatlerde başlıyordu. Evlerden gelen elektrikli süpürge sesi,manavdaki çocuğun sebze indirimini ısrarla duyurmaya çalışması ve değnekleri eline almış kapı önlerinde halılara vuran ahjummalar...

Luhan ve Sehun eski apartmanın kapısına çıktılar ve çevreye bakındılar. Jaeho'yu bekliyorlardı ama ortalarda görünmüyordu. Artık eve dönme vakti gelmişti. Arabanın servis ışığı yandığı için direkt Jaeho'yu çağırmışlardı. Jaeho sonradan servisten birilerini çağırarak arabayla ilgilenecekti.

Luhan, Jimin ve Seunghwan'a misafirperverlikleri için teşekkür etmişti ve kapı önünde uzun bir kucaklaşma yaşanmıştı. "Tekrar gel"ler ve "Yine bekliyoruz"lar havada uçuşmuştu. Kim Luhan itiraf etmeliydi ki buraya tekrar gelmeyi ve yine pazarın ruhunun bir parçası olmayı dört gözle bekliyordu.

Sehun göz ucuyla Luhan'a baktı. Hava gerçekten soğumaya başlamıştı ve deli gibi rüzgar esiyordu. Kendisi, burnunu boğazlı kazağının içine sokmuştu ama iri adam üstünde sadece takım elbisesiyle elleri cebinde dikiliyordu. Üşüyormuş gibi bir hali de yoktu. Çevreye bakıyordu.

Sehun, Luhan'ın dudaklarını yalamasını ve yutkunmasını, hala uyku akan yüzünü izledi. Gözlerini yavaş yavaş kırpıştırıyordu ve arada da gözlerini kapıyor,başını rüzgara doğru kaldırıyordu. Profilinin ana noktası olan burnu, hafifçe kızarmıştı. Saçlarına elini sokup geriye doğru atıp duruyordu.

Kahvaltı bile yapmamışlardı. Artık eve gitmeleri ordan da Luhan'ın işe, Sehun'un ise okula gitmesi gerekiyordu. Her ne kadar Sehun istemese de. Tao'nun veya arkadaşlarının olayları duymamasını umut etti. Hem zaten Tao gazete falan okumazdı ki. Yine bir proje ödevine giriştiyse dünyadan elini eteğini çeker,ilham perileriyle sevişmek için kendini eve kapardı.

Öyle olmasını umdu.

Luhan ellerini cebinde tutmaya devam ederken pahalı İtalyan ayakkabılarını yere sürttü. Yerdeki küçük bir taşı ayakkabısının hafif sivri olan burnuyla önce ileri atıyor sonra da tekrar ayağının dibine kadar .çekiyordu. Bunu yaparken takımın içine saklanmış çıkık kalçası daha da havaya kalkıyor,baldırlarının sıkılığı görünüyordu.

Sehun,bu adamın alt tarafı bir taşla bile oynarken yakışıklı olduğunu düşündü.

Eskiden çalıştığı marketin kapısında belirdiğinde de onu çok yakışıklı bulmuştu. Her anlamda da bir beyefendi olduğunu o gün belli etmişti zaten. Sigarayı tutuşu,yemek yiyişi,konuşması....

Her zaman olduğu gibi aralarındaki ilişkiyi düşündü.Seyri çok tuhaftı. Biraz yakınlaştıkları an Oh Sehun kendini geri çekiyordu. Şu romantik komedilerdeki selebant olayı gibiydi -yapışınca bantı açıp uzaklaşma taktiği- ama Sehun bilinçli yapmıyordu işte.

Bir an kendini onunla gülerken buluyor sonraki gün ise konuşmuyorlardı. Kim Luhan'ın bu kadar iyi olmasına inanamıyordu. Birbirine tuzak kurup kuyu kazan insanların olduğu bir çevrede büyümesine rağmen iyi ve babası tarafından sürgün edilmesine rağmen kin güdmeyen bir yapısı vardı. Bu kadar iyi olmasına inanamadığından şüpheleniyor, zarar göreceğini düşünüp kendini geri çekiyordu. Hatta adamın kendi ailesini bile çalmaya çalıştığını düşünür olmuştu. O kadar şüpheciydi. İçinden ona defalarca sövmüş demediğini bırakmamıştı.

Kim Luhan ona gerçek değilmiş gibi gelse de ona çekiliyordu.

Geceleri.

Kendisi farkında olmadan.

Scent Of A Man (HANHUN) - 남자의 향기Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin