Bölüm 12 Part 3 - Baskın Basanındır

3.5K 268 316
                                    

Ç
Hafta başı geldiğinde birkaç gün önce yaşananlar unutulmuştu bile. Yine de Sehun'un, Luhan'ın dudağındaki kremayı alma gifi birçok sitede dolanıyordu. Özellikle genç kızlar bu gifi pann gibi sitelerde,forumlarda sürekli paylaşıyordu.

Luhan üstündeki pişmanlığı atmıştı. O gece, Sehun'un yanından ayrılmaması gerektiği sürekli kafasının içinde dolanıp durmuştu ama sonunda rahatlamıştı. Onu rahatlatan şey belki de o iki kızı mahkemeye vermesiydi.İki kız da eskiden okuduğu lisede alt sınıftanmış meğer.

Sehun giysi odasındaki aynanın önünde dikiliyordu. Yoo Gang'ın aldığı kıyafetlerden birini giymeyi düşünüyordu artık. Aynada yarı çıplak bedenine bakmayı bıraktı –Luhan işe gittiği için odada rahatça hareket edebiliyordu – ve askıların önüne ilerledi. Giysileri karıştırdı. Somon rengi bir kazağı eline aldı ve askıdan çıkardı. Üstüne geçirdi. Kazak oversizedı. Kalçalarının altına geliyordu. Yine aynanın önüne ilerledi ve bu kazakla solgun görünüp görünmediğini kontrol etti. Fena durmadığını düşünürken Luhan'ın elbiselerinin olduğu askının önüne ilerledi. Takım elbiselerine baktı. Elleriyle yavaşça gömleklere dokundu. Hepsi o kadar özenliydi ki. Güzelce ütülenmişlerdi.Tuhaf olan bir gömlekten yaklaşık 10-15 tane olmasıydı. Özellikle beyaz gömleklerden.

Gömleklerle oyalandıktan sonra Luhan'ın pijama çekmecesini açtı. Hepsi güzelce katlanmıştı. Genelde ipek pijamalar ağırlıktaydı. Siyah ipekten yapılma pijama altına dokundu.

O gece kendi işini hallettikten sonra kulağını banyo kapısına dayamıştı. İçindeki bir şey,birisi ona bunu yaptırmıştı. Kim Luhan'ın nefes seslerini ve penisini çekme sesini duymuştu. (EVET BENCE DE OHA)

Artık bir şeylerden emindi.

Pijama çekmecesini kapadı ve bir altındakini açtı. Boxer çekmecesiydi. Aklına geçen gün Maxim'in yürütmeye çalıştığı ve Luhan'ın cebine tıktığı boxerı geldi.

Acaba ona ne olmuştu ?

Kendi dolabına döndü ve açık renk bir kot pantolonu eline aldı. Hemen bacaklarından yukarı çekti. Bunun da güzel durduğunu düşündü ve saat çekmecesini açtı. Yoo Gang o kadar çok saat almıştı ki. Altın rengi vintage görünümlü bir saati aldı ve direkt koluna geçirdi. Sonra da saate baktı.

10:45

11.30'da dersi vardı. Ve daha kahvaltı bile yapmamıştı. Rafların birinden spor bir sırt çantasını –markası CAT idi- aldı ve öbür çantasındaki eşyalarını tepiştirmeye başladı.

Okula varabildiğinde –Jaeho elinden gelen en hızlı şekilde sürmüştü arabayı- arabadan indiği gibi fakülte binasına koşturdu. Direkt sınıfa ilerledi çünkü dersin başlamasına dakikalar kalmıştı. Sınıfa girdi ve gözü boş yer aradı. Herkes yerlerine oturmuş edebiyatçıyı bekliyordu. Genelde Raviyle yan yana otururdu ama o da bugün bir başkasıyla oturmuştu. Sonunda boş bir yer gözüne çarptı ve boş sandalyenin yanında oturan çocuğa baktı. Tanıdık esmer tene.

Kim Jongin'e.

Sehun dudak büktü. Onun yanına oturmak istemiyordu. Öte yandan bir şeyleri test etmek için güzel bir fırsattı.

Hala ondan etkileniyor muydu ?

Çantasının askılarını kavradı ve sıktı. Jongin'in yanına ilerledi. Jongin onu gördüğü an sandalyeye koyduğu çantasını kaldırdı. Tek boş yer orası kalmıştı. Sehun bir şey demeden yanına oturdu ve çantasından kitabını çıkardı. Masaya kalemlerini bıraktığında Jongin'in gülümsemesini gördü.

''Vay,bugün çok şıksın dostum.''

Sehun içinden konuşmaya başladı.

'Dostum mu ? Bilmediğim bir anda yakınlaştık mı acaba ?' diye düşünürken sadece ''Teşekkür ederim.'' demişti.

Scent Of A Man (HANHUN) - 남자의 향기Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin