song; wilco - how to fight loneliness
Yemekhaneden çıkınca koşan Felix'i görmüştü Hyunjin, hemen koşmaya başladı. Hiç düşünmeden hareket ediyordu son 5 dakikadır ancak pekte umurunda olduğu söylenemezdi bu nedenle hiç durmadan takip etti önündeki çilli oğlanı.
________________
Önündeki kişi durunca Hyunjin'de durma kararı almıştı. Soluk soluğa kalmıştı ikisi de. Hyunjin, nefesi düzene girince vücudunu dikleştirdi ve Felix'e baktı, sırtı Hyunjin'e dönüktü.
"Felix..." dedi Hyunjin kısık bir sesle. Felix'den cevap beklerken oldukları yer bir gözden geçirdi, ıssız bir yerdi. Okuldan nasıl çıktıklarını, okuldan çıkmalarına nasıl izin verdiklerini veya buraya nasıl geldiklerini bilmiyordu.
"Fel-" cümlesini tamamlayamadan Felix arkasını döndü ve yaşlı gözleri ile Hyunjin'e baktı "Sence de adil mi?" dedi, halsiz bir şekilde. Hyunjin ise Felix'e doğru yürürken "Ney?" diye sordu. Felix, sadece olduğu yerde durmuş ve Hyunjin'in yanına gelmesini bekliyordu, cevap bile vermemişti.
Hyunjin, Felix'n yanına vardığında Felix, bir anda Hyunjin'e sarıldı. "Beni güldüren kimse yokken, insanlardan "neden gülmüyorsun?" gibi sorular duymak." dedi. Sesi, yüzünü Hyunjin'in üniformasına gömdüğü için boğuk çıkıyordu. "Değil..." dedi Hyunjin, aynı ses tonunda.
"Peki ya neden sende adil olmayan bir şey yaptın?" dedi çilli. Gerçekten merak ediyordu. Hep soruyordu ve tek cevap "Değil" di ama iş yapmaya gelince herkes gözlerini kırpmadan yapıyordu, söylüyordu.
"Salak olduğum için. Düşünmeden konuşan bir aptal olduğun için ve senin gibi..." dedi ve sustu, Felix'in ona bakmasını bekliyordu. Felix ise neden sustuğunu merak ettiği için başını kaldırdı ve Hyunjin'e baktı. *Felix'in kalın sesini taklit ederek* "Mükemmel olmadığım için." dedi.
Hyunjin'in söylediği şey ile utanmaya, çıkarmayı 'denediği' ses ile de kahkaha atmaya başlamıştı. "Güldün!" dedi Hyunjin, bir çocuk gibi zıplarken.
Felix de gülümsemesini hiç kesmeden zıplamaya başlamıştı.
"Gitmek istemiyorum." dedi Felix, zıplamaya devam ederken.
"Nereye?" diye sordu Hyunjin, Felix'in dediğine.
"Okula."
"Hee okula *gülümser* tamam."
"Cidden kabul mü ettin sen? Okulu ekiyoruz, farkındaysan." dedi Felix. Zıplamayı bırakmış ve olduğu yerde Hyunjin'e bakmaya başlamıştı.
Çok yakışıklı
Diye geçirdi içinden. Hyunjin zıplamaya devam ediyordu, ta ki Felix kollunu tutana kadar.
"Soruma cevap ver." dedi.
"Sadece 1 gün, bir şey olmaz. Hem seni cidden incittim. Bu gün hem eğleniriz hem de kütüphaneye gidip ders çalışırız, ne dersin?" dedi Hyunjin, bir yandan da Felix'in vicdanını rahatlatmak için.
"Tamam. Peki ya nereye gideceğiz?" diye sordu Felix. "Bilmem sen nereye gitmek istersin?" dedi Hyunjin'de. O sırada yürümeye başlamıştı. Felix'de hemen peşinden yürüyordu. Aklına en sonun bir yer geldiğinde, o bebek sesini yaparak "Lunaparka!" dedi, aynı heyecanlı bir çocuk gibi.
Hyunjin ise sadece gülümsemek ile yetinmişti. İnşallah bunu da batırmazdı.
_____________________
Hyunjin'in işleri bok etmemesi için dua zinciri kuruyoruz
🕯 🕯 🕯 🕯 🕯
ŞİMDİ OKUDUĞUN
imkansız ―Hyunlix [Düzenleniyor]
Sonstiges[Tamamlandı][Angst] "Tanrı beni bir hastalıkla cezalandırırken nasıl huzurlu bir şekilde aşk hayatı yaşayabilirdim ki."