23²³

686 64 4
                                    


song; sshnikko - hi, it's me

Hyunjin

       Hızla okulun kapısından çıktım ve ezbere bildiğim yoldan ilerlemeye devam ettim. Normal zamanların aksine bu sefer hoplaya zıplaya gidiyordum. Adeta bir çocukmuşçasına mutluluğumu herkese anlatmak istiyordum. Öyle ki bir an durup yerde minik adımlar ile yürüyen kuşa anlatmak istedim ama bilirsiniz ya, biraz tuhaftı. Felix'i göreceğim gerçeği beni her gün daha da çok mutlu ediyordu. O kahkaha sesi, adımı o güzel sesinden duymak harikaydı. Şahsen benim için bir çok şeye bedeldi. 

       Minho ile Jisung da her zamanki gibi beraber yürüyüşe çıkmıştı. Bu nedenden dolayı evde kimse yoktu. Felix'in yalnız kalmasını istemiyordum ki zaten vicdanım buna el vermiyordu. Bu yüzden adımlarımı daha da hızlandırdım ve ilerlemeye devam ettim. Bir kaç adımın ardından aklıma Felix'in beni istemediği gerçeği gelmişti. 

"Defol git evimden!"

           Burukça gülümsedim. Beni istemediği gerçeğini kabul etmek canımı yakıyordu ama bunu aldırış etmedim ve yürümeye devam ettim. Evde ne kadar fazla yalnız kalırsa onun için daha kötü olacağını bildiğimden dolayı bu sefer yürümenin aksine koşmaya başladım. Sertçe esen rüzgara karşı gelip daha da hızlanıyordum. Rüzgarın saçlarımı dağıtmasına izin vermiştim. 

          Fazla hızlı koşmuştum bu da doğal olarak nefes nefese kalmama ve yorulmama neden olmuştu. Dinlenmek için bir yerde durdum ve düzensizce inip kalkan göğsümü düzene sokmaya uğraştım. Amacıma ulaştıktan sonra yakınlarda gözüme çarpan markete girdim ve Felix'e en sevdiği atıştırmalıkları aldım. 

         Atıştırmalıkları aldıktan sonra yeniden koşmaya başladım. Kısa bir yolum kalmıştı. Durmadan koşarsam kısa sürede oraya varabilirdim. 

         Bir kaç dakikanın ardından Felixlerin evinin önüne gelebilmiştim. Nefes nefese bir şekilde evin ziline basmaya başladım. Baya uzun bir süre zile basmama rağmen kimse kapıyı açmamıştı. Bu da doğal olarak endişelenmeme sebep olmuştu. Eun ile Seungmin eve uğrayacaklardı hatta şu an evde olmaları gerekiyordu. Bir kaç defa daha zile bastım ancak yine açan yoktu. Derin bir nefes verdim ve cebimden telefonumu çıkarıp Seungmin'i aradım.

Aranıyor...

Aradığınız kişiye şu anda ula-

          Telefonu bir hışımla kapadım ve etrafıma bir göz gezdirdim. Hala gelen giden yoktu. Bu sefer ise Eun'u aramaya karar verdim.

Aranıyor...

Alo?

[Efendim?]

Neredesiniz siz?

[Ehm..hastanedeyiz]

Birinize bir şey mi oldu? Hani eve uğrayacaktınız. Kapı da kaldım Felix'de bekliyor.

[Zaten Felix için geldik hastaneye]

Efendim?

[Felix için hastaneye gittik diyorum. Bayılmış..]

Hangi hastanedesiniz?

[Sakinsin değil mi Hyunjin?]

Sadece hangi hastane olduğunu söyle. Yada konum at.

[Tamam konum atıyorum ama lütfen sakin ol]

Susacak mısın yoksa telefonu yüzüne mi kapatayım

[Tamam ama-]

Arama sonlandırıldı

         Olduğum yerde dönüp duruyordum. Eun Hee'den gelecek olan konumu bekliyordum. Tamam, sakinim. Sonuçta eninde sonunda bunun olacağını hepimiz biliyorduk, değil mi? Yani evet. 

          Derin bir iç çektim ve gelen bildirim sesi ile telefonuma baktım. Sonunda Eun Hee'den mesaj gelebilmişti. Bildirimin üstüne tıkladım ve gelen konumu inceledim. Ardından etrafta oraya giden en yakın otobüs aramaya başladım. Kısa süre de bulmamın minik sevinci ile otobüse bindim. Hastane çok uzak değildi yani varmam baya uzun sürmezdi. Ancak endişeliydim böylelikle kısa olan yol benim için saatlerce sürecekmiş gibi gelmeye başlamıştı. Nefesimi tekrardan derince verdim ve camdan dışarıyı izlemeye başladım.

imkansız ―Hyunlix [Düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin