song; adamlar - koca yaşlı şişko dünya
2 yıl sonra
Ağzına doğru götürdüğü viski bardağını hızla elinden aldı ve tatlı bir sinirle "Fazla içme," diye başladı cümlesine. Elinde olan viskiyi tezgaha koydu. Ardındansa minik olan ağzını aralayarak "Sarhoş olmanı istemiyorum." diyerek cümlesini tamamladı. Sevdiği adamdan gelen uyarı ile alkol kokan barın kokusunu içine çekti ve sert bir şekilde dışarı verdi. Yanıt olarak ise sadece "Peki.." diye mırıldanmakla yetinmişti.
Bu gün sevgili olmalarının 2. yıl dönümüydü. Arkadaşları ile bir bara gidip biraz kafa dağıtmak istemişlerdi. Bir çok insan için normal olan bu gün onlar için eşsizdi. Hayatlarını değiştiren bir kararın yıldönümüydü, ki bu düşünce ikisinin de ayaklarını yerden kesiyordu.
Hyunjin omzunu cimcikleyen el ile inledi ve yanındaki kişiye baktı. "Acıttın lan.." dedi acıyan yerini ovarken. "Ay haspam hemen de 'Ah, uh, ıh' de sende. Sanki kolunu kopardım." gözlerini devirirken konuşmuştu karşısındaki adam. "Acıyor ben ne yapayım-" acıya yerine gelen yumruk ile ağzından minik bir küfür kaçmıştı "Siktir-" olduğu yerde zıplıyor ve sanki kolu kopmuş gibi hareketler yapıyordu. Bu hareketlerini izleyen Jisung başını 'senden bir bok olmaz' diye sallarken sevgilisini izleyen Felix onu fazlasıyla tatlı bulmuştu.
Yaşanan onca şeyin ardından Felix iyileşmiş hatta eskisine nazaran daha dirençli olmuştu. Hyunjin ile beraber ufak bir evde kirada kalmaya başlamışlardı. Hatıraları kesik bir şekilde zamanla yerlerine oturuyordu. Hala her şeyi net bir şekilde hatırlamasa da bazı önemli anları hatırlıyordu. Geri kalanını ise diğer beş gencin anlatımı ile biliyordu. Eğer bir dilek şansı olsaydı şu an karşısında duran be gencin hiç birini unutmamak olurdu. Çünkü hepsi onun için inanılmaz ve olağanüstü insanlardı.
Mesela Lee Minho; Kardeşiydi ve her zaman ona en çok destek veren kişi olmuştu ki bu inanılmaz bir şeydi. Hayatında belki de en çok güvendiği insanlar arasında en başlarda olabilecek birisiydi.
Ardından Lee Eun Hee; Kız kardeşiydi ve aynı Minho gibi her daim yanında olacak ve ona destek verecek birisiydi. Bir derdi olduğu zaman ilk anlattığı kişiydi ve ona akıl hocalığı yapan birisiydi.
Daha sonra Han Jisung geliyor tabii; Sevgilisinin en yakın arkadaşıydı ve de eniştesiydi. Bu kısa hayatında görüp görebileceğiniz en komik insan kim deseler sanırım Jisung derdi. Moodunun yerlerde süründüğü zaman Jisung hemen gelir ve saçma salak hareketler yapardı. Böylelikle de zaten Felix bu hareketlerine karşı kahkahasını tutamazdı.
Ve sakinliği beden bulmuş kişisi; Kim Seungmin. Gerçekten huzurun ve sakinliğin beden bulmuş haliydi. Dışardan ne kadar sessiz birisi olarak görünse de eğer gerçekten onunla yakın olursanız içindeki deliyi görebilirdiniz. Jisung ile beraber yapmadıkları delilik kalmamıştı neredeyse.
Sıra geldi hayran olduğu kişiye; Hwang Hyunjin. Felix'e göre Hyunjin'i anlatmak için hiç bir kelime yeterli kalmazdı. Her onu anlatmayı denediğinde bir kelime daha ekliyor. Ardından bir kelime daha, bir kelime daha ve bir kelime daha. Daha sonra bir bakmış ki saatler geçmiş ancak hala Hyunjin'i tam olarak anlatamamış olurdu. Onun için eşi benzeri olmayan, mucizelerin birleşiminden oluşmuş bir adamdı Hyunjin. Hala aklı el veremiyordu, nasıl bu kadar kısa bir zamanda bağlanmıştı bu adama bu kadar? Nasıl becermişti bunu? Ancak bu saçma soruları boş verip anın tadını çıkarmaya karar verdi Felix, ki bana sorarsanız bu en iyi karardı.
Ancak her şeyi bir kenara bırakırsak Hyunjin, Felix'in sevgilisiydi ve diğerleri onun ailesiydi. Bunu hiç bir kimse veyahut hiç bir şey değiştiremezdi.
Düşüncelerinin arasında kaybolurken masaya koyduğu Hyunjin'in viskisinden bir yudum aldı ve donuk bir surat ille boğazından sert bir şekilde geçmesine izin verdi. Arkasından bıraktığı acılık ile birazda olsa yüzünü ekşitse de sevgilisinden aldığı minik bir öpücük ile ekşittiği yüzünün yerini gülücükler almıştı. Hyunjin, Felix'in kulağına yavaşça yaklaştı. Ardından fısıltı ile cümlesini söyledi.
"Seni seviyorum Hwang Felix."
"Bende seni seviyorum Lee Hyunjin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
imkansız ―Hyunlix [Düzenleniyor]
Random[Tamamlandı][Angst] "Tanrı beni bir hastalıkla cezalandırırken nasıl huzurlu bir şekilde aşk hayatı yaşayabilirdim ki."