19.

88 19 9
                                    

Derin bi nefes verip kutuyu önüme çektim. Kutuyu açıp içine baktım.
İçinde bi kaç tane zarf vardı. Zarfları çıkartıp önüme koyduğumda kızlar merakla zarflara bakıyolardı. Zarfların ilkini açtığımda birkaç tane fotoğraf gördüm,  fotoğrafları çıkartıp tek tek baktım. Nehir' in barda çekilmiş bi kaç fotoğraflardı ama , ama ...
" N' oldu mira , bize de göstersene ."
" Y-yok bişey ya , gereksiz bi kaç fotoğraf. En iyisi ben bunları atayım ya ."
Nehir birden fotoğrafları elimden çekip aldığında ne tapacağımı bilemedim. Fotoğraflar nehir' in elinden düşüp yere saçıldığında Asu ve Asya'da görmüştü.
" İyi ama bu nası  olur ?"
" Bilmiyorum Asya , bilmiyorum ."
Diğer 3 zarfta da ben , Asu ve Asya'nın buna benzer fotoğrafları vardı. Bizim o gece kavga ettiğimiz adamlarla çekilen fotoğraflarımız , kavga etmiyomuşuzda şey ediyormuşuz gibi duruyordu. Bi de üstüne üstümüzdeki kıyafetlerin dekoltesi eklenince...
" Biri bu fotoğrafları görse kim bilir hakkımızda ne düşünür ?"
Nehir haklıydı.
" şu kağıt ne mira?"
Gösterdiği benim fotoğraflarımın olduğu zarftı.
Asu gözlerini devirip içindekini diyorum deyince zarfı elime aldım.
İçindeki katlanmış  kağıtı çıkartıp yazıyı okumaya başladım.

İnsanlar sizin bu hallerinizi görse kim bilir hakkınızda ne düşünürler ? Yanlışlıkla internete yüklenseler filan...

Ama merak etme ben seni her halinle kabul ederim güzelim.

DALGA GEÇİYO PİSLİK."
" Dalgayı filan bırakta okumaya devam et."
( devamı)
Nehir ;
Önce senden başlayalım. Hepinizin onuru senin elinde. Her şey sana bağlı. Alta yazacağım adrese yazdığım saatte yalnız gel.
Bi yanlışlık olursa eğer bu fotoğraflar kaza sonucu hiç gitmemesi gereken ellere gidebilir .
Anladığınızı varsayıyorum.

Saat 20:00
...... fabrikasında

Mektup bitince Nehir' e baktım.
" Tabiki gitmeyeceksin Nehir, kime gönderirse göndersin fotoğrafları."
" Gidicem Asu , konu kapandı."
" Kızım sen sen deli misin ya ? Adamla bi kaç dakika yalnız kaldım kaç gün toparlayamadım. Ne çabuk unuttun."
" Bi de akşam hayatta olmaz. Gideceksen bile anca beraber kanca beraber."
Asu ve Asya'da  de bana katılınca Nehir ' de mecburen kabul etmek zorunda kaldı.
" Barutgilden de sen de yardım isteyemeyiz. Daha katilin onlar olup olmadığından bile emin değiliz."
" Nehir sen tam saatinde git. Biz biraz erken gidip bi yerlere saklanalım. İhtiyacı olursa eğer Nehir' ede yardım ederiz."
Dikkat çekmemek için Nehir' in tam aksine boydan boya siyah giyip , siyah bere taktık.
Nehir' de beyaz bi tayt  , kan kırmızısı bi mont giyip saçlarını tepeden topladık.
Saat 6:30 olunca bir taksi çağırıp yazılı olan adrese gittik . Etrafın bir çöplükten hiçbir farkı yoktu . Çöplerden oluşan küçük tepeciklerin arkasında eski bi oyuncak bebek fabrikası vardı ." çöplerin arasına saklanalım. Belki fabrikanın içinde ve dışında kameralar vardır."
" İyi ama nehir ' in yardıma ihtiyacı olduğunda nasıl anlayacaz Mira ?"
Omuz silktim.
" Üstündeki çipten tabii ki."
" Nehir' in Üstünde çip mi var ?"
" ne olur ne olmaz diye ."
...
Sonunda bi yere saklanıp Nehir' in gelmesini beklemeye başladık.
Bi süre sonra içeriye 4 araba girdi. İlk arabadan inen şoför arka kapıyı açınca o indi. Tıpkı ilk gördüğümden gibi yüzünde aynı maske ve ellerinde aynı siyah , deri eldivenler vardı.
Fabrikaya doğru giderlerken kurumlardan ikisi arasında bi sorun olmuş olmalıki kavga ettiler. Sonra da onlarda fabrikaya gitti. Kısa bi süre sonra Nehir gelmişti ama o fabrikaya gitmeden katil buraya geldi.
" Hoşgeldin." Hayır yani niye sesini değiştiriyor ki ? Biz bu iğrenç sesi dinlemez zorunda mıyız ya ? Allah Allah .
Nehir yutkunup ona bakmaya devam etti. Katil Nehirin etrafında dönmeye başladı.
" N-ne istiyosun bizden? Rahat bırak artık bizi."
" Yerinde olsam şuan kendimden başkasını düşünmezdim. Sonuçta burda yalnızız. "
Cebinden çıkardığı çakıyı eliyle kamufle edip Nehir' e yaklaşmaya başladığında gözlerim kocaman oldu. O çakıyı nehir' e göstermiyordu çünkü onu uğraştırmasını istemiyodu.
Allahım. O Nehir' sen başlamak derken Nehir' i öldüreceğini kastediyodu. Kavga eden iki korumadan birinden düşen silahı elime aldığımda ellerim zangır zangır titriyodu. Asya'ya yaklaşıp taksi çağırmasını söyledim.
" Y-yaklaşma bana."
" o fotoğrafları almak istiyorum musun?"
Diğer eliyle tuttuğu flaşa baktım. Demek ki fotoğraflar bunun içindeydi.
" Ne yapmam gerek."
Katil gülüp Nehir' i baştan aşağıya süzdü.
" Beni eğlendirmek yeterli."
Nehir tam kaçacakken saçlarından tutup yere düşürdü. O Nehir' e doğru yaklaşırken ben çoktan diz kapağının bi kaç parmak aşağısını nişan almıştım. Nehirin yanına geldiğinde tetiği çektim. Kardeşlerimden birine daha zarar vermesine izin vermezdim. Yere düşen katille hızla terimden çıkıp katilin ensesine silahın kabzasını bütün gücümle geçirdim. Bayıldığında elindeki flaşı alıp silahı yere attım. Asu ve Asya nehiri sakinleştirmeye çalışırken silhın sesini duyan korumalar buraya doğru koşarak geliyorlardı. Elim katilin maskesi e gittiğinde Asu kolumu tuttu. Taksi geldi hadi çabuk. Korumalar çok yakınımızdaydı. Maskeyi bıraktım.
" LANET OLSUN."
Bağırmak biraz olsun iyi gelirken oturduktan sonra çarparak kapattığım kapı biraz daha sakinleşmedi sağlamıştı. Çok az kalmıştı. Onun kim olduğunu görmeme çok az kalmıştı.

Bitti...
Almira az kalsın katilin kim olduğunu görecekti ... ama maalesef kıl payıyla kaçırdı. Bölüm nasıldı ? Katil sizce kim ?
Barut ve ekini mi ? Değil mi ?
Neden ?

Güz Matemi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin