Taksiden inmemizle koşarak bizim eve girmemiz bir oldu. Evin her yerini kontrol ettikten sonra salona gidip kendimizi koltuklara attık.
" Şimdi ne yapıcaz ?"
" İlk olarak Barutgili kontrol edelim. İçlerinde birisi vurulmamışsa eğer şimdilik sorun yok. "
" Tamam. Ama sabah gidelim. Biraz dinlenmemiz lazım."
Ben annemgilin odasında , kızlarda ortak banyoda duş aldıktan sonra benim odamda buluşup yatağa girdik. Bugün olanlar beni çok korkutmuştu. O pislik az kalsın Nehir' e ....
...
" MİRA KALK ARTIK YA HADİ !"
Gözlerimi kırpıştırıp ellerimle ovuşturduktan sonra başımda dikilen Asu'ya şaşkın şaşkın baktım.
" Elini yüzünü yıka. Aşağı gel , kahvaltı yapıcaz."
deyip odamdan çıktı. Sallana sallana mutfağa gittiğimde kızlar masaya oturmuş beni bekliyordu.
" Sonunda gelebildin."
" Daha meyve vermedik ya biraz daha oyalansaydın mira ."
" Aynen , kahvaltıdan sonra bi de o meyveleri yerdin. Ne güzel , organik organik."
Kozları hiç takmadan yerime oturup kahvaltımı yapmaya başladım. Kahvaltıdan sonra evi dip köşe temizledik. Malum annem her an gelebilir. İşler bittiğinde bizde bitmiş bi vaziyetteydik.
" Saat 2 ' buçuğa geliyo ya . Emniyet Müdürlüğüne gitmeyecek miyiz ?"
Ayağa kalktım.
" Asya doğru söylüyo. Hadi kalkınca hazırlanalım. "
Benim odama çıkıp bi şeyler bakmaya başladık.
Nehir siyah beyaz pileli , dizinin biraz üzerinde biten , ekose etek , beyaz yarım, bluz beyaz spor ayakkabı giydi. Sarı saçlarını ortadan ikiye ayırıp iki tane balıksırtı ördüm çok tatlı olmuştu. Kırmızı bi ruj ve rimel sürdüğünde yatağımın üstüne oturup telefonuyla oynamaya başlamıştı.
Asu siyah askılı yarım t-short , kot pantolon, siyah spor ayakkabı giydi . saçlarına maşa mı yoksa tost mu yaptığına anlayamasam da çok güzel duruyordu.
Asya dizinin altında biten düz kesim , siyah kot kapri pantolon , üstünde siyah yazıları olan bağlamalı beyaz t-short , lacivert converse giyip saçlarına yarım topuz yaptı.
Bende siyah kot şort , siyah önden fermuarlı , kalın askılı kot bi büstiyer , siyah postallarımı giydikten sonra saçlarımı yukardan dağınık bi şekilde bağladım. Hazır olduğumuzda taksi çağırıp gelmesini beklemeye başladık.
Taksi gelince hızla evden çıkıp koşar adım taksiye bindik. Dünkü olanlardan sonra camdan dışarıya bakmaya korkuyoduk.
Sancakbeyi Emniyet Müdürlüğü' nün önünde inip içeri girdik. 3. Kata çıkıp barutgiki aramaya başladık. Bayan bi polisin bize bakarak telefonla konuşmasının üzerinden 1 dk geçmeden barutgil karşımızdaydı. İlk önce bizi süzdüler. Sonrada çevremizdeki polislere baktılar. Cenk denen polis bize bakan polislere " İŞİNİZE BAKIN LAN." Diye bağırdı. Rüzgar Asya'yı kolundan tutup bi odaya doğru çekiştirince peşlerinden bizde gittik.
Fazlasıyla geniş olan odada 12 kişilik siyah bi masa , 2 tane 3-4 kişinin oturabileceği deri koltuk , barutun siyah masası , masanın üstündeki bilgisayarı , siyah dönen sandalye ...
Valla hakkını yiyemicem Barut' un odası fazla göz alıcıydı.
" Ne işiniz var burda ?"
Elimi bi dakka dercesine kaldırıp Baut' un sağ diz kapağının altına tekme attım. Kaşlarını çatmış bana bakan barut haliyle hiç bi şey anlamamıştı. Diğerlerini de kontrol edip derin bi nefes aldım. Hiç biri katil değildi.
" Kızlar rahatlayabilirsiniz ." Dedikten sonra deri koltuğa oturdum.
" N'oluyo lan burda ?"
Bulutun sesiyle Nehir' e baktım. Anlatmam için izin verdiğinde onlardan şüphelendiğimizden , neden şüphelendiğimizden başlayıp katili neden , nasıl , neresinden vurduğuna kadar her şeyi anlattım. Bulut kaşlarını çatarak Nehir' e baktı. " Daha dün tecavüz edilmek üzereydin ve bugün hala böyle giyinebiliyosun öyle mi ?"
" Bugün iki tane randevum var." Nehir ' in tırnaklarına bakarak söylediği şeylerle gülmemek için kendimi zor tuttum. Bulut' un ona böyle bişey söylemesi zoruna gittiği için olmadığı halde randevum var demişti Bulut' u sinir etmek için. Aslında o içindeki fırtınaları dışına yansıtmamak için böyle yapıyordu ama kimse onu anlamıyordu . Yani bizden başka kimse ...
" LAN DAHA DÜN. TECAVÜZÜN EŞİĞİNDEN DÖNDÜN SEN. HALA RANDEVU DİYO. ANASINI SATAYIM BEN BÖYLE İŞİN ."" DÜZGÜN KONUŞ BENİMLE. SEN KİMSİNKİ BENİ SORGULUYOSUN . "
Bulut sinirle Nehir' in yanına gidip onu sertçe geriye doğru itti. Nehir sırtını kapıya çarpınca alt dudağını ısırdı. Canı acımıştı. Bulut Nehir' in başının hemen yanına yumruk attı.
" KİMİM BEN ÖYLE Mİ ? KİMİM ."
Bulut Nehir' i öpünce gözlerim kocaman açıldı. Oha , çüş , deve ..
N'oluyo yaa. Kızlarda uzaylı görmüş kesi gibi onlara bakarken Nehir' inde Bulut' a karlılık vermesi bizi daha da şaşırtmıştı. Asu koluma vurdu." Gözlerini açabilirsin mira."
" Emin misin ?"
" hı hı "
Parmaklarımın arasından onlara baktıktan sonra rahat bi nefes verip gözlerimi açtım.
" Napıyosunuz ya siz ? Psikolojim bozuldu be sizin yüzünüzden."
Nehir , Bulut' u itip odadan çıktığında Cenk gülerek " Randevusuna geç kalmış sanırım. Baksana koşa koşa gitti ." Dediğinde Asu sinirle ona baktı." Nehir' in bugün randevusu filan yok ahmak. Ayrıca böyle hazırlanmasının sebebi biraz olsun kafasını dağıtmak istemesinden. O hiç bir zaman oturup saatlerce ağlayan bi koz olmadı. Acısını içinde yaşamaya seçti her zaman." Dedikten sonra dışarı çıktı. Bulut' a baktım. " Bi de bilgin olsun diye söylüyorum. Eğer zenginsen bu iş olmaz benden demesi."
dediğimde Bulut kaşlarını çattı. Eee o da haklı genelde tam tersi olur. Ama biz fakirini arıyoruz. Asya'yla koşarak aşağı inip Nehir ve Asu'ya yetiştiğinizde taksiye yeni biniyorlardı. Eve geldiğimizde Nehir mutfağa gidip bi şeyler hazırlamaya başladı.
" Üstüne gitmeyelim. Anlatmak istediğinde o anlatır zaten."
" Aynen. "
Asya da beni onayladığında güzel bi film bulup izlemeye başladık. Bi süre sonra içinde patlamış mısır , cips , çekirdek , meyve suyu , vişneli pasta olan bi tepsiyle yanımıza gelip tepsiyi önümüzdeki masaya koydu. Film bitene kadar sadece filmi izledik. Yiyeceklere hiç birimiz dokunmadık. Film bitince televizyonu kapatıp Nehir' e baktım. Nehir eline meyve suyunu alıp içmeye başladı. Bizde kızlarla çekirdeğe yöneldik. " Bulut' u görünce heyecanlanıyorum. Böyle içim içime sığmıyor , iki elim birbirine dolanıyor ve sanki biri boğazımı sıkıyo da nefes alamıyorum. Öte yandan bu işin olmayacağının da farkındayım. Bi kere o zengin ve ,ve bana bakmaz."
" Bakmaz mı ? Bugün seni öpen çocuk mu , ayrıca bana sakın seni kıskandığını fark etmediğini söyleme ? Bu kadar aptal olamazsın Nehir."
Nehir bana umutla baktığında içinden geçenleri okudum ve ihtimaller üzerinde konuşmaya başladım.
" Hem belki zengin değildir. Normal bi polistir. Olamaz mı , dimi yani ?"
Asu da bana katıldı.
" Bence . Yani sonuçta bi polisin maaşı ne kadar olabilir ki ?"
Ama Asya bizim kadar pozitif değildi bu konuda . O konuşmaya başladığında çalan kapıyla kalkıp kimin geldiğine baktım. Barut , Bulut , Rüzgar , Cenk ve hala adını bilmediğim polis. Salona geldiklerinde kızlar hala onları fark etmemişti.
" Sana bu konu da yalan söylemek istemiyorum Nehir. Çünkü biliyorum umut ettikçe daha fazla üzüleceğini. Yol yakınken vazgeç . Tamam başlarda zor olur ama sonra sonra unutursun."
" Ha yani sen unuttun öyle mi Asya?"
Asu' nun sorusuyla ortamda bi gerginlik oluştu.
" ASU!"
" NE YALAN MI ? HALA DÜŞÜN MÜYOMUSUN ONU ? TELEFONUNDA DURMUYOR MU FOTOĞRAFLARI ? BOYNUNDAN ÇIKARTMADIĞIN KOLYENİN İÇİNDE ONUN FOTOĞRAFI YOK MU ASYA SÖYLESENE ? SEN ZAMANINDA VAZGEÇTİN . YETMEDİ GİTTİN ÇOCUĞA KIZ BULDUN ? AMA NOLDU UNUTABİLDİN Mİ ? unutamadın Asya , yapma kardeşim bunu kendine yapma. Kendine eziyet etmeyi bırak artık. "
Asya gözleri dolu dolu yukarı çıktığında yutkundum. Asu en doğrusunu yapmıştı belkide...
" Benim biraz işim var . Sonra da kendi evime gidicem. Uzun zamandır gitmiyorum." Koşar adım evden çıkan Rüzgar' a şaşkınlıkla baktım.
" Noldu şimdi?"
Beni boş verip diğerleri içeri girdiğinde Nehir Bulut' un yüzüne bile bakmadan yukarı çıktı.
BELKİ DE BİZİM KADERİMİZ BUYDU !
Mutluluk haramdı bize ..Nası bi bölümdü?
Sizi uzun zamandır bekletiyorum. Bu yüzden uzun bi bölüm yazmaya çalıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güz Matemi
Teen Fiction8 genç kızın kendi elleriyle yarattığı katil kanlı bir oyun başlatırsa ve kızların kanlarıyla güçlenirse .... ♤♤♤♤ " S-sizdiniz , biz size güvenmiştik. Nasıl yaparsınız bunu , nasıl ..." " Bi daha sakın bana sesini yükseltme , canı yanan sen olursu...