" Burada ne kadar saklanabiliriz ki ? Kısa sürede bizi bulurlar."
Ormanda karşımıza çıkan bi kulübeye saklanmıştık. Ve Mira buranın güvenli olmadığına ikna etmeye çalışıyodu bizi.
" Buradan başka çaremiz yok Mira. Hava karardı ve ormanda olmanızda çabası. Yarına kadar burda saklanmak zorundayız. Yarın da güneş doğarken çıkarız. "
Hepsi sessiz kaldığında çantaların fermuarını açtım. Yemek olan çantayı açtığımda kahkahama engel olamadım. Yaprak sarması , haşlanmış yumurta , süt ekmek , bal , sandviç , hamburger , patates kızartması , meyve suyu , su , vişneli kek ve ıslak kek.
" Bunun hazırlığını kaç gündür yapıyodun Asya ? "
" Ne aç mı kalsaydık yani ? "
3 gün sonra
" Kızlar hadi , saat geldi . "
Nehir'in sesiyle son kez baktım İstanbul'a..
Birazdan Antalya otobüsüne binecek ve belkide çok uzun bi süre buraya geri gelemeyecektik. Derin bi nefes aldım.
Kızlar içeriye geçtiğinde kolumdaki Cenk'in saatine yüzümü buruşturarak baktım. Artık buna ihtiyacım yoktu. Saati çıkartıp yere attıktan sonra vakit kaybetmeden otobüse bindim. Mira'nın yanına oturduktan kısa bi süre sonra hareket eden otobüsle yüzümde buruk bi tebessüm oluştu. Biletleri almak hiç kolay olmamıştı. Aslında biletlerde kendi adımıza değildi zaten. Asya'nın bi tanıdığı sayesinde bu kısım diğer 2 güne oranla fazlasıyla kolaydı. Şu 2 günde yaşadığımızı bi biz bi de Allah bilir.
Mira'nın elimi sıkıca tutmasıyla ona baktım. Gözleri dolu doluydu. Yolu işaret ettiğinde bi kaç saniye sonra İstanbuldan çıkmış olacağımızı gördüm.
" Kurtulduk." Asya'nın sesiyle yüzümde ki tebessüm daha da büyüdü. Birden firen yapan otobüsle ne olduğuna bakmak için ayağa kalktım. Kalkmakla otobüsün kapılarının açılması bir olmuştu. Cenk'le göz göze geldiğimde arkamı döndüm. O tarafta da bi kaç koruma vardı. Cenk bana doğru yürürken gözlerimi kapattım. Başaramamıştık. Kolumdan tutup beni biraz daha kendine doğru çekmek isteyince koltuktan tutundum.
" Bırak."" Beni daha fazla sinirlendirmeden inin Asu. Yoksa bu otobüste canlı biri kalmayacak. Gözlerine baktığımda yapamazsın demek istedim ama yapardı...
Otobüsten indiğimde arabasına yaslanmış Rüzgâr ' ı , Rüzgâr'ın yanındaki Bulut'u , sanırım direksiyonu kırmak isteyen Barut'u ve bi kaç korumayı gördüm. Barut eliyle işaret yaptığında 3 araba gitmişti. Otobüste gidince yolda biz bize kaldık." Eeee özlediniz mi bizi ? "
Bulut'un alaylı sesiyle gözlerimi kapattım.
Sakin ol Asu..." Ama çabalarını takdir etmek gerek. Sonuçta garaja kadar iyi iş çıkardılar. "
Rüzgâr ne diyodu , yani onlar bizi otobüse binerken görmüşlerdi ama bilerek , sırf onlardan kurtuluşumuz olmadığını göstermek için bi şey yapmamışlardı. Cenk kolumdan tutup yürümeye başladığında düşmemek için ben de hızlı hızlı yürüdüm. Arabaya bindiğimizde hiç beklemeden arabayı hızlı bi girişle çalıştırdı. Camdan dışarıya bakmaya başladım. Hava kararmıştı. Üstüme attığı şeyle bakışlarımı camdan çektim.
" Tak şunu. "
Bi daha asla görmeyeceğimi düşünerek attığım saat yine burdaydı. Yutkundum. Cenk'e baktığımda yola bakıyodu. Son bi çabayla camdan atmak için hareketlendiğimde saati tutan Cenk'le tırnaklarımı bacağıma batırdım. Yine kaybetmiştim. Arabayı durdurup bana döndü. Sağ bileğimi kendine çekip saati taktı.
" Bu saat kolundan asla çıkmayacak. "
" Senin olan bi şeyi sürekli takacağımı da nereden çıkarttın ? "
![](https://img.wattpad.com/cover/199634508-288-k329231.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güz Matemi
Teen Fiction8 genç kızın kendi elleriyle yarattığı katil kanlı bir oyun başlatırsa ve kızların kanlarıyla güçlenirse .... ♤♤♤♤ " S-sizdiniz , biz size güvenmiştik. Nasıl yaparsınız bunu , nasıl ..." " Bi daha sakın bana sesini yükseltme , canı yanan sen olursu...