Arayı bu kadar açtığım için özür dilerim... Her neyse direkt başlıyorum..
İyi okumalar 😊
Asyadan
Amaliyathanenin önünde durmuş bi yandanda dua ediyoduk. Betül teyze ( miranın annesi) miranın ameliyat olduğunu duyunca tansiyonu düşmüş ve bayılmıştı. Annem , dilek teyze ( nehir' in annesi ) ve banu teyze ( daha önce asunun annesin adını söyledim mi hatırlamıyorum ama söylediysem bile adını bu kabul edin lütfen. :) ) betül teyzenin yanındaydı. Deniz ve miranın babası yıkılmıştı nerdeyse. Buğra Gökmenin de onlardan bi farkı yoktu. Çağrı da ameliyata girmişti. Bi kaç saatin ardından ameliyathaneden çıkan doktorla oturduğum koltuktan hızla kalktım.
Doktor kısaca bize baktı. " Hayati tehlikeyi atlattı. Durumu şimdilik kontrol altında. Onu bi süre uyutacağız. Bu onu hem zihinsel hemde ruhsal anlamda rahatlatacaktır."
" Peki ifadesini ne zaman alabiliriz?"
tahmin edeceğiniz üzere bu soru barut'tan gelmişti. O ve ekibi bizimle birlikte mira ' nın ameliyatten çıkmasını beklediler.
" bunu hasta uyandığı zaman konuşsak çok daha doğru olur diye düşünüyorum - bize baktı- tekrar geçmiş olsun."
Doktor yanımızdan uzaklaştığında hepimiz rahat bir nefes almıştık.Barut Mira'nın babasına döndü " bizim artık gitmemiz gerek . ifadesi Mira uyandığı zaman ifadesini almaya geliriz iyi günler ." dedikten sonra ekibiyle birlikte uzaklaşmaya başladılar. Neden bilmiyorum ama onların gitmesi daha doğrusu rüzgârın gitmesi rahatlamamı sağlamıştı. Ressmen gözleriyle beni öldürmeye çalışıyordu çocuk . Hayır yani derdi neyse. Herneyse böyle boş konuları konuşup vaktimi boşa harcamak istemiyorum özellikle de böyle bir durumda. Hala ağlamaya devam eden Nehir' in omuzuna yavaşça vurdum ve sahte bir öfkeyle konuştum " Mira' nın iyi olduğunu öğrendik işte . Hala niye alıyorsun yoksa iyi olmasında sevinmedin mi?" Nehir sinirle bana baktı . " saçmalama."
" Siz ikiniz bu saçma kavgaya ne zaman son vermeyi planlıyorsunuz acaba? " Asu' nun sesiyle bakışlarımızı birbirimizden çektik. Mira iyiydi ya gerisi boştu..... Emniyet Müdürlüğü
( Barut' tan)
Benim odamda çocuklarla oturuyorduk. Aslında hepimizin aklı hastanede kalmıştı. Evet doktor iyi olduğunu söylemişti ama ...
Çalan kapıyla sıkıntılı bi nefes verdim ve " Gir " dedim gür bi sesle. İçeriye giren Salih'i.
" Bu size geldi konserim. Küçük bi çocuk size vermemi söyleyip gitti biraz önce ." kaşlarımı çatarak elindeki beyaz zarfa baktım. Masaya , önüme zarfı koyduktan sonra hızlı adımlarla odadan çıktı. Küçük bi çocuk bana neden bi şey verirdi ki ?
" Açacak mısın artık ?"
Rüzgar' ın sinirli sesiyle zarfı elime aldım. Zaten o - Asya' nın sevdiği birinin olduğu - günden sonra böyleydi. Hiç birimiz bunu onun yüzüne vurmamakta ve o da bize bunu itiraf etmese de biz de o da bunun farkındaydı. Zarftan çıkan fotoğraflar masamın üstünde dağıldığında istemsizce küfrettim.
Diğerlerinin de benden bi farkı yoktu. Defalarca kez kontrol etmemize rağmen Mira' nın suçsuz olduğunu kanıtlayacak bi delil bulamamıza rağmen şimdi elimizde kadını öldüren kişinin fotoğrafları vardı. Kadını öldürdüğü , başına silah dayadığı ...
Hepsinin fotoğrafları vardı. Tek sorun katilin yüzünün görülmemesiydi ama yine de erkek olduğu ve Mira' nın olmadığı fazlasıyla açıktı.
" Burda bi not var."
Cenk' in elindeki notu alıp seslice okudum.Onu şimdilik serbest bırakıyorum başkomiser. Ama yanıma aldığımda bıraktığımdan daha kötü bi halde olursa eğer bunun hesabını senden sorarım.
" Bu ne şimdi ?"
" Açık açık seni testin ediyo."
"Ne demek istiyo."
Derin bi nefes verdim.
" Mira' ya saplantılı olduğunu kabul ediyo. Ve kötü günler geride kaldı , çok kötü günler kızları bekliyor. Onları koruyabiliyorsunuz koruyun bakalım diyo." Açıklamamla Rüzgar sinirle sandalyeye tekme attı. Hırsını alamamış olacak ki bi kaç sandalyenin sonunda pek farklı değildi. " ADAM Bİ ŞEKİLDE BİZDEN BİR ADIM ÖNDE. NE YAPARSAK YAPALIM ONA YETİŞEMİYORUZ."
Bunu kabul etmek istemeyende karşımızda ki kişi işinde çok iyiydi ve her seferinde bizi yenmeyi bir şekilde başarıyordu.Almira' dan
Hastaneden çıkalı 2 gün olmuştu. Odamdan dışarı çıkamasamda evimde olduğum için mutluydum. Hapishanede olmaktan veya hastanede olmaktan çok daha iyiydi. Katil neden bilmiyorum ama bana yardım edip beni hapishaneden çıkarmıştı. gözlerimi açtığımda yanımda bi demet papatya vardı - en sevdiğim çiçek - ve tabi üstünde de bir not...
Sana sadece ben zarar verebilirim,
Canını sadece ben yakabilirim.Bu notun ardındansa beni bıçaklayan kadının aynı bıçakla biraz ürkütücü ama tamda beni bıçakladığı yerden - bir santim bile fark yokmuş.- bıçaklanarak öldürüldüğünü öğrendim. Güvenlik kameralarına baktılar ama belli bi aralıkta kameraların çalışmadığını fark ettiler. Bu da bana katilin ne kadar güçlü olduğunu bi kez daha kanıtladı. İsteseydi beni öldürebilirdi de . Allah' tan öyle bi şey yapmamış. Birden açılan kapıyla çığlık attım.
Deniz içeri girdi. " Sakin ol ufaklık. Benim."
" Kapıyı niye çalmıyorsun yaa ?"
Öfkeli sesimle omuz silkip yanıma uzandı.
" Sana bi şey olacak diye çok korktum."
Yüzümdeki gülümsemeyle başımı abimin göğsüne yasladım. " Deniz ..."
" ABİ desen dişimi kırardım zaten." Sözümün kesilmesinden nefret erdemde bunu umursamayıp kıkırdadım. " Daha çok beklersin." Bi süre böyle kaldıktan sonra Deniz' in uyuduğunu fark ettim. Önünde üstünü örttükten sonra bende gözlerimi kapattım.Asu' dan
Ben , Asya ve Nehir barutgilin bizim mahalledeki evine gitmiş ve şuan koltuklarında oturuyorduk. Tabi buraya gelmek hiçte kolay olmamıştı. Asya ve Nehir' i ikna edene kadar canım çıkmıştı.
" Eee niye geldiniz?"
Cenk midir nedir , bu çocuk niye bu kadar kaba yaa ? Onu yok sayarak Sarp'a baktım. " Bi gelişme var mı ? " Sarp , Barut' un ekibinin son üyesiydi ve diğerlerine göre daha az hayvan , kibar , nazikti. Aynı zamanda espri yeteceğiz de vardı öyle böyle. Sarp iç çekti ." Maalesef kızlar." Asya hemen ayağa kalktı." Madem öyle biz gidelim o zaman." Nehir' de onun ardından ayağa kalktı. " Bence de . Biz daha fazla rahatsızlık vermeden gitsek iyi olur."
" DAHA NE KADAR BENDEN KAÇACAKSIN?"
Bulut Sabri taşmış gibi Nehir' e bağırdığında Nehir onu yok sayıp merdivenlere yöneldi. Taki bulut bileğini tutup onu durdurana kadar.
" SANA Bİ SORU SORDUM."
" BANA BAĞIRMAYI KES."
" ÖYLE Mİ ?"
" ÖYLE "
Bulut başını tamam o zaman dercesine sallayıp merdivenlere doğru yürüdü hızla. Tabi arkasından Nehir' ide sürüklemeyi ihmal etmedi. Nehir ' in bağırıp çağırmaları hiç bir işe yaramıyordu. Kapıdan çıkacakları esnada Asya önlerine geçti.
"Hemen Nehir' in kolunu bırak."
Her kelimenin üstüne bastıra bastıra konuşan Asya ' ya gözlerimi devirdim. Hayır yani karşındaki bi polisten ne kadar şansın olabilir ki , dimi ama ? Bak mesela bana . Hiç uğraşıyo muyum? Nası olsa sonunda Nehir' i de alıp gidicek. Niye boşu boşuna bi yerlerimi yırtayım ki ...Asya' dan
" SEN KARIŞMA " Rüzgarın sesiyle sertçe ona baktım. " NE DEMEK KARIŞMA ? BU AYI KARDEŞİM DEDİĞİM KIZI ZORLA GÖTÜRÜCEK VE BENDE SADECE İZLEYECEĞİM ÖYLE Mİ ?"
" EVET AYNEN ÖYLE YAPACAKSIN. TABİ KARDEŞİNİN DE SENİN GİBİ ZAVALLININ TEKİNE DÖNÜŞMESİNİ İSTEMİYOSAN."
Benim Asım' a olan aşkımdan bahsediyodu. Gerçi o gün Asu sayesinde ona aşık olmadığımı sadece saplantılı olduğumu fark ettim. Ben Asım' a aşık değildim aslında sadece alışmıştım ve vazgeçemiyorum. Ama o gün onunla ilgili ne varsa yaktım ve bu konuyu kapattım. Kızlarda bu konu da bana destek oldu zaten.
" BİLMEDİĞİN KONULARA KARIŞMA." Asu' yu elimle durdurdum.
" BENİMLE İLGİLİ OLAN HİÇ BİR ŞEY SENİ İLGİLENDİRMEZ KOMİSER. HADİNİ BİL."
Kapıyı çarparak evden çıktığımda ellerim çoktan yumruk şeklini almıştı. Ne diye bilmediği konulara burnunu sokuyodu ki ? Ya da ben niye onun söylediği kelimeye bu kadar çok kırılmıştım , kimdi ki o ????Nası bi bölümdü ?
Yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyoruuuum....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güz Matemi
Dla nastolatków8 genç kızın kendi elleriyle yarattığı katil kanlı bir oyun başlatırsa ve kızların kanlarıyla güçlenirse .... ♤♤♤♤ " S-sizdiniz , biz size güvenmiştik. Nasıl yaparsınız bunu , nasıl ..." " Bi daha sakın bana sesini yükseltme , canı yanan sen olursu...