Güz Matemi

30.

İyi okumalar 😊

2 hafta sonra - Asu

Buraya geleli 2 hafta bi kaç gün olmuştu. Derin  bi nefes aldım.
" Kızlar ben daha fazla bu duruma dayanamayacağım. Nefes alamıyorum artık. Bugün gidelim burdan. Sonuçta azda olsa bize güveniyorlar. "

Mira başını salladı.

" Asu'ya katılıyorum."

Asya bi kez daha kapıyı kontrol edip yatağa oturdu.
" Tamam o zaman görev dağılımını yapalım . Plan zaten belli."

Yataktan kalkıp tam karşılarına geçtikten sonra planı bi kez daha anlattım.

" Nehir ve Aysa kavga eden siz ikinizsiniz. Mira sizi ayırırken arafa kalıyo ve bayılıyo. Barut'u su bahanesiyle filan odadan çıkartıp doktoru bi şekilde ikna etmelisin ki onların yanında en az iki gün boyunca baş dönmesi yaşayacağını söylesin. Nehir'se O kısımda kamera olduğu için ciddi ciddi kendi aşağı atacaksın. Hem Asya'da bu konuda yardımcı olacaktır. Onun dışında Asya sende Nehir aşağı düşerken başını merdivenlere çarpıyorum. Ama biraz sert çarpman lazım. Nehir sende bi kaç gün ayağını yere basamayacağın konusunda doktoru ikna etmelisin. Sanırım bileğini kontrol ederken aşırı tepkiler vermen yeterli olacaktır. Bende evdeki kuşları halledeceğim. O 5'ine öyle şeyler yapacağım ki değil her fırsatta bizi izleyip dinlemek , casusluk yapmak için yanımıza gelmeyi bile düşünemeyecekler."

Nehir ellerini çırptı.
" An itibariyle evde boşaldığına göre başlayabiliriz."

Camdan dışarı baktığımda art arda çıkan 4 arabayı gördüm. Odadan plandaki gibi tartışarak çıktıktan sonra kameraların çekmediği bi noktada birbirimize işaret verdik. Asya vazoyu yere atıp bağırmaya başladığında Nehir onu takmayarak yürümeye başladı. Suç mahaline ve kameraların odak noktasına geldiğimizde Asya Nehir'i kolundan tuttu.

" SANA Bİ ŞEY SÖYLÜYOSAM DİNLEYECEKSİN. ÖYLECE ÇEKİP GİD..."

" ÖFFF YETER BE . KELİMELERİNE DİKKAT ET YOKSA ..."

" YOKSA NE , NE YAPARSIN ?"

Mira aralarına girdiğinde bi anda ortalık karıştı. Asya , Mira' yı kolundan tutup fırlattığında Mira çığlık attı. Olaylar o kadar hızlı gelişiyordu ki onunla bile ilgilenemedim. Asya Nehir'in üstüne yürüdüğünde Nehir geri geri yürüdü. Merdivenlerden tam düşecekken çığlık atarak Asya'nın kolundan çekmesiyle Asya merdivenlerin yanındaki korkuluğa tutundu. O hızla kafasını korkuluğa çarptı ve o sırada Nehir bi kez daha çığlık attı. Bi anda etraf sessizleştiğinde çevremde 360° döndüm. Mira yerde baygın - Ya da bayılmış numarası yapıyordu- bi şekilde yatıyodu. Asya'ysa sanırım başından akan fazla kandan dolayı yarı baygın bi şekilde merdivene oturmuş , sırtını korkuluğa yaslamıştı. Nehirde baygın bi şekilde yatıyodu. - eee o kadar merdivenden ebem de yuvarlansa o da bayılırdı..-  ebe nerden çıktı hiç bir fikrim yok !...
Bu durumu gören 5 kuştan biri de bayılınca - sanırım onuda kan tutuyo - derin bi nefes alıp bi çoğunlukta ben attım.
" YARDIM EDİN. KİMSE YOKMU ? YARDOM EDİN LÜTFEN ."

Avaz avaz bağırmayın ardından göz yaşlarımı serbest bıraktım. Şuan burda kimse - en azından gözleri açık - olmayabilirdi ama sonra bay katiller bu görüntüyü izleyecekti. Bu arada biz kızlarla kesinlikle oyuncu olmalıymışız. Çok iyi beceremiyoruz bu işi. Aslında ben onlardan bi tık daha iyi idare ediyorum. Sırf bu yüzden dayak yemeyi göze alıp soğuk kanlı olmamdan  ve zor zamanlardaki pratik zekâmdan dolayı sahneyi bana bıraktılar. Bi kaç koruma ve geriye kalan 4 kuş da geldiğinde korumalara kızları taşıttım. Bizim kaldığımız odaya Mira'yı , Asya'yayla Nehir'i de patronlarını tanıyan korumalar gerekli odaya götürdüler. Sonuç olarak Nehir , Bulut'un - Asya da Rüzgar'ın ortasındaydı. Hepsini dağıttım çünkü doktordan yardım isteyeceğiniz konular olacaktı. O 4 bay katili aynı anda odadan çıkartamazdık ...
Korumalardan biri doktor çağırırken biri de  bay katillere haber verdi. Ama artık nasıl bi tepki aldıysa koskocaman adam girecek delik arar hale geldi. Nehir ve Mira hala uyanmayınca - Evet gerçekten bayılmışlar. Mira'nın kafası şişmişti ama bence bayılmasında ki en büyük etken o anki adrenalin ve korkusunun birleşmesiydi.- doktoru Asya'nın yanına götürdüm. Kızın durumu zaten kötüydü . Yanı yanımızdaki korumalar olsa ne olmasa ne ...
Doktor Asya'nın başını sararken odanın kapısının  gürültüyle açılmasıyla istemsizce sıçradım. Rüzgâr içeri girdiğinde buranın daimi doktoru onu tanıdığı içi  olsa gerek korkudan titreyecek hale gelmişti. Başını hızla sarıp geri çekildi.
" Başından akan kan korkutmuş olmalı ki bayılmış efendim. Görünürde bi şey yok ama bi süre kontrol altında olsa ve istirahat etse çok iyi olur. Çünkü bu süreçte yaşadığı korkuyla hiç değilse bugün kendini toparlayamayacaktır. İzninizle ben diğer hastalara  bakayım."
Kaçarcasına çıkan doktorun arkasından bende çıktım. Onu Nehir'in yanına götürdüğümde Bulut odada gergin bi şekilde volta atıyordu. Doktor bey kendine yeni yeni gelen Nehiri kontrol ederken bi yandan da nasıl hissettiğini soruyodu. Nehir sağ ayak bileğinin ağrıdığını söyleyince doktor eliyle orayı kontrol etmeye başladı. Bi yere dokunduğunda Nehir yüksek sesle çığlık atıp ağlamaya başladığında Bulut sinirle doktora bağırdı.
" Bileğini çok kötü burkmuş. Bi kaç gün üstüne hiç basmaması gerek. Sonrasında yavaş yavaş toparlanacaktır. En son diğer iki hasta için gerekli ilaçları yazarken Nehir hanım içinde gerekli krem ve ağrı kesiciyi yazacağım. İzninizle."

Bi kez daha doktorun peşine takılıp Mira'nın yanına gittiğimde Cenk'te odada ki koltuğa oturmuştu. Aşağı da otursa olmuyo muydu ? Mira beni gördüğünde gözlerimi kapatıp onay verdim.
" B-barut , bana su getirir mısın?"

Barut başını sallayıp çıktığında belli etmeden derin bi nefes alıp Cenk 'in yanına doğru yürüdüm. Ben ona doğru yürümeye başlayınca bana bakmaya başladı. Kısık sesle konuşmaya başladım.
" Cenk Nehir'in nasıl olduğuna bakar mısın ? İçim hiç rahat değil , lütfen. Mira'yı bırakıp gidemiyorum."
Gözlerim dolu dolu ona bakınca pek istekli olmasa da dediğimi yaptı. İkisi de odadan çıkınca doktoru ikna etmeye çalıştık.
" Lütfen bize yardım edin. Onların nasıl insanlar olduğunu biliyosunuz. Tek yapmanız gereken Mira'nın bi kaç gün boyunca yataktan kesinlikle çıkamayacağını söylemeniz. Bakın bu bizim için çok önemli. Biz burda zorla tutuşuyoruz. Burdan kurtulmamız lazım."
Mira'nın konuşması işe yaramayınca bende şansımı denemiştim. Doktor cevap verecekken içeri giren Barut ve Cenk ikilisiyle susmak zorunda kaldı.
" Bende tam Mira hanımın durumundan bahsedecektim Barut Bey. Mira hanım maalesef kafasını yere çok sert çarpmış. Bu süreçte baş dönmesi gibi olaylar olabilir. Bi süre yatakta istirahat etmesi daha iyi olacaktır. Bunlar 3 hanım içinde alınması gereken ilaçlar. İyi günler efendim." 
Çocuk gibi zıplamamak için kendimi zor tuttum. Bize yardım etmişti.

*****

Koltuğa oturmuş olanları anlatıyorum. O
Onlardaki yandan dev kadar televizyonla kavga anını izliyolardı. Tabi son bi kaç gündür de çok yoğun çalışıyolar , hatta sabaha karşı geldikleri bile oluyodu. Muhtemelen yine gitmeleri gerekiyordu.
" Off bu ne ya , bu kaçıncı izleyişiniz ?  Hem sizin işiniz gücünüz yok mu ? Gidin artık ."

" Sen bizim evimizden bizi mi kovuyosun?"

Diyen Cenk'e gözlerimi devirdim.

" Yok valla , okulumuz bi bitsin siz oturun evde. Biz çalışırız. Hatta özellikle Cenk sen , otur böyle evde . Ben çalışayım. Evini de başına çalarsın artık ben yokken. "

Homurdanmamla Cenk kahkaha attı. Rüzgar çalan telefonuyla salondan çıktı. Tekrar girdiğinde Bulut'la bi bakışma yaşadılar. Hepsi ayarlandığında kaşlarım çatıldı. Gitmeleri için sadece söylemem gerekiyorsa eğer ben şimdiye kadar niye susmuştum. Cenk anı bi hareketle beni kaldırıp belimi tuttuğunda aramızda çok az bi mesafe vardı.
" Cenk ne yapıyosun?"
Üstelik diğerlerinin yanında...
" Biz gelene kadar uslu uslu durun. Gerçi yaramazlık yapacak haliniz yok ama ..."

Benden ayrıldığında kolundan tuttum. Bana anlamaz gözlerle baktığında kolundaki saati çıkartıp kendi koluma taktım. Muzip bakışlarını görünce
" Telefonum sizde. Sadece belli şartlarla alabiliyoruz. O YÜZDEN aldım saatini. Hem zaten ben saatleri çok  severim. Bu arada bu saat ne kadardır Cenk ? Düşmez kalkmaz bi Allah sonuçta. "

Dediğimde kahkaha atıp saçımı öptü.

" Senin paraya ihtiyacın yok güzelim. "

" Doğru , siz belinizdeki silahlar ve onun gücüyle polislere bile boyun eğdirirken para söz konusu bile olamaz."
Söylediklerimi umursamadan çekip gittiklerinde kolumdaki saate baktım. Biz bugün kaçarken bu saate fazlasıyla ihtiyacımız olacaktı...

****

Tam 4 saattir hizmetçilerin canını okuyordum. Sonunda odalarına gittiklerinde gülümseyerek yukarı çıktım. Nehir'in yanına gittiğimde bileğinde ufak bi sızlama olsa da iyi olduğunu söyledi. Onu Mira'nın yanına gönderip bi kaç kıyafet almasını söyledim. Asya'nın yanına gittiğimde başında bi bandaj vardı. Zaten kanı her zaman fazla akardı. Ama dikişlik bi durum yoktu. Onu da yemek için mutfağa gönderdiğimde Mira ve Nehir'in yanına gittim. Mira'nın başı ağrıdığı için ona ilaç verdik. Üç sırt çantasıyla mutfağın arkasından çıktığımızda korumalar ön tarafındaydı. Planımız da buydu zaten. Evden kaçacak halde olmadığımız için çok rahatlardı. Bunu avantaja çevirip bahçeden çıktığımızda koşmaya başladık.

Her şey bitmişti , kurtulmayı başarmıştık....