EK BÖLÜM 2

68.1K 3.2K 266
                                    

Antonio, elinde tuttuğu kalemi parmakları arasında çevirirken, dalgınca masasındaki fotoğrafı seyrediyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Antonio, elinde tuttuğu kalemi parmakları arasında çevirirken, dalgınca masasındaki fotoğrafı seyrediyordu. Ofisindeki duvarlar da dahil olmak üzere, tüm masası ailesinin fotoğraflarıyla doluydu. Kardeşlerinin, çocuklarının, karısının.. Onun gözleri ise özellikle bir fotoğrafın üzerindeydi. Yasemin, biricik karısı, sevgilisi özenle çerçevelenmiş fotoğrafta kameraya bakarken içten bir şekilde gülümsüyordu. Antonio'nun hala nefesini kesen kızıl saçları, içi parıldayan yeşil gözleriyle birlikte kameraya bakıyordu. Antonio'nun en sevdiği gülümsemeydi bu. Haftalardır göremediği o içten gülümseme.

Her soruşunda reddetmesine rağmen, Antonio net bir şekilde karısının bir problemi olduğunu biliyordu. Görünüşte her şey yolundaydı. Şakalaşıyor, gülüyor, etrafındaki insanların mutlu ve huzurlu olmasını sağlıyordu. Fakat tüm bunları yaparken her zamanki Yasemin olmuyordu. Belki karısını daha az seven bir adam, aradaki farkı anlamazdı bile. Ama Antonio, avucunun içi gibi ezbere bildiği karısının o aşık olduğu parlaklığında azalma olduğunu fark ettiği her an kendisini delirecekmiş gibi hissediyordu. Sorun her neyse, Yasemin adamın içeri girip onu halletmesine de izin vermiyordu. Kimsenin ona bakmadığını, onunla ilgilenmediğini düşündüğü zamanlarda gözleri boşluğa dalıyor, düşünceleri içinde kayboluyordu.

Oflayarak ellerini suratına götürdü ve gözlerini ovaladı. Yasemin'i düşünmekten çalışamaz hale gelmişti, işe gittiği her an aklı evde, karısındaydı. Kadını kolları arasına alıp, "Derdin ne?!" diyerek sarsmak istiyor, onu gerekirse zorla çözmek istiyordu ama yanlışlıkla kadını daha da içine kapatmış olmaktan korkuyordu. Antonio birkaç kez sebebini sormaya çalıştığında, iyi olduğunu, mevsim geçişlerinden dolayı olduğunu söyleyip adamı bir şekilde başından savmıştı. Antonio düşündükçe daha da endişelendiğini ve artık dayanamayacağını fark ettiğinde, koltuğa astığı ceketini alıp masadan hızlıca kalktı. Düşünerek kendini delirtecekti, eve gidip Yasemin ile tekrardan konuşmayı deneyecek, eğer kadın tekrar kendisini kapatırsa bu defa onu odaya kilitleyecek ve konuşması için elinden gelen her şeyi yapacaktı.

Fırtına gibi odadan çıktı, ona bakakalan asistanına, "Bugünkü tüm görüşmelerimi iptal et. Günün kalanında burada olmayacağım." dedi.

Genç kız, patronuna kekeleyerek, "A.. ama Bay Del Piero, bugün Bay Cox ile yapılacak toplantı..."

"Umurumda değil. İptal et." Tekrar arkasını dönmeden hızlıca şirketten çıktı, patronunun fırtına gibi çıktığını gören Alfredo hiçbir şey söylemeden adama kapıyı açmış, şoför koltuğuna oturmuştu. Dikiz aynasından adama bakıp, "Eve mi gidiyoruz patron?" diye sordu.

Antonio başını salladı, yol boyu çenesi sıkılı bir şekilde dışarıyı seyretti. Alfredo'nun sürüşüyle, hızlı bir şekilde eve varmıştı. Henüz öğlen saatleri olduğu için kimsenin evde olmadığını biliyordu, onu bu saatlerde evde görmeye alışık olmayan hizmetçiler patronlarına şaşkınca baksalar bile Antonio hiçbirini umursamadan atik adımlarla merdivenlerden çıktı ve odalarına ulaşıp, hızlıca kapıyı açtı. Kapının önünde, şok içinde kalakaldı.

BİR MİLYONERİN BEBEĞİ (İTALYAN SERİSİ#1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin