MIO AMORE

67.3K 3.8K 236
                                    

Antonio'nun ameliyata alınmasının ardından neredeyse beş saat geçmişti.

Gözlerimi bir hastane odasında açar açmaz, yeniden ayağa fırlamıştım. Bu süreç içerisinde ameliyathanenin önünde, olduğum yerden kalkmak istemesem de, Tommy'nin zoruyla ellerimdeki kanı yıkayarak çıkarmış, üzerimdeki pis elbiseyi de Ray'in getirdiği temiz kot ve tişörtle değiştirmiştim. Şimdi ise Tommy'nin omzuna yaslanmış, kapının açılıp, içeriden bir haber gelmesini bekliyordum.

"Bir şeyler yemelisin." dedi Tommy, başımı yorgunca salladım. Kendimi bir şeyler yiyecek gibi hissetmiyordum, aslında su bile içsem kusacak haldeydim. "İstemiyorum." dedim kısık bir sesle. "Kaç saat oldu? Ne zaman bir haber verecekler?"

"Merak etme." dedi Tommy sakin bir ses tonuyla, "Antonio iyi olacak. Hep oldu. İnan bana, daha kötü hallerini de görmüştüm. Herif hep dört ayak üzerine düşer!" diyerek alayla güldü, ama beni iyi hissettirmek için olduğunu bilecek kadar tanıyordum onu. "Ya bu defa..."

Sözümü tamamlayamadan, arkamda adımı bağıran birini duydum; "Yasemin!"

Kafamı kaldırıp, ağırca çevirdim ve karşımda dağılmış bir halde duran Marco'yu gördüm. Arkasında da sarsılarak ağlamaya devam eden Flora, gözü yaşlı bakan Fabri ve Merve vardı. Derin bir nefes alıp, güçlü gözükmeye çalışarak ayağa kalktım ve daha bir adım bile atamadan kendimi Marco'nun kolları arasında buldum. "İyi misin?" diye sorarak kollarıyla sıkıca sardı beni, nefes alamayacak kadar sıkıyordu fakat bu o kadar iyi hissettirmişti ki, sessizce orada durdum.

Geri çekildiğimde, Marco'nun endişeli mavileri suratımı süzdü. "Neler oluyor? Abim... o..." Ameliyathanenin kapısını gösterdim, gözleri acıyla kısıldı.

Endişeden öldüğü her halinden belli olan fakat yine de acısını göstermemeye çalışan Fabri bana kısaca sarıldı, Flora'ya uzun uzun sarılıp birlikte ağlaştık ve en son Merve'ye döndüğümde, tüm gücümü kaybetmiştim. Kuzenimi karşımda görmek bana her şeyi unutturmuştu. Ağlayarak kendimi güvenli kollarının arasına attım. Merve beni tutup kendisine yaslandı ve elleriyle saçlarımı okşamaya başladı, bu sırada kulağıma sakin olmamı, her şeyin iyi olacağını fısıldayıp duruyordu. Birkaç dakika boyunca orada durdum, geri çekildiğimde onun da gözlerinden tıpkı benimki gibi yaşlar akıyordu.

Hepimiz bekleme koltuklarına oturduk. Tommy, ayakta durup Marco'ya, Antonio'nun durumu hakkında bilgi verirken, ben bir elim Merve'nin elinde, sessizce ağlamaya devam eden Flora'yı göğsüme yatırmış oturuyordum. "Çocuklar?" diye sordum yanımıza yaklaşan Marco'ya.

Mavi gözlerinin içi kıpkırmızı olmuştu, kafasını yorgunca kaşıyıp, "Buradalar. Sen aradıktan sonra, evden çıkmak için hazırlanıyorduk... Enrico bizi dinliyormuş, sana geleceğimizi duyduğunda onu bir türlü sakinleştiremedik. Rosso'yu da tek bırakamazdık, nonna ona bakabilecek durumda değil. Şükürler olsun ki Enrico yolda uyuyakaldı, Alfredo ve dadıları ile birlikte yakınlardaki bir evdeler.." Gözlerim yeniden doldu, yerimde heyecanla doğruldum. Çocuklarım buradaydı. Marco bir anda susup, kaşlarını çattı ve elini uzatıp çenemi tuttu. Bakışları, dudaklarımın kenarındaki yaraya odaklanmıştı. Bruno ve Sofia'nın tokatlarından sonra, dudağımın kenarı hırpalanmış ve yanağım biraz morarmıştı.

Sert bakışlarını Tommy'ye döndürdü, "Ona böyle mi sahip çıkıyordun?" dedi sert, kavgaya hazır bir sesle.

Tommy ona cevap vermeyerek sessiz kaldı, Marco'nun çenemdeki elini tutup, "Marco, lütfen." dedim yorgunca. "Yeri değil, ayrıca Tommy'nin suçu değildi.." Marco sessiz kaldı, içini çekerek kardeşinin yanına oturdu.

BİR MİLYONERİN BEBEĞİ (İTALYAN SERİSİ#1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin