ŞEYTANIN GELİŞİ

82.7K 3.7K 580
                                    

multi: kilo aldığını anlayınca yasemin dhflasdl

padre: baba

vecchio amico: eski dost

mio dio: Tanrım

"YASEMİN SENİ ÖLDÜRÜRÜM!"

Annemin gırtlaktan gelen vahşet ve kan dolu tiradına karşılık suratımı buruşturup, telefonu kulağımdan uzaklaştırdım. Annemi normal bir şekilde aramış, nasılsın ne yaptınlar arasında birden ona Antonio'dan ve evleneceğimiz haberinden bahsetmiştim. Kadın önce haliyle şoka girmiş, sonra da şu anda yanımda olsa üzerime atlayacakmış gibi bağırmaya başlamıştı. Hamile olduğumu bilse ne derdi acaba?

"Ne demek kızım evlenmek? Sen beynini mi yedin bizden uzakta? Kızım sen evlat katili mi edeceksin bizi bu yaştan sonra? Ne demek evlenmek? Evlenmek ne demek?"

Bilgiç bir tavırla, biraz da safça, "İki kişi birbirlerini sevdiklerinde ve beraber bir ömür paylaşmak istediklerinde yapılan bir..."

"Seni öldürürüm Yasemin!" diye tekrardan bağırdı.

"Ay anne sen de ne meraklıymışsın beni öldürmeye.." diye söylendim sessizce.

"Yok ama yok, ben biliyordum bunun altından bir şey çıkacağının... yok eğitim için İtalya'daymış da, yok bir süre orada kalması gerekiyormuş da.. Yavrum sen ne yapıyorsun? Senin amacın ne? Tanımadığımız etmediğimiz adamla, üstelik ecnebiyle evlenmek ne demek!"

Kaşlarımı çattım. "Ee, Yaman'da Ashley ile evlenmek istiyor, ona hiç bu kadar esip gürlediğini hatırlamıyorum? Cinsiyetçilik yapma anne!" diye gereksiz bir duyarla uyardım. Ama haklıydım. Amerika'da çalışan abim Yaman, iki senedir Ashley adında bir Amerikan ile birlikteydi. Çok tatlı bir kızdı ve bir süre sonra evlenmeyi düşünüyorlardı, üstelik ailemde Ashley'i çok severdi.

"Salak salak konuşma!" diye tısladı annem. "Aynı şey mi? Aramışsın, bana diyorsun ki anne ben evleneceğim. Yavrum tamam hadi yabancı olmasını geç, ama hırlı mıdır hırsız mıdır, tanımadığım adama nasıl emanet edeyim ben kızımı? Damdan düşer gibi!"

İç çektim. Haklı olduğu noktalarda vardı ama... uff, anlayın işte canım, karnım büyümeden, bebeğim biraz daha belli olmadan evlenmek zorundaydık. Şey işte, yaklaşık iki hafta içinde falan. Tabi ki bebek doğduktan sonra anlayacaklardı, kimseyi "ben bu bebeği dört aylık doğurdum" diye kandıramazdım. Ama o zamana kadar evli olacaktım ve torun sevmekten pek umursayacaklarını zannetmiyordum. "Anne ben çocuk değilim ki ama artık. Kocaman 26 yaşında kadın oldum. Hem sen değil misin kaç yaşına geldin, mesleğini de eline aldın, evlen artık diye durmadan başımın etini yiyen?" Konuşup karşı çıkmasına izin vermeden devam etti. "Beni tanırsın anne, kendimden de, karşı taraftan da emin olmadan böyle büyük bir işe kalkışmam. Yemin ederim, tanıyınca siz de çok seveceksiniz. Beni çok seviyor, hem çok iyi anlaşıyoruz.."

"Kızım tamam, ben sana sevme, aşık olma demiyorum. Ama ne bu acele Allah aşkına?"

Gerildim, hemen lafları sıralamaya başladım, "Anne kaç yaşına geldik artık. O da 32 yaşında, artık evlenip yuvasını kurmak, çocuk sahibi olmak istiyor doğal olarak. Yani, aslında bir çocuğu var ama..-"

"Ne! Çocuğu mu var! Kızım sen deli misin, neden başta söylenecek şeyleri en son söylüyorsun! Yasemin ne işin olur senin çocuklu adamla? Off, gerçekten kalp krizi geçirteceksin sen bana!"

BİR MİLYONERİN BEBEĞİ (İTALYAN SERİSİ#1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin