2

21.9K 1.2K 492
                                    

*iyi okumalar 🖤

Okula döndükten sonra bana haber veren öğrenciyle konuşmuştum. Yanlış gördüğünü söylemiştim. Yalan söylemekten nefret ediyordum. Dünya doğrular için fazla zalimdi.

İşlerimi bitirip saate baktım. Yarım saat sonra okul bitiyordu.

"İzel biz çıkıyoruz."

Diğer kızlar çıkarken "Tamam." dedim.

Başkan olduğum için, en geç ben çıkıyordum. Tonla evrak işi vardı. Mezun olduktan sonra bu yaptıklarımın karşılığı olmasını umuyordum.

Fransız lisesi arka planda bir çok şirketin desteğini alan bir yerdi. Mezunların çoğu yurtdışında okumaya gidiyordu. Disiplin komitesinde ya da öğrenci kurulunda olan öğrenciler öncelikli geliyordu. Bu kurullarda çalışan öğrenciler aynı zamanda iş hayatında gibi gösteriliyordu. Yaptığımız bu şeylerin hepsi bizi deneyimli birer çalışan yapıyordu. Yani biz; okulda çalışan öğrencilerdik.

Suat  "Seni bekleyeyim mi?" diye sorunca kafamı kaldırdım.

Çantasını almış bana bakıyordu.

"Henüz işim bitmedi." dedim.

Son saate kadar bitmiyordu. Bilerek hızlı yapmıyordum. Okul hayatıma kıyasla, ev hayatım daha berbattı.

"Yardım edebilirim." dediğinde "Gerek yok, sen git." dedim.

Israr etmeden odadan çıkmıştı. Tek kaldığımda iç çekip evrakları düzeltmeye devam ettim. Sınıf listelerinden devamsızlıkları geçirirken '12-Z' e kadar gelmiştim.

Z sınıfı, okulun diğerlerinden daha önem verdiği bir sınıftı. En başarılı, en parlak öğrenciler bulunuyordu. Erken mezun olma izinleri de vardı ama okul bilerek mezun etmiyordu. Bu 4 sene boyunca, hem okulda hem de okulu destekleyen şirketlerde çalışıyorlardı.

Beni ilgilendiren kısımsa Deniz'in sınıfı olmasıydı. Devamsızlıklara bakarken, rekor kıran kızı gördüm.

5 günde 3 gün devamsızlık. O iki gün, onu zorla okula getiren de bendim. Oflayıp çizelgeyi çıkardım. Bunu yapmaktan nefret ediyordum. Devamsızlıklarını silerken kapıyı da kontrol ettim. Bu bizzat müdürün isteği olsa da diğer öğrenciler görse haksızlık yüzünden isyan ederdi.

Normal okul kurallarında devamsızlık hakkı her dersten 1 gündü. Yani 1 derse iki kez gelmezseniz atılırdınız.

İstisna ise bu sınıftı. Onlara tolerans geçiliyordu.

Bu toleransı kullanan tek kişi ise Deniz'di. Diğerleri zaten sorumluluk sahibiydi. Devamsızlık yapmıyorlardı. Ben de hep aynı kişinin dosyasını temizliyordum. Deniz'in bunu bilmediğine emindim. Hala nasıl kalmadığını sorgulamıyordu büyük ihtimalle sözde dahi.

İşim bittikten sonra dosyayı kapattım. Kendimi tehlikeye atıyordum. Onunla ne yapması için konuşsamda beni dinlemiyordu.

Sabahları aramama rağmen kalkmıyordu. Sabaha kadar barlarda sürten biri olduğunu da dedikodular sayesinde öğrenmiştim. Ben hayatım boyunca bara gitmemiştim. Ailem dışarda kalmama asla izin vermezdi. Bara gitmek değil, akşam vakti dışarı bile çıkamazdım.

Onun hayattaki şuursuzluğuna karşı ben zorunlu olarak şuur sahibiydim. Onunla nasıl başa edeceğimi de bilmiyordum. Üstelik hakkında ki dedikodular da çok fazlaydı. Eşcinsel olduğunu biliyordum. Bunu zaten saklamıyordu. Yavşağın teki olduğunu bizzat onaylamıştım. Aile geçmişi de garipti. Onun emniyet müdürünün kızı olduğunu duymuştum. Statüsü çok daha yüksek tipler vardı normalde. Sonra büyükbabasının bu okulun yönetiminde olduğunu öğrenmiştim.

Bu yüzden ona bir şey olmayacağından emindim.

Onunla ilgilenmek benim sınavımdı. Bu okulun giriş sınavlarından bile daha zordu. Keşke zamanında normal bir anadolu lisesini yazsaydım diye düşünüyordum. Kendi kendime bir yerlere gelebilirdim belki. Gerçi hiç bir okul bunun kadar parlak olamazdı. Çalan alarmla yerimden kalktım. Saatim gelmişti. Dosyaları yerine yerleştirdim. Çantamı toplayıp odadan çıktım. Kapının önünde beni bekleyen çocuğu görünce gülümsedim.

"İçeri girseydin ya."

"Rahatça bitir işini dedim."

Ulus duvardan ayrılıp yanıma gelmişti. Kolunu omzuma attığında saate baktı.

"Her zaman ki gibi dakiksin."

Çünkü alarm kuruyordum.

Kafamı salladım.

Merdivenlerden inerken "Kafeye gidelim mi?" demişti.

Üzgünce iç çektim. Babam ve annemin bu gece vardiyası vardı. Küçük kardeşime bakmam gerekiyordu.

"Sadece yarım saat boşluğum var" dedim.

Kafeye gidene kadar o boşluk dolardı. Yüzünde memnunsuz bir ifade oluştu.

"Hiç takılamıyoruz." dediğinde üzgünce baktım.

Sosyal hayatım yoktu. Ailem oldukça eski kafalıydılar. Kız çocuğu olduğum için dışarı tek başıma çıkmam yasaktı. Nereye gidersem abimle gönderiyorlardı. Abimin benim gibi dertleri yoktu tabi. O evin erkek çocuğuydu çünkü.

Ben ise küçük kardeşimle ve ev işleriyle ilgilenmek zorunda olan kızdım.

"Bir dahakine okuldan erken çıkarız" dedim.

Anca öyle zamanım olurdu. Zaten kuruldaki işimi bilerek yavaşlatıyordum.

Kafasını salladı.

Bahçeye çıktığımızda gözlerim karşıdaki iki kişiye kaydı. Durmamla, Ulus'da durmuştu.

"Bu kız harbiden ağır yavşak. Yine bulmuş birini."

Çantamı sıkarken "Bizi ilgilendirmez." dedim.

Yürümeye devam ettiğimde arkamdan geldi. Yanlarından geçerken ikinci kez bakmadım. Sonuçta sevgili olmak, okul içinde flört etmek kurallara aykırı değildi. Yani gerçekten beni ilgilendirmiyordu ama yine de sinir olmuştum.

Ben onun için o kadar çabalayım, hanımefendi gönlünü eğlendirip dursun. Kesin son dersi yine ekmişti o karşısındaki kız için.

Sinirle bir nefes aldım.

"Neye kızdın bu kadar?"

Ulus sorunca hızla ona dönmüştüm. İki kaşını kaldırıp bana baktı. Gözlerimi kıstım.

"Ona sinir oluyorum. Hiç ciddi değil. Tek derdi kızların peşinde koşmak."

Okulda ki ergenlik kokan erkekler bile onun kadar abaza değildi.

"Tamam boşver. Bizi ilgilendirmez." dediğinde ayağımı sinirle yere vurdum.

Onu ilgilendirmezdi tabi çünkü sürekli o kız hakkında azar yiyen bendim. Ben bu kadar zorlanırken onun hiç bir şey olmamış gibi olmasına dayanamıyordum. Aklıma gelen şeyle gözlerimi pörtletip "Buldum!" diye bağırdım.

Ulus birden irkildiğinde gülmüştüm.

"Kızım deli misin? Ne diye bağırıyorsun."

Koluna girip onu çekiştirmeye başladım. "Anlatırım." dedim.

Gülümsemem gitmemişti. Onu nasıl insan edeceğimi bulmuştum. Okula gelmesi ve sigara içmemesi lazımdı. Bunun için tek ihtiyacım olan onu okula bağlayacak ve sigarayı bıraktıracak bir kızdı.

Şimdiye kadar bunu başkan olarak yapmayı denemiştim. Şimdiden sonra ise başka bir rota izleyecektim.

Onu kendime aşık edecektim. Böylece dediklerimi yapacaktı. O yavşak kişiliğinden dolayı bana yüz vereceğini emindim.

Daha önceki dedikodulardan duymuştum. Sevgililerine karşı oldukça kibar biriydi. Yapmam gereken tek şey bana kibar olmasını sağlamaktı.

Sonra her şey kendiliğinden düzelirdi.

Karmakarışık Kız (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin