58 (Final)

13.3K 721 380
                                    

*Sona geldik. İyi okumalar 🖤

Semender ailesi, binlerce karanlık sırrı içinde barındıran derin bir çukurdu. Bu çukuru incelemek isteyen içinde hapsolurdu. Çukura inen, çıkamazdı. Deniz, küçük bir çocukken bunun farkına varmıştı.

Onu evlatlık alan kadın bu çukurdan çıkmak için, kendisini bir yol olarak görmüştü. Normal bir aile hayaliyle yanıp tutuşarak, Deniz'i evlat edinmişti. Deniz, zaten sahip olduğu ailesi için sevdiği o kadını öldürdüğünde, çocukluğunu tamamen geride bırakmıştı. Semender ailesinin demir başı sadece cenazelerde ortaya çıkıyordu. Sırf bunun için kızını öldürmüştü. Ardından kavuştuğu kardeşine rağmen, hiçbir şey düzelmemişti. Herkes, her şey değişmişti ve geriye düzeltilemeyecek kadar buruşuk bir kağıt kalmıştı. O kağıdı yakması gerektiğini farkettiğinde, bunun dönüşü olmadığını da biliyordu.

Merza Semender, o buruşuk kağıttı. Yıllardır hiçbir açığı olmayan, ulaşılamaz adamı öldürmek için plan yapıyorlardı. Deniz bu plana sadece Purs'u dahil etmişti. O deli herif dışında, bu deliliği kabul eden kimse olmazdı.

Şimdi, sahte yüzlerin olduğu cenazede sahte bir tavırla bekliyordu. Kimsenin beklemediği bu ölüm büyük bir yankı uyandıracaktı. O yankıyı duymayacak olmaktan memnundu. Çünkü burdan gidiyordu. Merza Semender hayatta olsa, asla hapishanesinden kurtulamazdı. Artık özgürdü. Bu yüzden herkesin ifadesiz ya da ağladığı cenazede kahkaha atabilirdi. Yaptığı tek şey ise çürümüş gülü mezara atmak olmuştu. O yaşlı herifin kalbi gibi çürüktü. Diğer aile üyeleri cenazeden ayrılmazken, o erken giden oldu. Artık bu aileyle en ufak bağı kalmamıştı. Gözleri ona dikçe bakan adamla kesişince tebessüm etti.

İzel'in onunla gelrceğinden kesin emin olması için biraz daha teşviğe ihtiyacı vardı. Bu yüzden ailesinin adamı olduğunu söylediği herifi karşısına çıkarmıştı. Ona destek olacağını söyletmişti. Kız reddettikten sonra da onu korkutarak, başka bir teklife de temkinli yaklaşmasını sağlamıştı. İzel'in korkusunu da kendine güveniyle bastıracaktı. Bu yüzden başka bir adamı onun evine gitmesi için yollarken, senaryosundaki son boşluğu da doldurmuştu.

Deniz, İzel'i seviyordu ama yalanlar üzerine yaptıkları bu başlangıç gerçeklerle yıkılabilirdi. Bu yüzden içindeki sonsuza kadar saklayacağı sırla, mutlu olacaklarını düşündü.

Bazen yalanlar gerekliydi ve bazen gerçek diye bildiklerimizin yalan olması, daha iyiydi.

Mesela, Deniz'in ellerinde kan olduğu gerçeği gibi. İzel'e anlattığı kadar masum değildi ama onu anlattığı kadar seviyordu. Bu yüzden sonsuza kadar bu sırrı da kendine saklayacaktı. Çünkü onun da mutlu olmaya ihtiyacı vardı ve Izel, onun için mutluluk kaynağıydı.

Günler hızla geçti. İzel onu izleyen adama alıştı ve sonra bu adamın onu rahatlattığını farketti. Sonunda adam onu izlemeyi bıraktığında bile tamamen güvende hissetti. Deniz'e bunu söylediğinde, Deniz istediği tepkiyi almaktan memnun oldu.

Birlikte rahat edebilecekleri bir şehre gitmek istediler. İyi bir üniversite değil de, şehir seçmelerinin nedeni, ikisinin de kendine güvenmesiydi. İzel başarılı olacağına inanıyordu. Deniz ise ona uyum sağlarken, istediği her şeyi her an elde edebileceği bir hayatın kapısını aralık bırakarak kendini garantiye almıştı. Berat, ani bir kararla onları serbest bırakmak istediğini söyleyip geride kaldığında, İzel rahatlamış, Deniz ise kardeşinin kararına saygı duymuştu. Nasıl olsa bu son değil sadece başlangıçtı. Ve başladıktan sonra isteyen onlara katılabilirdi. Ikisi de yeni başlangıçları için heyecanlıydı.

Tercihleri yaptıktan sonra, yan yana uzandıkları yataktan, Deniz, İzel'e döndü. Saçlarına dudaklarını bastırıp geriye çekildi. Aralarındaki birlikteliğin verdiği huzuru seviyordu.

"Bir veda partisine katılmak ister misin?"

İzel "Nasıl bir parti?" diye mırıldanırken, hala gidecekleri şehiri inceliyordu. Bir yandan da başını yanındaki sevgilisinin omzuna koydu.

Deniz onun saçlarını okşarken "Aramın biraz limoni olduğu arkadaşlarım partiliyor. Gitmeden onları görmek istiyorum." dedi.

İzel, ailesine veda etmişti ve Deniz'in de birilerine veda etmek istediğini söylemesini anlayışla karşıladı.

İzel "Tamam." dedi. Ardından "Ama alkol yok!" diyerek şartını sundu.

Son anda yaptığı uyarı, Deniz'i güldürürken dudaklarını dudaklarına bastırdı. Aralarında küçük bir anlaşma olmuştu. Deniz, alkolu biraz azaltacak, İzel'de trip atmayı kesecekti. Deniz her anlamda anlaşmadan karlı çıktığını düşünüyordu. İzel'de aynı şekilde. Ikisi de dudaklarıyla bunu birbirlerine hatırlatırken, hareketleri git gide hırçınlaştı. Partiye sevişme izleriyle gitmek, ikisi için de problem taşımıyordu.  Üstlerindeki kıyafettek kurtuldukları anda duraklayan bedenle, Deniz kafasını kaldırdı. İzel birden durmuş, kararsızca ona bakıyordu.

"Sorun ne?"

"Emin olmam gerekiyor. Artık tüm olaylar bitti değil mi?"

Deniz gülümseyip, dudaklarını İzel'in alnına bastırdı. İzel gözlerini kapatıp açtığında kendisine emin ifadeyle bakan sevgilisini gördü. Bu aklındaki son endişe kırıntısını da götürdü.

Deniz "Bitti" dedi.

"Seni seviyorum."

Aynı anda dedikleri şey, ikisini de gülümsetirken bu gülümsemeyi dudaklarını birleştirerek kestiler. İzel son kararsızlığından da kurtulmanın mutluluğuyla kendini tamamen sevgilisine bıraktı. Deniz ise söylediği yalanların ağırlığını tattığı dudaklarla iyice içine gömdü. Bu yükü sonsuza dek taşımaya değerdi.

-Son-

Karmakarışık Kız (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin