50

9.1K 740 245
                                    

*İyi okumalar 🖤

"Ow, ses uzaktan geldi."

Yerde karnını tutan Deniz, Purs'a sertçe baktı. Purs'ta kolunu tutarken göz kırptı.

"Berat, İzel'e şans vermiş olmalı."

Hepsi bunun şans olmadığını biliyordu. Sadece hazzı arttırmak için yapılan bir şeydi. Av ne kadar hızlı kaçarsa, ne kadar uzağa giderse, kurtulduğunu ne kadar hissederse o an karşısına çıkıp, son saniyesi olduğunu hissettirmek tarif edilemez bir zevk veriyordu.

"Bana yalan söylediniz." diye tısladı.

Elini karnına biraz daha bastırdı. Musa, onu hafifçe yaralamıştı. Tam karın boşluğundan.

Purs gülüp kafasını kapı girişine yasladı. Musa da "Sana asla yalan söylemeyiz." dedi.

Onlar birbirine asla yalan söylemezdi. En azından son bir kaç haftaya kadar durum buydu.

"Ama sen söyledin değil mi?" diye devam etti.

Deniz yerinden doğrulmaya çalıştı ama karnındaki baskı yüzünden tamamen kalkamadan kendini yerde buluyordu.

"Saçmalamayın." diye tısladı.

"Kıza zarar vermeyelim diye sevgilim dedin."

Deniz gözlerini bir kaç saniye Musa'ya çevirdi. Elindeki bıçakla oynarken ona bakmıyordu. Yutkunurken bakışlarını yere indirdi.

"Buraya gelmeden önce sevgilin olmadığını öğrendik. Aşkın mı depreşti?"

Bıçakla parmağının ucunu kesti. Akan kana, ardından Deniz'e baktı. İlk defa birbirlerini yaralıyorlardı. Bu durumdan hiç hoşlanmamıştı.

"Onu seviyorum." dedi sertçe.

Purs tekrar güldü. Musa'nın da dudağının kenarı kıvrıldı.

"Sevmiyorsun. Neden sevesin?"

Gözlerini ona çevirdiğinde, Musa kaşlarını çattı. Deniz'in gözlerini dolu gördüğünde yutkundu. Bu uzun zamandır görmediği bir şeydi.

"Seviyorum seni piç! O yüzden zarar vermeyin istedim! Anlamadınız mı!"

Purs kafasını kaldırıp ona baktığında "Sen ciddisin?" dedi.

"Ne sanıyorsunuz! Durun diye sevgilim dedim. İnanmadınız, tanıştırmak zorunda kaldım. Onu aranıza sokmak istediğimi mi düşündünüz? Sikeyim onu hepinizden uzak tutmak istedim ve siz-"

Karnına giren ağrıyla acıyla inledi. Musa ona eğildiğinde sinirle omzundan itti.

"Defol git Musa."

Çocuğun gözlerine kararsız bakışlar yerleşti.

"Senin yetim olduğunu yaydılar. Bir cezayı hak etmediler mi?"

Kafasını sertçe arkaya yasladı.

"O değil." dedi.

"Biliyordun?"

"Tabi biliyordum orospu çocuğu okul grubundayım."

Purs'la Musa arasında kısa bir bakışma geçti. Purs kolunu tutarak ayağa kalktı.

"Deden bunu duyunca, o kızı zaten öldürmemizi isteyecekti. Sorunlardan hoşlanmaz."

Hala Deniz'in onu sevdiğine inanamıyorlardı. En başından beri o kızı korumasının nedeninin farklı olduğunu düşünüyorlardı. Tıpkı 2 sene önce ki sevgilisi Melek gibi. Onu da sevmiyordu ama onlar kızı gördükten sonra kızla bir süre daha takılmıştı. Kızın onu takip ettiğini öğrendiklerinde onu terk etmişti. Tabi öncesinde Deniz, çocukların ona zarar vermeyeceğinden de emin olmuştu. Şimdi yine aynı şey olmuştu.

Deniz kafasını kaldırıp ayaktaki bedene baktı.

"Durdur şunu." dedi sadece.

Kendi kalkacak gücü yoktu. Onu gerçekten korumak istemişti. İlk sene, onun güzelliğine vurulduğunda, sadece eğlenmek için peşine takılmıştı. Ardından ona tamamen vurulduğunu fark etmişti. Sürekli onu görmek isterken buluyordu kendini. Bu his o kadar alışılmadıktı ki duygularını bastırmak için kendini hiç sevmediği biriyle ilişkiye zorlamıştı. Böylece o kızı unutacaktı. Bunu yapıyordu da, en azından yapabildiğini düşünüyordu. Arada sırada sesini duymak istediğinde laf atıyordu ona sadece.

Sonra olaylar gelişmişti. Kız onu tanımak istediğini söylediğinde yaşadığı şaşkınlık büyüktü. Kabul etmemesi gerektiğini biliyordu. Onun tanınmak için güzel bir hayatı yoktu. Yine de ısrarlarına dayanamamıştı. Aslında biliyordu, onun yanında olmasından o kadar mutluydu ki bırakamamıştı kızı. Yine de ona izin vermeyecekti. Kızın kendisinin vazgeçmesini umdu. Bu yüzden ona olabildiğince mesafeli davrandı. Kendini tutamadığı zamanlar olmuştu. Onu öpme isteğiyle dolarken, elini öpüp çekiliyordu sadece. Her bir zerresine aşık olduğunu fark ettiğinde mahvolduğunu da biliyordu. Kız ondan soğusun diye de uğraşmıştı ama kızın ona aşık olduğunu anladığında bıraktı. Uzak durmayı ve kendinden soğutma hareketlerini... Kimsede sevmediği meraklı tavrı bile onda seviyordu.

Buraya ilk geldiğinde çocukların ilgisini çekeceğini de biliyordu. Sonuçta bu mekan, öylesine gelebilecekleri bir yer değildi. İnstagramda ki o fotoğrafı hangi kafayla paylaştığını bilmiyordu bile. Bildiği tek şey o andan sonra onu bırakamayacağıydı. Bir çok şey için 'çok geçti'. İstese bile artık o ellerden ayrı kalabileceğini sanmıyordu. Ona kendisini açtığında, daha önce kimseye soylemediği sırrını verdiğinde bile tereddüt etmemişti. O an çocukları sorsa, yalan söyleyecekti. Ama farklı bir konu olduğundan dürüst olmaya karar vermişti. Ardından bu başına patlamıştı tabi. Odasını karıştıran kıza sinir olmuştu ama lanet olsun ki onun meraklı halini bile çok sevimli buluyordu. Bu yüzden sadece fazla şey görmemesini ummuştu. O gece eve geldiği gibi de resimleri değiştirmişti. Tekrar bakacağını biliyordu. Ama arkadaşlarıyla birlikte geleceğini bilmiyordu. Bunu tahmin etmemişti. Hatta onla geçirdiği günlerde, resimlere baksın diye bilerek onu yalnız bırakmıştı ve baktığını düşünmüştü. O zaman ihanet hissiyle çarpılmıştı. Onu ağlarken gördüğünde neredeyse yumuşayacaktı ama bu konu onun için çok önemliydi.

Ondan gerçekten ayrılmayı düşünmemişti bile. Burnu sürtsün istemişti. Yaptığı hatayı fark etsin. Bu yüzden okuldan onu eve götürdüğü gün de sınırları zorlamıştı. Onu isteyerek üzmüştü. Çünkü bunun olması gerekiyordu. İzel bir noktada durmalı ve pişman olmalıydı. Pişmanlığından emin olduktan sonra her şeyi düzeltecek bir yol bulurum diyordu.

Buraya gelene kadar.

Purs'a ayrıldık dememişti. Piç, bunu kendi uydurmuştu ya da öyle yorumlamıştı. En başından beri inanmamış olmaları ise ekstra bir durumdu. Şu an ne yapacağını bilmiyordu ve bedeni endişe doluydu.

Karnında ki acı arttı. Ölmeyeceğini biliyordu, Musa onu gerçekten güzel şekilde bıçaklamıştı.

Bir silah sesi daha duyduğunda kafasını kaldırdı. Telaş tüm bedenini sararken tüm acıya rağmen ayağa kalkmayı başardı. Purs ona atıldığında "Yerinde kal." dedi.

"Durdurmayacaksanız, ben durdururum."

Zorla dışarıya çıkarken, aklında hiç bir plan yoktu. Sadece İzel'i gitmeliydi. Çünkü şu an tüm düşüncesi o kızdı.

Malesef, deli gibi seviyordu.

Karmakarışık Kız (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin