*İyi okumalar
Okuldaki işimi bitirip eve geldiğimde beni boş bir salon karşıladı. Bu annem ya da babamın evde olduğunu ve abimin bu yüzden arkadaşlarını getirmediğini gösteriyordu.
"Ben geldim!" diye seslendim.
Ayakkabılarımı çıkarıp dolaba koyarken odalardan birinin kapısı açılmıştı. Kafamı kaldırdığımda annemi gördüm.
"Hoşgeldin. Telefonuna niye bakmıyorsun?"
Selam verdikten sonra direkt sorguya geçmişti.
"Şarjım bitmiş."
Ve beni arayıp erken gel demeyin diye şarjımı doldurmadım.
Başka ses duymayınca "Babam ve abimler nerde?" dedim.
"Markete gittiler."
Kafamı sallayıp odama geçtim. Üstümü değiştirip kendimi yatağa attım. Annemler evde olduğunda odamdan çıkmak istemiyordum. Bazen üvey evlat olduğumu düşünüyordum. Hatta bazen değil, çoğu zaman. Eğer böyle gelenekçi bir ailenin gidip yetimhaneden birini alacaklarını düşünsem para biriktirir test bile yaptırırdım ama onlar başkasının çocuklarına bakmazdı.
Annem küçüklüğümden beri bana kötü davranıyordu. Babam ise görmezden geliyordu. Abimin üstüne titriyorlardı. Cinsiyetçi bir ailem olduğunu biliyordum. Ama beni üzen nokta Mine'yle ilgilenmeleriydi. Küçük kardeş kıskançlığım yoktu. Hatta onunla ilgilendikleri için mutluydum. Benim gibi sevgisiz büyümeyecekti. Sadece benimle hiç ilgilenmediklerini iyice anladığım için mutsuz olmuştum.
Tabi bunlar geride kalmıştı. Artık onlardan bir beklentim yoktu.
Zil çaldığında odadan çıkıp kapıyı açmaya gittim. Annem tekrar odasına geçmişti. Kapıyı açtığımda babamları gördüm. Ellerindeki poşetlerle içeri girmişlerdi.
"Hoşgeldiniz." dediğimde hep bir ağızdan "Hoşbuldum" dediler.
Mine beni çekerek babamın koyduğu kutuyu gösterdi.
"Babam bana bilgisayar aldı."
Kaşlarımı çatıp babama baktım. Bu çocuk zaten telefon başından kalkmıyordu.
"Baba Mine'nin ders çalışmadığını söylemiştim. Neden bilgisayar alıyorsun?"
"Biz anlaştık kızımla. Düzenli oturacak."
Kapıyı kapatırken göz devirdim. Sonra bana 'bu çocukla ilgilenmiyorsun, dersleri düşmüş' diye geleceklerdi. O zaman yüzlerine vururdum.
Poşetlerdekileri yerleştirmek için mutfağa gittim. Abimde arkamdan gelmişti.
"Al bakalım"
Ona dönüp elindeki poşete baktım.
Kaşlarımı kaldırırken "Bu ne?" dedim.
"Git odanda aç." deyip uzattığında elinden aldım. Merakla odama giderken bana ne almış olabileceklerini düşünüyordum. Mesela bir bilgisayara ihtiyacım vardı ama Mine'ye aldılarsa bana almalarına daha yıl vardı. Ve bu poşet kıyafet poşeti gibiydi. Odanda aç demesi ise, şaka hediyesi falan mıydı acaba?
Poşetin içinden çıkan şeyle ağzım açık kaldı. Bunu benim abim almış olamazdı. Ardımdan odama girdiğinde "Ciddi misin?" dedim.
"Babam görmesin." demişti.
"Abi sen bana etek giydirmezsin."
Ve bana elbise almıştı. Hem de gayet güzel ve mini bir elbiseydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karmakarışık Kız (gxg)
Storie d'amoreTAMAMLANDI Sosyetik bir fen lisesi, güzeller güzeli disiplin kurulu başkanı ve o liseye hiç uymayan bir öğrenci; Disiplin başkanı bu öğrenciye takarsa, neler olur? Sıradan bir lise hikayesi olması gerekirken karanlığa gömülen İzel'in hikayesi.