Karmakarışık Kız (gxg)

43

*iyi okumalar

Haftasonuna kadar, her şey normal geçmişti. Deniz bana karşı o kadar iyiydi ki, düşündüğüm kötü şeyler bedenimi terketti. Çocukların da o kadar kötü olmadığını fark etmiştim. Tamam, tekin değillerdi ama sanırım bu ergen bir kötü çocuk fantezisiydi. Düşündüğüm buydu. Ulus ve Deniz'le buluşmak için evden çıkmıştım. Deniz'le cumaya kadar okula gitmemiştik. Bu kadar kaytarmak benlik olmasa bile onunla zaman geçirmek için kabul etmiştim.

Çok güzeldi.

Onunla geçirdiğim her an o kadar güzeldi ki bu hafta ömrümün en iyi haftası olabilirdi. İzlediğimiz basit bir film bile benim için özel olmuştu. iğrenç bir aşk filmini durdurup sevişmiştik. Bu yüzden o iğrenç aşk filmini bile sevmiştim.

Ah, kendimi biraz sapık hissediyordum. Arzularım onu görünce bedenimi ele geçiriyordu. Daha ilerisini istemeye başlamıştım ama o sonuna kadar gitmiyordu. Kendimi onunla tamamlamak istiyordum. Bu düşünceyle tüm vücudumu alev bastı.

Yalnızken bile aklım sürekli seviştiğimiz o ana kayıyordu. Kafeye girdiğimde bizimkileri gömemle düşüncelerimden sıyrılmaya çalıştım. Anlatsam, inanmazlardı. Son zamanlarda kendim gibi değildim çünkü.

Yanlarına oturup "Selam!" dediğimde Miray hemen gülümsemişti.

"Sonunda gelebildin! Geç kaldın bebeğim."

Onunla öpüşüp, karşımdaki Ulus'la yumruk tokuşturdum.

"Otobüs anca geldi."

Miray "Beni Ulus aldı." deyip ona baktığında Ulus menüye bakıyordu.

"Ben açım, iskender yiyelim mi?"

"Ben tatlı bir şeyler istiyorum."

Garsona siparişlerimizi verip, beklemeye başladık.

Miray "Anlat bakalım tüm hafta ne bok yedin?" dediğinde dudaklarımı dişledim.

İtiraf ediyorum bu hafta berbat bir arkadaş olmuştum. Deniz onunlayken telefonla ilgilenmemi istememişti. Bu yüzden sadece eve döndüğümde onlarla konuşmuştum. O da uykum olduğundan dolayı kısa 'geldim, gittim, uyuyorum' mesajlarıydı.

"İnanamayacaksınız ama tüm hafta Deniz'le pinekledik ve o hiç alkol almadı."

Sonunda söylediğim şey belki onlar için önemli değildi ama benim için önemli bir detaydı. Alkoliğin teki olan sevgilim, ondan içmemesini söylediğim için sözümü dinlemişti. İçmemesini istememin nedeni, aklıma parti gecesini getirmesiydi. Ona bunu söyleyip 'kendini kaybedersen?' diye sormuştum. O da 'nasıl istersen' deyip dediğimi yapmıştı.

"O kızın sabah ağzını suyla değil, viskiyle çalkaladığına yemin edebilirdim." diyen Miray'a güldüm.

Ulus "Okulu ekmek senlik değil." dedi.

Kafamı salladım.

"Deniz izin almış. Ben de bir kereliğine kendimi serbest bırakmak istedim."

Aklıma biriktiğine emin olduğum dosyalar geldi. Kesin bu hafta ölecektim. Ulus bana kuşkuyla bakıp "Garip bir şey olmadı mı?" dedi.

"Yo ne olabilir ki?"

"Çocuklarla buluştuğunu söylemiştin?"

Sormalarına rağmen 'iyi geçti' deyip kapatmıştım konuyu. Çünkü tam Deniz'le arabada öpüşürken aramıştı Ulus beni.

"3 gün oldu işte. Bu sefer daha normallerdi. Hatta birlikte akşam yemeği bile yedik. Berat benden özür diledi."

Ulus kaşlarını catarken "Ne özrü?" dedi.