22

13.9K 956 487
                                    

*Diğer bölüm haftaya. İyi okumalar :)

Öğle arasında kendi sınıfımın ve Deniz'in gezi kağıdını teslim etmek için müdür yardımcısının yanına gittim. Kapıyı çalıp, içeri girdim.

"Hocam izin kağıtlarını getirdim."

Hoca başını salladığında dolaba doğru ilerledim. İzin kağıtları için olan dosyayı çıkarıp sınıfımızınkini koydum. Dosyada Deniz'in sınıfını aramaya başladım. Onu da yerleştirip dosyayı kaldırdım. O an kapı çaldı ve biri girdi.

Deniz'i gördüğümde şaşkınlıkla dudaklarım açıldı. Onu görmeyi beklemiyordum. Geçen sefer Nigar hocanın odasına kapıyı çalmadan girmişti. Bu sefer bir gelişme göstermişti.

"Mustafa amca ben çıkıyorum."

Kurduğu cümleden bir kaç saniye sonra göz göze gelmiştik. Onun bakışlarına da hafif bir şaşkınlık yansıdı. Sonra gözlerini bedenimde gezdirdi ve hafifçe gülümsedi. Bununla birlikte çömeldiğim yerden kalktım.

Müdür yardımcısının konuşmasıyla ona baktım.

"Tamam Deniz. Yarışmaya katılacaksın değil mi?"

Bir dakika az önce Deniz müdür yardımcısına amca demiş üstelik okuldan çıkacağını mı söylemişti? Şaka mıydı ya bu? Müdür yardımcısı beni sürekli bunun tersi için uyarırken şimdi 'tamam' diyordu üstelik.

"Hayır"

"Denizcim bu yarışma okulumuz için önemli."

Sanırım okullar arası bilgi yarışmasından bahsediyorlardı.

"Umarım kazanırsınız."

Deniz'le tekrar göz göz geldik. Müdür yardımcısı bir şey demişti ama duymadım. Gözlerinde bir kaç saniyeliğine kaybolduğumu hissettim. Deniz arkasına dönüp odadan çıktığında hızla "Kolay gelsin hocam" deyip ben de çıktım.

Hızlıca peşinden koşup önüne geçtim. Gözlerindeki ifade bunu bekliyor gibiydi.

"Nereye gidiyorsun?"

Oflayıp elini saçlarından geçirdi.

"Başkan müdür yardımcısının bilgisi var duyduğun gibi. Seni darlamayacak merak etme."

Normalde izin almıyordu. Sırf beni darlamasın diye izin aldığını düşünmüştüm nedense. Bunun geçen gün dedikleriyle de ilgisi vardı. Bu hoşuma gitse bile sorum bu yüzden değildi.

"Okulda hiç tam gün kalmıyorsun. Bu sefer gitmesen olmuyor mu?"

Kollarımı göğsümde bağlayıp ona bakmaya başladım. Dudaklarına gülümseme yayılırken gözlerini kıstı.

"Şu an çok tatlısın."

Ağzım açık bir şekilde baktığımda kahkaha attı. Toparlanıp "Dalga geçme" dedim.

Sırıtmasını bastırıp "Gitmem gerek." dedi.

"Neden?" dediğimde iç çekti.

Hala gözlerine bakmaya devam ediyordum. O da bakışlarını kaçırmıyordu.

Derin bir nefes verip "Her şeyi soruyorsun." diye söylendi.

Ve o sorduğum hiç bir şeye düzgün cevap vermiyordu.

"Belki cevap versen bende aynı soruları sorup durmam."

Her şey dediği genelde aynı sorulardı çünkü.

Dudaklarını yalayıp "Cevaplasam bir daha bana neden veya nereye sorusunu sormayacak mısın?" dediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım.

Bu hile sayılırdı. Çünkü direkt soru kelimesini alıyordu.

Karmakarışık Kız (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin