19⌛️

14.3K 1.5K 83
                                    

Gözlerimi bir kez olsun kapattığımda uykuya dalmıştım. Kim bilir belki çok halsiz kaldığım için belki de uyuyunca her şeyin geçeceğini düşündüğüm için. Her ikisi de olabilirdi ama ikisi de olmadı. Geçen bir şey olmadı ve halsizliğim de dinmedi.

Kapının sesi gözlerimin açılmasına neden olurken hızla gelen kişiye baktım. Öldürmeye mi gelmişlerdi? Yeterince hayatta kaldığımı düşünüp öldürecekler miydi?

Gelen kişi de temkinli geliyordu.

Firavun?

Hemen yanıma gelip hızla beni kontrol etti. Ona bakarken yüzünü gizliyor oluşu kim olduğunu çıkarmama engel oluyordu ama o bunun önüne geçerek bana seslendi.

"Heves?"

"Akhe?"

"Oh çok şükür hayattasın."

Onun sesi ile rahatlayan bedenim tamamiyle gevşemişti sanki. Tanıdık birini görmek ya da zaten direkt onu beklediğim için olsa gerek dudaklarımda oluşan gülümsemeye engel olamıyordum.

"Hey niye gülüyorsun? Hadi gidelim."

"Marul kafa benim için gelmiş nasıl gülmeyeyim?"

O da gülümsedi.

"Sence şimdi espri yapmanın sırası mı? Bu keçi sakallı aptallar seni kesmeden çıkmamız lazım buradan."

Başımla tasdiklerden gülümsemeye devam ediyordum. Gülümseyişimi tuhaf karşılarcasına başını sağa sola salladı ve belimden tutarak beni kendine yasladı.

"Yürüyebilecek misin?"

"Sanmıyorum."

"Dizlerini mi kestiler?"

Gülümseyerek tasdikledim.

"Ah kaçıklar! Güya seni halsiz bırakıp tüm gerçekleri ağzından alacaklar. Bu eski kafalar hala eski yöntemleri deniyorlar."

Beni kollarına aldığında boynundan sıkıca tutundum.

"Ya bizi bir gören olursa?"

"Endişelenme bu saatte nöbetçiler bile uykuya çekilir. Gece vakti yer altı Tanrı'larının ortada gezindiklerini düşündükleri için hepsi uyuyor."

Gülümseyerek "Niye onlara yer kalmaz mı?" diye sordum.

Bana şaşkın bir şekilde baktı.

"Hey, şu an senin ağlıyor olman gerekmiyor mu? Dizlerin kesildi ve bu kaçıklar seni öldürmeyi planlıyor. Neden sürekli sırıtıyorsun?"

Omuzlarımı silkeleyerek bilmiyorum demek istedim.

"Ah, sanki sorun sende değil bendeymiş gibi hissettiriyorsun."

Bir şey demedim. O da demedi. Her ne kadar ortalıkta kimse olmasa da yine de temkini elden bırakmayarak saraydan çıktık. Gecenin ılık rüzgarı tenime çarparken yıldızlı gökyüzüne baktım. Milyonlarcası arasında yüzüp geldim sanki. Eğer antik Mısır'da en çok neyi seviyorsun diye sorsalar gökyüzü diyecektim.

"Sen beni böyle alıp götürüyorsun da yokluğumun farkına varmayacaklar mı?"

Sorum ile durdu. Birkaç saniye düşündükten sonra yeniden devam etti.

"Fark edecekler ve arayacaklar ama sorun değil. Zaten onların karşılarına çıkacağım."

"Nasıl? Geri dönmüş bir mumya olarak mı?"

Ona mumya dememe sinirlenmiş olacak ki ses tonunu hafif sertleştirerek "Evet, bir mumya olarak," diye tekrar etti.

"Niye sinirleniyorsun ki, bir mumyasın işte."

MUMYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin