Eğer genç yaşta ölürsem, beni mumyalayın.
Ama öyle iç organlarıma dokunmayın.
Birkaç parça baharat, en sevdiğim kokulardan ve bir tutam da papatya koyup sarın yeter.Lahitime üç boyutlu resimler çizin ki, gelecektekiler benim en yetenekli mumya olduğumu düşünsün.
Sakın ha akrep ve kobradan söz etmeyin. Hele o bok böceklerini uzak tutun.
Genç yaşta ölürsem eğer, mumyalayın beni.
Yabancı bir şarkının çevirisi zihnimde farklı bir şekilde çevrilirken, havuzunun başında dikilmeye devam ediyordum. Firavun gideli yarım saatten fazla olmuştu ama ben hala şokunu atlatamamıştım. Bir şeyleri ya berbat etmiş ya da kaderin önünü açmıştım. Herhalukarda işlerin çok daha zorlaşacağını hissedebiliyordum.
Dolunayın vurduğu suya dikkatle bakarken kendi silüetimin yanında başka bir silüet de oluşunca irkilerek arkamı döndüm.
Klison uzun keçi sakalını eliyle tarayıp, pek de hoş olmayan bir gülüşle bana bakarken "Gecenin bu saatinde dışarıda olmak sizce de biraz tehlikeli değil mi?" diye sordu.
Geri gidip ne diyeceğimi düşünürken "Bilmeyebilirsin belki ama biz bu saatlerde odalarımıza çekiliriz. Çünkü geceleri yeraltı Tanrı'larının geçiş vaktidir," diye devam etti.
Yutkunup mantıklı bir şeyler söylemek adına daha dikkatli düşündüm. Bir süre cevap için bekledim ama korkuyla onu incelemekten ötesini yapamıyordum. Havaya göre uzun ve yerlerde sürünen cüppesi, uzun sakalı ve üzerimde gezinen sinsi bakışları tüm dikkatimi dağıtmama neden oluyordu.
Birkaç adım atıp havuza yaklaştı ve yerden aldığı taşı suya atarak dalgalanmasını sağladı.
"Bu ülke bir zaman önce kaos halindeydi. Mısırlı olmayan bir ucubeye aşık olan bir Firavun, ikisinden biri ölüme mahkum olan iki kardeş, feci bir kıtlık ve muammalar silsilesi."
Arkamı bile dönemeden onu dinlemeye devam ettim.
"Ama sonra kız öldü, Firavun peşinden gitti. Kardeşlerden biri mumyalandı ve kıtlık da sona erdi."
Sol kolundaki abayı hafif çekerek önüme doğru adım attı.
"Hiçbir zaman çok bereketli topraklar olmayacağız ama aynı kaosu yaşamaya da müsaade etmeyeceğiz."
Tam önümde durup gözlerini gözlerime sabitledi.
"Uşaklığını yaptığınız mumyaya yüz çevirin. Biz de sizi özenle memleketinize gönderelim."
Korkuyla açtığım gözlerimle ona bakarken, sadece Firavun değil diğerlerinin de Akhe'den haberinin olduğunu anladım. Bu iş, bizim tahmin ettiğimizin de çok ötesindeydi.
⌛️
Klison'la birlikte birbirimize bakmaya devam ederken "Benim de resmimi çiz," dedi.
Biraz önceki tehditkar hitabından kurtulmak kolay olmasa da yavaşça kendime geldim ve başımla tasdikledim.
Önden yürümeye devam ederken ben de peşine takıldım. Akhe'nin odasının önünden geçerken, bizi görmesini ve ya müdahale etmesini ya da bana bir akıl vermesini diliyordum ama yalnızdım.
Bu yalnızlık bana ilerleyen dönemlerde de bir yalnızlığın olacağı haberini veriyordu sanki. Birçok yerde kendi irademi kullanmam gereken kararların olacağı, çaresizce kıvranacağım ama hayatta kalmak için çabalamam gereken birçok seçenek...
Klison'un makam odasına geldiğimizde benim için hazırlanan köşeye baktım. Yeni bir tuval, onlarca boya ve her çeşit fırça duruyordu. Mekan özenle aydınlatılmış, oturacağı yer ayarlanmış, fazladan havayı serinletmesi için iki kişi getirilmiş, her çeşit meyve ve bir de taht...
Tahta şaşkınlıkla bakarken yavaşça gidip oturdu. Geriye yaslanıp, yüzüne yerleştirdiği huzursuzluk veren gülüşünü dudaklarına yaydı ve kaşlarını kaldırıp beni alaya alan ifadesini takındı.
"Endişelenme, gerçek taht değil."
Titreyen göz kapaklarımın ardında gizlenen duygu, taht kavgası için eklenen yeni biri mi acaba sorusunu yok etmeye çalışarak sarf ettiği cümlesi ile az da olsa rahatlamıştım ki devam etti.
"Ama neden gerçek olmasın?"
Biraz önce bastırdığım korku yeniden filizlendi.
"Biz bu ülkenin asil ırkıyız. Taç Naton soyuna değil, Klison soyuna verilmeliydi. Şayet Firavun olsaydım adım Keyklison olacaktı."
Onun konuşmaya devam etmesini beklerken eli ile işaret edip beni tabloya yönlendirdi. Onu dinleyip uygun bir fırça aldıktan sonra bir kere daha baktım. Ben bunu nasıl çizeyim şimdi? Bakmaya bile katlanamadığım şahsı ince ince çizmek öylesine zor bir şey ki...
Derin bir nefes alıp sarı boya ile başladım. Dikkatimi sadece resme verip bunun Akhe için gerekli olduğunu düşünerek çizmeye devam ettim.
"O asla Firavun olamaz," dedi Klison hareket etmemeye çalışarak.
Durup ona baktım.
"Yıldız okurlar onun Firavun olamayacağını söyledi. Bir şekilde ortaya çıksa bile sonu yeniden ölüm olacak. Akhe asla Firavun olamaz."
Yutkunarak kuruyan boğazımı ıslattım. Ancak derinlerde kuruyup bir kurak çöl haline galen başka şeyler vardı. Eğer gerçekten Firavun olamayacaksa, yeniden ölmeyi kaldırabilir mi? Peki ya bir kere daha gelmesi? Bu mümkün mü? Hayır hayır, o bir kere oldu. Diri diri görüldüğü içindi, mumya olduğunu içindi. O da pek mantıklı değil ama bu sefer ölecek olursa asla geri gelemeyeceği kesin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUMYA
FantasyMüzede başlayan lanet, Antik Mısır'da devam ediyor. Entrikalarla çevrili bir sarayda Firavun kim olacak? Günümüzden Antik devre uzanan dram ve romantizm dolu bir hikaye... ⌛️ Başlangıç: 20. 10. 2019 Bitiş: 20. 08. 2020