10⏳

17.6K 1.8K 147
                                    

"Eee şimdi bu tek odada ikimiz mi kalacağız?" diye sordum.

Başı ile tasdiklerken çoktan kıyafetinden geniş olanı yere serip üstüne yatmıştı bile.

"Evet ne oldu ki?"

Ona şaşkınlıkla bakarken "Bana bak mumya, senin ne düşündüğün umrumda değil ama ben bir erkekle aynı odada kalamam," dedim.

Omuzlarını silkeleyip baş parmağı ile dışarıyı işaret etti.

"Valla sokakta başıboş gezen kobra ve akrepleri göze alıyorsan sen dışarıda kalabilirsin," dedi.

Ağzımdaki havayı hayal kırıklığı ile dışarı verirken "Bana bak hele! Senin zamanına geldik senin! O yüzden sorumluluğu al bakalım," diye bağırdım.

"Lahiti açan sensin," dedi huzurla gözlerini kapatarak.

"Sonuç? Lanet senin lanetin be adam!"

Omuzlarını yeniden silklerken uyumaya hazır gibi görünüyordu. Ama ben durur muyum? Asla!

Küpü kaldırdığım gibi içinde kalan suyu üstüne boşalttım. Böyle bir şeyi beklemediği için irkilerek kalktı.

"Ne yapıyorsun be?"

"Bir çözüm yolu bul," dedim küpü yere koyarak.

"Ne bulacağım? Misafiriz işte. Dua et Firavun yabancıları seviyor. Yoksa halk arasında biraz zor barınacak yer bulurdun," dedi.

Bu mumyadan bir şey çıkmayacağını düşündüğüm için yere serdiği kumaşı çekip aldım ve kendi kumaşıma ilave ederek bağladım.

"Ne yapıyorsun?" diye sordu şaşkınlıkla.

"Dışarıda kalamıyorsun madem, aramıza perde çekeceğim."

Güzel bir fikir olduğunu belli edercesine parladı gözlerinin içi. Gülümseyerek başının arkasını kaşırken "Ah, neden en başta söylemedin ki? Bunu yapabiliriz tabii ki," dedi.

Elimdeki kumaşları alıp yaramaz bir çocuk gibi bana göz kırptı ve bir ucunu bir duvara diğerini diğer duvara sabitledi.

Perdenin arkasına geçip "Bana bak, şimdi kontrol edeceğim beni görüyor musun görmüyor musun diye," dedi ve elleri ile bir şeyler yaptı. Ne yaptığını göremiyordum ama perde hareketlendiği için bir şeyler yaptığını anlıyordum.

İki kumaş arasından başını göstererek "Sence ne taklidi yaptım?" diye sordu.

"Ne bileyim ben, akrep mi?" diye sordum öylesine.

Şaşkınlıkla kaşları kalkarken "Nereden bildin? Görünüyor mu yoksa?" diye sordu.

"Saçmalama Akhe," dedim biri siyah diğeri yeşil olan kumaşı göstererek. "Tahmin ettim sadece."

Gözlerini kuşkuyla kısıp "Neyse bir kere daha deneyelim," dedi ve perdenin arkasına geçip bir şeyler yapmaya başladı. Bıkkınlıkla gözlerimi devirirken bu marul kafanın ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Bazen mumyalama işinin çok isabetli olduğunu düşünmüyor değilim yani.

Başı iki kumaş arasında göründüğünde "Şimdi?" diye sordu.

"Kobra?"

Kaşları hayretle kalkarken "Oha! Mahremiyet diye bir şey yok. Sen kesin görüyorsun beni," dedi ve benim tarafıma geçerek kendi tarafını görmeye çalıştı.

"Saçmalama Akhe, daha on dakikaya kadar perdesiz yatıyordun, ben dedim perde olsun," diye kendimi savundum.

"O on dakika önceydi," dedi kumaşı inceleyerek.
"Şimdi işler değişti."

Kumaşı bir süre daha inceledi ve yeniden kendi tarafına geçerek "Hadi bir kere daha yapacağım. Bakalım bilecek misin?" diye sordu ve perdenin arkasında bir şeyler yapmaya başladı.

Başımı esefle iki yana sallarken içimden geçen bir diğer düşünce, asırlar boyu lahit içinde kalmaktan beyinde bir takım problemlerin oluştuğuydu. Onun tuhaf hareketlerinde aldırmadan yere boylu boyuna uzandım ve öğle vakti güneşin en kızgın anında ikram gibi gelen bu kısa uyku için gözlerimi kapattım yavaşça.

MUMYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin