"Yaşasın Kiya!"
"En güzel eser onunki!"
"Yaşasın Kiya! Yaşasın!"
"Mısır'da bu zamana kadar daha iyisi yapılmadı. Kiya sen çok yaşa!"
Tüm halk benim ismimi tekrar ederken Klison şaşkınlıkla kızlar arasında dolaştı. Arada onlara çarpıp sertçe dokundu. Gerçek olup olmadıklarını anlamaya çalışıyor ancak bunu olabildiğine sert bir şekilde yapıyordu. Manofis'in yüzünü sertçe tutup dikkatle incelediğinde iyiden iyiye aşırıya kaçtığını anladım. Müdahale etmek için öne doğru geldiğimde "Ama bu nasıl olur?" diye bağırdı. Olabildiğine sinirliydi. Önüne geleni yok edecek şekilde elindeki kalın asasını yere sertçe vurup tozu dumana kattı ve abasının yerlerde gezinen eteğine aldırmadan çevresinde döndü.
"Biraz önce sadece ot dal çiçek falan vardı. Bu çöpler ne zaman çıktı ortaya?"
"Onlar çöp değil."
Kaşlarını çatarak bana yaklaştı.
"Bana bak aptal kız her ne haltlar karıştırıyorsan hemen açığa çıkar. Derhal!"
"Bir şey karıştırmıyorum. Sadece kamufle ettim onları."
"Kamuf ne? O da ne?"
Klison'un kükreyişi yanımıza gelen Naos ve Firavun ile son buldu.
"Öyle görünüyor ki halk birincisini çoktan seçti."
Firavun gülümseyerek bunu söylediğinde Naos da en az Klison kadar şaşkındı. Ama o kabulleniyor ve beni tebrik ediyordu.
Halk tarafından takdir görmek öyle tuhaf bir duyguydu ki sevinçten ne yapacağımı şaşırmıştım. Esasen ben, gerçekte sevginin tam olarak ne olduğunu bilmediğim için nasıl davranacağımı da kestiremiyordum. Sevgi buydu sanırım. Gözlerinde görüyordum kendimi. Merceklerine yerleştiriyorlardı. Sevinç nidalarında ben vardım, kalplerinde ben vardım. Sevgi buydu sanırım.
"Hanımım biz kazandık. Biz kazandık."
Kızlara heyecanla bakarken gülmekten başka bir şey yapamıyordum. Yanaklarım ağrımıştı ama sorun değil.
"Kazanana üç çuval pirinç, iki Pers halısı ve adı tarihi kayıtlara geçecek."
Ödülümü dikkatle dinlerken bunu okuyan kişi de bana gülümseyerek bakınca daha çok mutlu oldum. İnsanlar gözünde hak ederek kazanmak büyük onurdu. Başkasının yardımı ile değildi de sırf kendi çabalarımla başardığım için kendimle gurur duyuyordum.
Akhe de olsa överdi beni muhtemelen. Onun da en az benim kadar başarıyı sevdiğine inanıyorum. Ve yine benim gibi sevginin ne olduğunu bilmeyip ne yapması gerektiğini bilemeden tuhaf tepkiler verdiğini.
⌛️
"Hanımım bugün çok yoruldunuz biraz dinlenin."
Okofis'i dinledim ve katıldım fakat dinlenmek uyumak ile olacak bir şey değildi benim için. Kafamı dağıtmak istiyordum. Aslında hala Akhe'nin habersiz gidişi bende derin bir yara oluşturmaya devam ediyordu. Belli etmemeye çalışsam da bilinçaltım bununla doluydu. İstemsiz bir hüzün, beklenti ve belki bir miktar özlem...
Kapı iki kere çaldığında içeri Firavun'un hizmetçilerinden biri girdi içeri. Hızla ayağa kalktım.
"Kiya hanım Firavun sizi huzuruna çağırıyor efendim."
Zoraki bir gülümseme ile karşılık verdim ve saçlarımı tarayan Kite'den durmasını rica ederek yürümeye başladım.
"Hanımım?"
![](https://img.wattpad.com/cover/203709171-288-k721197.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUMYA
FantasyMüzede başlayan lanet, Antik Mısır'da devam ediyor. Entrikalarla çevrili bir sarayda Firavun kim olacak? Günümüzden Antik devre uzanan dram ve romantizm dolu bir hikaye... ⌛️ Başlangıç: 20. 10. 2019 Bitiş: 20. 08. 2020