◽32

1.7K 116 1
                                    

Gözlerine baktım. İki yıldır bakamadığım o cenette baktım.

Şuan beni terk ettiği sahilde kumların üstüne, yan yana oturmuş ona bakıyordum.

Hava bâya kararmıştı. Ben ondan bir açıklama berlerken o sadece yerdeki kumları inceliyordu.

"Maren?"

Bakışları beni buldu.

"Hı?"

Bunu o kadar tatlı söylemişti ki, dayanamayıp dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım ve gülümseyerek geri çekildim.

Onu gerçekten çok özlemişim...

"Eee anlat hadi."

Dedim sabırsızca. Bakışlarını tekrar yere çevirdi.

"Ben konseye söz vermiştim. Senden başka birisine görünem diye. Fakat ben seni kıskandığım için Guanin'e görümdüm. Konseyde bunu öğrenmiş. Üç yıl boyunca senin yanına gelmemi yasakladılar. Ben burada, birşey demeden seni bıraktığım için çok özür dilerim. "

Kollarımı hızlıca boynuna doladım. Gözlerimi kapattım.

Ama bir dakika?!

Ondan hızlıca ayrıldım ve yüzüne baktım. Bana şaşkınca bakıyordu.

"Dün, dün o kadınlara da göründün.Yine mi gideceksin? Lütfen bu sefer bırakma beni. Şey, ben konuşayım konseyle? Ya da dur! Şey, yani ben artık senin yanına geleyim? Ben caımı verecek biris-"

Dudağıma, yumaşak dudaklar değince sustum. Şaşırmıştım. Yani ben onu kaybetme korkusu ile yanıp tutuşayım, o beni öpsün!

Ondan ayrıldım. Kısık gözleri ile bana bakıyordu.

"Beni bırakmayacaksın, değil mi?"

Yüzümü avuçlarının içine aldı. Ardından gülümsedi.

"Merak etme. Seni bundan sonra bırakmayacağım."

Birbirimize tekrar sarıldık.

"Senden birşey isteyeceğim."

Dedi benden ayrılarak.

Ona gülümseyip,

"İste."

Dedim. Yere baktı. Daha sonra bakışlarını bana çevirdi.

"Sigarayı bırakmanı istiyorum."

Bakışlarımı kaçırdım. Bırakabilir miydim? Bilmiyordum.

"Maren, ben çok değiştim. Biliyorsun. Fakat ben sigaryı bırakmak istemiyorum. Zaten eninde sonunda ölüp senin yanına geleceğim. Bence gerek yo-"

"Lidenya, lütfen. Sadece benim için dene."

Sigaraya bu kadar çok alışmışken, bırakmak zor olacak fakat Maren için deneyeceğim.

Usulca kafamı salladım. Bana gülümsedi.

"Seni artık sık sıl göreceğim, değil mi?"

Bir süre çaresiz gözlerime baktı. Ardından o da usulca kafasını salladı.

"Kalkalım mı artık?"

Diye sordum. Kafasını salladı ve ayağa kalktı. Elimden tuttu ve beni ayağa kaldırdı.

Fakat sanırım biraz hızlı olmuştu ve ben göğsüne çarpmıştım. O sırada yüzlerimiz oldukça yakın olmuştu.

Ona baktım. Bakışmaya başladık. Gözleri o kadar güzeldi ki...

Ondan biraz uzaklaştım. Ardından yutkundum.

"Hadi gidelim."

Dedim ve yürümeye başladım. Arkamı döndüğümde olmadığını gördüm.

Yüzümü düşürdüm. Hemen mi gitmişti?

"Birlikte yürürüz diye düşünmüştüm."

"Üzgünüm, Lidenya. Zamanım dolmuştu."

"Pekâlâ."

Deyip sahilden çıktım. Eve doğru yürümeye başladım.

_____________________________________


Yorum
Vote






❃Peşimdeki RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin