-2 YIL SONRA-
Ayaklarımı önümde ki taşa uzattım. Ardından cebinde ki sigara paketimi çıkartıp içinden bir dal aldım.
Gün batımına doğru çakmağımı çaktım ve içime çekerek sigaramı yaktım.
İçime çektim ve ardından havaya doğru üfledim. Bu şeyi seviyordum.
Fakat bu sahili vermiyordum. Nedenini biliyorsunuzdur. O gittikten sonra neler olduğunu anlatayım.
Aslında anlatıcak pek birşey yok. Ama beni terk ettiğinin ertesi gününden zevkle bahsetmek isterim.
Sabah hayatımın en kötü gününe kalkmıştım. Çünkü o yoktu. İstemeye istemeye okula gitmiştim.
Okulda bir ruh gibi dolaşıyordum. Çok bitkindim. Zaten hiçbir dersi dinlememiştim. Bu yüzden de üniversite sınavını geçememiştim. Fakat tekrar çalışıp kazanmıştım. Ama dondurdum. Gitmek istememiştim ve hâlâ da istemiyorum.
Herneyse okulda asla yapamayacağım birşey yapmıştım. Kavga etmiştim. Ama öyle böyle değildi. Efso kavgaydı ya!
Disiplindi falan derken öyle sıyrıldım işte. Karakterim değiştiği gibi dış görünüşümüde değiştirmeye karar vermiştim. Kahverengi saçlarımı siyaha boyatmıştım. Ardından aralarına beyaz attırmıştım. Ayrıca uzun saçlarımdan rahatsız olup omuzlarımda kestirmiştim.
Daha çok koyu makyaj yapar olmuştum. Siyah göz kalemim ve bordo rujum. Bu nedenle tarzımıza değiştirdim. Mesela artık en sevdiğim rengi giymiyorum. Artık hiç açık renk giymiyorum.
Daha sık sık kavga eder olmuştum. Özellikle de sokak kavgalarına çok fazla girer olmuştum. Dayak yiye yiye dövüşmeyi öğrenmiştim.
Ah! İlk sokak kavgamda yaralanmıştım. İlk kavgamda bana bıçakla saldırdılar ya, bıçak! Elmacık kemiğimin üstünde fazla belli olmayan bir iz oluşmuştu. Ben bu izin beni daha olgun gösterdiğini düşünüyordum.
Artık 20 yaşındaydım. Onsuz iki yılım geçmişti. İki yıl...
Her günümde hep onu düşünmüştüm. Hep kendime neden gittiğini sormuştum. Bekledim, aklımdan konuşur diye, ama öyle olmadı. Artık varlığını bile hissedemiyorum.
Korktuğum şey başıma geliyordu, onu unutuyordum. Fakat ben onu sonsuza kadar hatırlamak istiyordum.
Biten sigaramı yere attım ve bir tane daha yaktım. Şu şeyi içip biran önce ölmek istiyordum. Sonuçta ölünce onun yanına gitmeyecektim.
Aklıma ölümle ilgili sohbetimiz geldiki,
Bana farklı bir kategoride olduğunu söylemişti. Ayrıca o gün onu öpmüştüm.
O anları hatırlayınca gülümsemeden edemedim. Zorla da olsa onu öpmüştüm.
Sigaramı bitirip yere attım. Ardından çantamı alıp oturduğum taştan kalktım.
Hızlıca eve yürümeye başladım.
Eve gelince anahtarımla kapıyı açıp içeri girdim. Anneme göz ucuyla bakıp odama çıktım. Artık fazla samimi değildik. Bilmiyordum yada ben öyle hissediyordum. Neyse.
Eşyalarımı bir köşeye atıp banyoya girdim. Yavaşça üzerimi çıkardım. Aldığım karar ile vücuduma lazer yaptırmıştım. Artık ağda derdi ile uğraşmak istemiyordum.
Üstümü çıkartıp kendime aynadan baktım. Çok zayıf görünüyordum. Fakat güçlüydüm işte. Her anlamda.
Yavaşça duş kabinin içine girdim. Sıcak suyu açtım ve vücudumun ıslanmasına izin verdim.
Gözlarimi kapattım ve vücudumin mayışmasını hissettim.
...
Bornozum ile banyodan çıktım. Odama girip üstümü giyindim. Yatağa uzandım ve telefonunu elime aldım.
Birkaç sosyal medyada dolaşıp geri bıraktım. Canım çok sıkkındı, ve ben evde boş boş oturmak istemiyordum.
Hemen dolaba yöneldim. Bara gidip biraz orada vakit geçirecektim.
Valla şort ya da elbise giyerek gece gece uğraşmam. Dar siyah kot pantolunumu aldım elime. Hızlıca şortumu çıkartıp altıma geçirdim.
Üstüme ise herhangibi siyah kısa bir sweat giydim. Her zamanki makyajımı yaptım ve yanıma bir miktar para alıp evden çıktım.
Yolda hızlıca yürüdüm. Yakınlarda olan sık sık gittiğim bara girdim.
Ön koltuklardan birine oturdum.
"Hoşgeldin Lidenya." dedi Ely. Küçük bir şekilde gülümsedim.
"Her zamankinden mi?" diye sorunca kafamı salladım.
Kısa sürede biramı süsülü bir şekilde önüme verdi. Hızlıca kafama diktim.
"Yine kim kızdırdı seni?" diye sorunca kaşlarımı çattım.
"Bakma öyle! Biri kızdırmış ki, çok sert içiyorsun." dedi. Galiba haklı.
Onu düşününce ister istemez sinirleniyordum. Elimde değildi. Beni bırakıp gitmesini kendime yediremiyordum. Birde canımı vermeyi bile düşünmüştüm. Aptal kafam işte!
Önüme koyulan bardağı birkez daha kafama diktim. Boğazım yanıyordu ama umrumda değildi.
"Umarım iyisindir." dediğinde ona sertçe baktım. Elini havaya kaldırdı ve önüne döndü. Göz devirip önüme döndüm. Gerçekten onun için ölecektim...
Ya beni neden bırakmıştı? Neden o sahilde beni bir başıma bırakmıştı?
Ondan nefret ediyorum!
Bana yaptıklarından, bana yaşattığın bütün bu güzel duygulardan nefret ediyorum.
Kendimden nefret ediyorum!
Sana aşık olduğu için, kalbimden nefret ediyorum...
__________________________________
Yorum♥
Voye♥Pek uzun bir süre olmadı ama, olsun. Ben yinede yayınlamak istedim.
Yinede HALOO!!!
Bu arada yeni Lidenya, hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum, benim ile paylaşırsanız sevinirim.
Teşekkür ederim💜♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❃Peşimdeki Ruh
Teen Fiction-TAMAMLANDI- !+18 Kısımlar Bulunmaktadır! Günlerdir peşimde olan ve bana yardım eden bir Ruh... Okuldaki ve aile içi sorunlarım ile bana yardım etmesi beni huzursuz ediyor... Ondan çoğu zaman korkuyorum. Bana yardım edip, benim için insan öldürüyor...