◽50

1.3K 91 2
                                    

Sanırım artık yaşamıyordum.
Ya da yaşıyor muydum?
Nasıl konuşuyorum be o zaman?!
Yoksa bu kaçık doktor kalbimi almadı mı?!

"Sakin ol Lidenya."

Ama bu Maren değildi. Etrafıma baktım. Bembeyazdı...

"Sende kimsin?"

Diye doğal olarak sordum. Nereye gideceğim ben şimdi?

"Ben geçiş yöneticisiyim. Seni konseye götüreceğim."

He tamam o zaman. Deli misin sen ya?! Ben nerden bileyim konseyin nerde olduğunu? Hadi götür beni gizemli yönetici!

"Tuhaf bir kızsın. Düz ilerle."

Dediğini yapıp dümdüz yürüdüm. Neden bu kadar beyaz, bay gizemli yönetici?

"Tanrım! Sadece yürü soru sormak yasak!"

Peki. Sinirlendi yazık. Neyse ben yürüyeyim bari.

Uzun beyaz bir kapı ile karşılaştım. Yöneticinin içeri gir komutu ile kapıyı açıp içeri girdim.

Üç büyük koltukta yaşlı yaşlı insanlar oturuyordu. Onlara biraz daha yaklaştım. Dur bak heyecanlandım yav!

"Merhaba?"

Diye garip bir giriş yaptın. Niye merhaba dediysem?!

"Hoşgeldin Lidenya."

Woah! Sesi çok resmi. Başımı sallayarak onu selamdım. İster istemez heyecanlanmıştım.

"Maren ile olan hikâyeniz oldukça göz yaşartıcı. Maren sayende dibimizden hiç ayrılmıyordu."

Dedi. Bak konu Maren'e gelmişken güzel bir ayar çeksem mi acaba? Yok ya boşver.

"Sizi anlıyorum efendim."

Dedim sadece. Ne diyeyim ki başka?!

"Kategorin belli zaten. Seni Maren'nin ve babamın yanına göndereceğim."

Biliyordum zaten onların yanına gideceğimi.

"Maren sana kurallardan bahsedecektir. Şimdi kendi âlemine gidebilirsin."

Kafamı usulca salladım. Belli etmesemde heyecanlanmıştım. Maren'i görecektim. Babamı görecektim. Mutluydum...

Ardından gözlerimin kararması ile, başım döndü. Sanırım bayıldım.

(...)

Gözlerimi açtığımda bir tane ağacın altındaydım. Etrafa baktım. Ağaçlar, müstakil evler, hayvanlar vardı.

"İlerde ki ağacın arkasında ki durağa yürü, Lidenya."

Tamam. İlerde ki ağaca doğru yürümeye başladım. Ağacın arkasına gelince durağa doğru kafamı uzattım.

Durakta Maren ve.., babam vardı.

Maren sabırsızca etrafında dönüyordu. Babam ise sadece bir yere bakıyordu.

Onlara doğru ilerledim. Şuan tek hedifim Maren idi. Babamı daha önce hiç görmedim. Ben doğmdan önce halamı kurtararak ölmüş. Yani ona bağlı hiçbir anım yok.

Maren'i görünce duygulanmadan edemedim. Gözlerim dolmuştu. Şuan burdaydım, onun yanında.

Arkalarına gelince gülümsedim.

"Maren,"

Hızlıca arkasına döndü. Tabi o sırada babamda döndü. Ama ben sadece Maren'e bakıyordum.

"Sonunda geldin."

Dedi ve beni kollarının arasına aldı. Ellerimi beline doladım.

"Çok mutlu olacağız, Lidenya."

Dediğinde gülümsedim. Artık onundum ve birlikte yaşayacaktık. Sabahları gözümü onunla açaacaktım. Artık o hep hayatımdaydı...

_________________________________________

Yorum
Vote
💚



❃Peşimdeki RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin