◽39

1.6K 102 20
                                    

Sabah gözlerimi yorgun açmıştım. Kendimi bir garip hissediyordum.

Dolabıma ilerledim. Üzerimd her zamanki kıyafelerimi geçirip evden çıktım.

Hızlıca bara ilerledim. Açıkçası o olaydan sonra bir daha Ely'nin barına gitmeli miydim, bilmiyorum?

Aman banane!

Hızlıca bara girdim ve masalardan birine oturdum. Her zamanki içkimden istedim ve etrafa göz gezdirmeye başladım.

Kalabalığın arasından bana doğru gelen Ely'i görmemle, yalan yok gerildim.

Mahçup bir şekilde gelip karşıma oturdu.

"Lidenya, ben özür dilerim. Böyle olsun istememiştim. Zaten ayrıldım ondan."

Dediğinde kaşlarımı çattım.

"Hayır, saçmalama. Gidip barış onunla. O haklı, insan secdiğini kıskanır."

Dediğimde gülümsedim.

"Teşekkür ederim."

Deyip yanımdan ayrıldı. Bende gülümseyerek içkimi içmeye devam ettim.

"İçinde hâlâ iyilik bulunduruyorsun, Lidenya."

Maren'i duyduğumde sevinmiştim.

Evet bulunduruyorum. Fakat kimseye göstermek istemiyorum.

"İstemelisin."

"Sen bir bana görünsene!'

Diye bağırdım barda. İçki bana yan etki yapıyor kesin.

"Sakin ol."

Bana emir verme!

"Sen kendine gelsene bir!"

Ben zaten kendimdeyim!

"Lidenya, beni sinirlendiriyorsun! İçme artır şunu!"

Sanane?!

"Ah! Deli edeceksin beni?"

Deli ol, banane?!
Ben seni öylede severim...

"Lidenya,"

Hı?

"Sana yalvarırım, içme şunu..."

Neden gelip kendin almıyorsun?

"İsterdim. Ama konsey sadece akşam altıdan, on ikiye kadar izin verdi. Üzgünüm."

Ölünce ilk işim şu konseye güzel bir ayar çekmek olacak!

"Hadi çık şurdan, eve git ve beni bekle."

❃Peşimdeki RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin