Bölüm 18

1K 58 7
                                    

"Hocam hâlâ geç değil. İsmimi silebiliriz."

"Gece delirtme beni! Gayet güzel söylüyorsun, çıkacaksın." Sevgi hocaya başımı salladım. Son derse gelmiştik ve sabahtan beri müzik odasındaydım. Teneffüslerde Berke yanıma gelip gitmişti. Dünden beri Bilinmeyen'le konuşmamıştık. Merak ediyordum onu. Aklım ondaydı. Berke'ye sormuştum kaç kere fakat o da bir şey bilmediğini söylüyordu. 

 Son kez şarkıyı söylediğimde Sevgi hoca yüzündeki gülümsemeyle gitmeme izin vermişti. Teşekkür edip sınıfa indiğimde kapıyı tıklatıp içeri girdim. Yerime geçtikten sonra Berke bana döndü. "Nasıldı?" dediğinde omuz silkip "İyi olduğumu söylüyor Sevgi hoca." dedim. Açıkçası benim ne hevesim vardı ne de söylemek istiyordum. 

"O zaman sen kazanırsın!" dedi Berke. Sonrasında kolunu omzuma attı. Başımı onun omzuna yaslarken cebimden telefonumu çıkardım. Bilinmeyenle olan sohbetimize girdiğimde son görülmesinin hala aynı olduğunu gördüm. 

Gece: Bilinmeyen, gerçekten merak ediyorum artık.

Gece: İyi olduğunu söyle bari.

Mesajlarım hala tek tik gidiyordu. Bu da içimdeki korkunun artmasına sebep oluyordu. Telefonumu yeniden cebime koydum. "Gerçekten bir şey bilmiyor musun? İyi mi onu söyle bari." dedim Berke'ye dönerek. Kolunu omzumdan çekip bana döndü o da. "Bilmiyorum Gece. Bilsem söylerdim, biliyorsun." Başımı salladım yavaşça. 

Zilin çalmasıyla montumu giyip ayaklandım. Çantamı koluma geçirdikten sonra Kapıya yürüdüm. Kapının önünde Berke beni bekliyordu. Yanına gelince birlikte yürümeye başladık. Okuldan çıktığımızda "Nereye gideceksin?" dedi Berke. Bugün bizimkilerin her hafta sonu olduğu gibi birlikte gittikleri gündü. İstemsiz bir şekilde dudaklarım yukarıya kıvrıldı. Ama bu acı dolu bir gülüştü. 

"Sahile gideceğim. Bizimkiler yok." dedim sadece. Berke başını salladı. Biliyordu o da. Her onlardan laf açıldığında sövmeye başlıyordu. Sesimi çıkarmıyordum bende. Ne diyebilirdim ki? Küfür etme onlar benim ailem mi? 

Berke benimle beraber sahile geldiğinde kayalıklara doğru yürüdüm. Her zaman çıktığım kayanın üstüne çıkıp oturduğumda Berke de yanımdaki kayaya oturdu. Çantamdan sigara paketimi çıkardım. Bir dal alıp dudaklarıma yerleştirdim. Berke'de benimle beraber sigarasını yaktı. 

"Üniversitede ne yapmayı düşünüyorsun?" diye sordu bir süre sessizlikten sonra. 

"Bilmiyorum. Hiç düşünmedim." dedim. Bizimkiler beni üniversiteye gönderirler miydi acaba? Yoksa o evde ömrümün sonuna kadar hapis mi kalırdım? 'Bilinmeyen izin vermez' dedi iç sesim. İzin vermezdi ama ne kadar dayanabilirdi ki o da? Üniversitesini okumaya gitmeliydi. Nerede, ne bölüm istiyorsa okumalıydı. Bencil olamazdım bu konuda.

"Sınava gireceksin değil mi?" Sigaramdan bir nefes çekerken başımı salladım. Girip, elimden geleni yapacaktım. Hatta tercihlerimi bile yapacaktım. Kazanırsam ne olacağı konusunda hiçbir fikrim yoktu.

"İzin vermeyiz Gece. Ne olursa olsun istediğin bölümü okuman için her şeyi yaparım, yaparız." Başımı salladım tekrar. Biliyordum beni asla yalnız bırakmayacaklarını. Ama evdekilerin düşüncesini bilmediğim için bir şey diyemiyordum, düşünemiyordum. 

Sigara izmaritini söndürüp Berke'ye döndüm. "Sen ne okumak istiyorsun?" 

"Bilgisayar Mühendisliği."

"Yakışır. Yaparsın sen, güveniyorum ben sana."

"Bende sana güveniyorum. Bir an önce kararını ver ve ona göre çalışmaya devam et Gece. Hedefini koy önüne. Gideceksin sende." Bir şey söylemeden denizi izlemeye devam ettim. O günler gelince ne olacağını deli gibi merak ediyordum. Ama bu iki erkek yanımda olduğu sürece güçlü olacağımı, her şeyin üstesinden gelebileceğimi biliyordum. 

Berke "Gözlerini kapat." diyince ona dönerek kaşlarımı çattım. "Neden?"

"Kapat işte be! Hiç mi güvenmiyorsun bana?" diyince "Güvenmiyorum." dedim gülerek. Ama yinede gözlerimi kapattım. Beni buradan aşağı atacak hali yoktu ya.

Bir anda belime dolanan kollarla çığlık atarak gözlerimi açtım. Berke ağzımı kapatınca karnımda birleşen ellere çevirdim gözlerimi. Tanıdık koku burnuma dolarken Berke'nin elini ağzımdan çektim. 

"Birileri beni merak etmiş." Bilinmeyen'in sesini duymamla gülümsedim. Arkamda olduğu için "Yoo." dedim. Ama otuz iki diş sırıtıyordum. 

"Yaşan söyleme kız! Ağzın kulaklarına vardı." diyen Berke'ye vurdum. Elini koluna götürüp orayı sıvazlamaya başladı. "Hayvan mısın kızım!" demesiyle Bilinmeyen'den kafasına tokat yemesi bir oldu. Kıkırdadım. Karnımdaki eller sıkılaştı ve beni iyice kendine çekti. Kokumu içine çektiğini hissettiğimde gülümseyerek gözlerimi kapattım. 

Bu iki erkek benim hayatımdaki en güzel şeylerdi. Onlar olduğu için  gerçekten şanslıydım. İkisi yanımda olduğu sürece benden mutlusu ve güçlüsü olamazdı.

*
Nasılsınız?

Bölüm nasıldı? Diğer bölümlere göre hiçbir olay olmamasına rağmen bir tık daha uzun oldu. Nasıl olduğu konusunda hiçbir fikrim yok hfgjdhjsdhskhf

Diğer bölümde görüşürüz!

GECE |TEXTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin