Bölüm 49

740 33 12
                                    

Bölüm 48'i atlamayın.

Satır arası yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar!

Aramızdaki tuhaf sessizliği bozan Rüzgar olmuştu. "Selam." dedi çekingen bir ses tonuyla.

"Selam." Kekelemediğim için içimden şükür ediyordum. Üstümdeki şoku hala tam olarak atlatabilmiş değildim. 

"Nasılsın?"

"Buraya sohbet etmeye gelmedim ben Rüzgar. Başından beri Alp sen miydin? Bir kez daha kandırdın mı beni?" Ani çıkışımı beklemiyordum. Rüzgar'da beklemiyor olacak ki şaşırıp kalmıştı bir süre. Kısa bir süre sonra kendini toparladı ve "Hayır." dedi.

"Hayır, kandırmadım ben seni." 

"Bu ne o zaman?"

"Anlatacağım. Ama seni kandırmadım ben Gece."

Rüzgar tüm samimiyetiyle gözlerimin içine bakarken çattığım kaşlarımı serbest bıraktım. Merakla yüzüne bakmaya başladım. Merak ediyordum çünkü anlatacağı şeyleri. Belki kafamdaki soru işaretlerinin bazılarını çözebilirdi.

"Ben Alp Rüzgar Deniz." Bir iki saniye duraksadı. Yüzünde acı dolu bir gülümseme belirirken "Ben senin her şeyini bilirken, sen benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun." dedi. Bu gerçek yüzüme çarpan bir tokat gibi beni sarsarken zihnimi yokladım onu haksız çıkarmak için. Fakat doğru söylüyordu. 

"Sana ilk görüşte aşık olduğumu söylemiştim, doğruydu. Okulun arka bahçesinde ağlarken görmüştüm seni. Göz göze gelmiştik fakat sen hatırlamıyorsundur. Islak gözlerinle, kızarmış burnun ve yanaklarınla o kadar  masum ve tatlı gelmiştin ki gözüme... Gözlerimi alamamıştım senden. Her baktığım yerde seni arar oldum ondan sonra. Her baktığım yerde sen ol istedim. Gözlerim gibi kalbimde takılı kalmıştı sende." 

Her söylediği cümlede kalbimin kıvrandığını hissediyordum. Suçluluk duygusunun bedenimi sarmaya başladığını hissediyordum. Utanıyordum da. Karmaşık duygular içerisine giriyordum. 

"O gün, beni dinlemedin. Sadece sen konuştun ve çektin gittin. Oysa beni dinlemeye gelmiştin. Dediğin gibi değildi Gece. Beni tanıdığını düşündün ama beni tanımıyorsun. Sana yemin ederim kendimi düşünmedim ben. Dediğin gibi kolay yol olduğu için öldüğüne inanmayı seçmedim ben. Ben kaybetmiş hissettim, nefes alamadığımı hissettim, kalbimin acıyla kıvrandığını hissettim. Bu hisler bana öfke olarak geri döndü. Hayata öfkelendim, kendime öfkelendim, ailene öfkelendim. Öfkemi etrafımdan çıkarmaya başladığımı fark edemedim. Fark edemeden aileme de zarar vermeye başladım. Bunu fark ettiğim an ise uzaklaşmayı seçtim. Herkesten uzaklaşmak  istedim zarar vermeyeyim kimseye diye." 

Soluklanmak için izin verdi kendine birkaç saniye. Gözlerim dolmuştu. Neden dolduğunu bilmiyordum ama gözlerim dolmuştu. Ve içimde büyümeye başlayan bir pişmanlık duygusu vardı. 

"Allah belamı versin Berke'nin seni aradığını bilseydim yanına koşardım. Sonucu ne olursa olsun yaşama ihtimaline tutunur ve bırakmazdım o ihtimali. Ama ben Berke bana her geldiğinde yanımda olmak için geliyor sandım. Ona da zarar vermemek için uzaklaştım ondan. Çok pişmanım."

Dolu gözlerimden bir damla yaş firar ettiğinde kendime sövmekle meşguldüm. Pişmanlığı, utancı, üzüntüyü aynı anda yaşıyordum şuan.

"Gece ben seni çok sevdim, seviyorum. Ben hayatım boyuncada sadece seni sevmek istiyorum. Ben seni hiçbir zaman kandırmadım. Ben sadece senin yanında olmak istedim. Fark etmeden yaptığım her hata için özür dilerim. Beni affet güzelim. Lütfen... Ne istersen yapmaya hazırım. Yeter ki yanında olabileyim. Nefes alabilmem için kokuna ihtiyacım var Gece."

Gözlerime baktı. Tüm samimiyetiyle, sevgi dolu bakışlarıyla bakıyordu bana. "Berke..." diye mırıldandım. Berke benim için çok değerliydi. Benim için çok şey yapmıştı. Berke Rüzgar'a kırgınken, onların arası bozukken benim Rüzgar'a şans vermem ne kadar doğru olurdu?

"Biz Berke'yle aramızdaki meseleyi çözdük. Oturup uzun uzun konuştuk. Her şeyden konuştuk. Yaptığımız saçma hatalara beraber güldük. Özür diledim ondan da. Kabul etti özrümü."

Şaşkınlık bedenimi ele geçirmeye başlamıştı. Berke neden bana hiçbir şeyden bahsetmemişti? Neden benden bir şeyler saklıyordu? Ben onunla her şeyimi paylaşırken üstelik...

"Sende affedebilecek misin beni Gece? Bize bir şans verir misin?"

O yaraları Rüzgar'dan başkası saramaz derken Alp girmişti hayatıma. Yaralarımı yavaş yavaş sarmıştı. Ve aslında yaralarımı saran kişi Rüzgar'mış. Kendi açtığı yaraları kendi onarmıştı. Ve bunu çok güzel,çok büyük özenle yapmıştı. 

Benim kalbime Rüzgar girmişti bir kere. Ailemin açtığı yaraları Rüzgar olarak, Rüzgar'ın açtığı yaraları Alp olarak sarmıştı. Şimdi ben kabul etmezsem yazık olmaz mıydı bu kadar güzel bir çocuğa?

Başımı onaylar anlamda salladığımda gözleri şaşkınlıkla açıldı. Ardından kahkaha attığında bende dolu gözlerimle eşlik ettim ona. Kollarını boynuma doladığında bende kollarımı beline sardım. Kokumu içine çektiğini hissettiğimde ise gülümseyerek gözlerimi kapattım. Eski günlerdeki gibi tamamlanmış hissediyordum şuan kendimi. 

6939 beğeni   601 yorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

6939 beğeni   601 yorum

  @ruzgardeniz: ❤️ @geceyildiz

  @geceyildiz: 💖
     @ruzgardeniz: @geceyildiz 😍

@berkeakar: Ay sonunda be
   @geceyildiz: @berkeakar Seninle görülecek bir hesabımız var Berke!
   @ruzgardeniz: @berkeakar Kaç kurtar kendini

@d1: OHA!

@d2: Bu yakışıklıyı da kaybettik...

@d3: Gece gibi bir sürtükten sana hayır gelmez Rüzgar aşkım

@d4: Yıkıldım şuan...

@d5: Kızlar ben sizi üzmem bana gelin siz

@d6: Ne alaka ya?

@d7: Rüzgar'ın mükemmelliği ve yanındakinin çirkinliği

@d8: Bu itici kız Rüzgar'ı nasıl ayarttı acaba?

@berkeakar: Kudurun lan jsnssjzlalsl

Diğer yorumları görmek için tıklayınız.

*
Berke ya jsjsjsdjskxklxlslc

Bölüm nasıldı?

Yaşayacak güzel günleri var onların :')

Yavaş yavaş finale doğru gidiyoruz galiba...


GECE |TEXTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin