GECE |TEXT

Bölüm 28

Berke'den

"Delirmek üzereyim! Nerede bu kız?!" diyerek çöp tenekesine tekme attım. Ankara'dan da, Eskişehir'den de elimiz boş çıkmıştık. Yeniden Antalya'ya dönmek zorunda kalmıştık. Çünkü okul sınavları başlıyordu.

"Bulacağız." dedi Rüzgar. Kaldırıma oturmuş, başını ellerinin arasına almıştı. Yere bakıyor ve kafasını yerden kaldırmadan konuşuyordu.

"Hiçbir ipucu yok! Nereye gideceğiz, nereden devam edeceğiz?"

"Bulacağız." dedi Rüzgar tekrar.

"Hiç var olmamış gibi kayboldu ortadan!"

"Bulacağız." Beni dinlemiyor, kendi kendine sayıklıyordu. Belki de kendi kendini ikna etmeye çalışıyordu. Derin bir nefes alarak yanına oturdum.

Cebimden telefonumu çıkarıp Gece'nin son attığı resme baktım. "Zamanı geldi sanki. Kendine iyi bak, beni düşünme." ne demek oluyordu? Düşündüğüm şeyi yapmış olamazdı. Bana söz vermişti. Yapmayacağına dair söz vermişti.

Onunla olan sohbetimize girdim. Son görülme tarihi canımı sıkıyordu.

Gece'm Gündüzüm: Neredesin Gece?

Gece'm Gündüzüm: Çık artık ortaya yalvarırım...

Gece'm Gündüzüm: İhtiyacım var sana,

Gece'm Gündüzüm: Koş gel hadi.

Gece'm Gündüzüm: Daha çok güldüreceğim seni söz.

Gece'm Gündüzüm: Ama çık artık be...

Gece'm Gündüzüm: Mesajlarımın hâlâ çift tik gidiyor olmasından cesaretleniyorum, umudumu kaybetmiyorum.

Gece'm Gündüzüm: Bulacağız seni, biliyorum.

Gece'm Gündüzüm: Seni çok seviyorum.

Telefonumu yeniden cebime koyup ayağa kalktım. Okul saati gelmişti. Dünden beri uyumuyorduk. Belki unuttuğumuz yer vardır diyerek baktığımız yerleri tek tek listelemiştik. Geceden beri parktaydık. Okuldan sonra devam ederdik plan yapmaya.

"Hadi." diyerek elimi Rüzgar'a uzattım. Gözleri kıpkırmızıydı. Benim gözleriminde onunkilerden farklı olduğunu düşünmüyordum.

"Saat geldi mi?"

Başımı salladım yavaşça. Elimi tutarak ayağa kalktı. Yavaş adımlarla okula doğru yürürken cebimden sigara paketimi çıkardım. Bir dalı dudaklarımın arasına koyduktan sonra paketi Rüzgar'a uzattım. O da içmeye başlamıştı. Ne kadar ikimizde inkar etmek istesek de, iyi geliyordu.

Sigaralarımızı içerek okula geldiğimizde aynı adımlarla sınıflarımıza çıktık. Yerime geçip oturduğumda yanımdaki boşluğa baktım. Gece olsaydı uyukluyor olurdu. Bende onu uyandırırdım. Sonra bana söverdi.

Yüzümde istemsizce bir tebessüm oluşmuştu. Yeniden gelecekti o günler. Ben onu gıcık edecektim, o beni dövecekti. Trip atmaya çalışacaktı bana yine. İnanıyordum.

Zilin çalmasıyla sınıf yavaş yavaş dolarken sınıfta muhabbetimin olduğu birini aradım. Hangi sınav olduğunu öğrenip ona göre konuları bir kez okusam yeterdi.

Hakan'ı gördüğümde ona doğru elimi salladım. Hakan yanıma geldiğinde ne soracağımı unutmuştum. Aklım yerinde değildi ki anasını satayım.

Yeniden yüzüne baktığımda hatırladığım şeyle ağzımı araladım. Benden önce konuşan Hakan kaşlarımı çatmama sebep oldu. Doğru duymamıştım. Uykusuz kaldığım için yanlış anlıyordum sadece. Doğru değildi. Olmamalıydı.

"Başın sağ olsun Berke."

*
Selaaam! Nasılsınız?

Güzel yerde bitirdim bence djkdxkslxlsşclslx

Sizce neler olacak? Tahminlerinizi yazın lütfen.

Diğer bölümde görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın !