Bölüm 37

888 47 17
                                    

Merhabalar! Baya duygusal bir bölümle geldim.

Bin kelimeden fazla bir bölümle baş başa bırakıyorum sizi. Sizde lütfen emeğim karşısında yorum yapıp oy vererek destek olun bana.

İyi okumalar!

Yazardan...

Berke sigara paketinden bir dal alıp dudaklarına yerleştirdi. Gece ağzını açıp kapatıyor, nasıl başlayacağını bilemiyordu. Berke'nin paketine uzanarak o da bir dal sigara aldı. İçerse daha iyi hissedeceğini, anlatmanın daha kolay olacağını düşünüyordu. Ama Berke durumunu fark etmişti. "Ben anlatayım ilk önce." dedi. Sigarasından derin bir nefes aldıktan sonra başladı söze.

"Rüzgar'la konuştuktan sonra Rüzgar yanıma geldi. Anlattı ne konuştuğunuzu. Neden öyle dediğine anlam veremedim. Her şey güzel gidiyordu oysa." Sigarasından bir nefes daha almak için duraksadı Berke. Gece'de bunu fırsat bilerek sözü aldı. Neden konuşmayı bitirmek istediğini söyleyecekti Berke'ye.

"Geçmişim kirli Berke. Benim suçum değil belki böyle olması ama bırakmıyor peşimi. Ne zaman mutlu olmaya başlasam karşıma beni ağlatacak, yıkacak bir şey çıkıyor. Sürekli güçsüz halimi görüyordu Rüzgar. Beni ağlarken görüyordu, üzülüyordu. Üzülmesini istemedim. Daha iyi biriyle, daha çok mutlu olabileceğini düşündüm. Benim kadar yaralı olmayan biriyle."

"Salaksın." dedi Berke. Başını sağa sola sallayarak biten sigarasını söndürdü. "Birkaç gün kendi halinde kalmak isteyeceğini düşündüm. Hafta sonu rahatsız etmedim onun için seni. Ama pazartesi günü okula gelmeyince merak etmeye başladım. Sürekli aradık, mesaj attık ama senden bir haber alamadık. Hatta evine bile geldik. Her yerde seni aradık. Ankara'ya ve Eskişehir'e bile gittik. Buranın zaten altını üstüne getirmiştik ama senden iz yoktu." 

Berke anlatırken o anlar yeniden gözünde canlanıyordu. Pakete uzandı tekrar. Bir sigara daha yaktı. "Sonra sınavlar başlayınca okula geri döndük. Hakan yanıma gelip "Başın sağ olsun." dediğinde başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissettim." Duraksadı Berke. Sesi titremiş, gözleri dolmuştu. "Ben ikinci kez kız kardeşimi kaybettim sandım." dediğinde gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. O an yaşadığı acıyı yeniden yaşıyor gibi hissetti Berke. Kalbi o günkü gibi acıyordu sanki.

Gece kollarını Berke'nin boynuna sardı. Berke'de başını Gece'nin göğsüne koydu. Ağladı bir süre orada. Hem öz kardeşi için hem de öz gibi gördüğü, sevdiği kardeşi için. Bu dünya çok acımasızdı. Kahkahaları hak eden insanları acıya boyuyordu. Kaldırabilecek insanlara değil de, kaldıramayacak kişilere veriyordu hep yükleri. 

"Gece sende gitme. Bukre gibi bırakıp gitme sende beni. Dayanamam ben artık." dedi çaresizce Berke. İçini çekerek ağlıyordu. Gece'de hıçkırdı. Sessiz gözyaşları hıçkırıklara dönmüştü Gece'nin. Kendini suçladı ilk önce. Hak etmeyen bu adamı bu kadar üzdüğü için. Sonra dünyayı suçladı. Hak etmeyen bu adama bu kadar acı yaşattığı için.

İki kardeş sarılıp ağladılar. Gece Berke'nin saçlarını okşuyordu bir yandan. Onu böyle görmeye dayanamıyordu. Her zaman neşe saçan, Gece'yi kahkahalara boğan çocuğu böyle görmek Gece'yi sarsmıştı. Ne yapacağını bilemiyor, içten içe kendini suçlarken Berke'nin kulağına sakinleşmesini fısıldıyordu. Berke ise ağladıkça rahatladığını hissediyordu. Uzun zamandır gülerken kardeşine ihanet ettiğini hissediyor, pişmanlık duyuyordu. 

Bir süre sonra Berke ağlamayı kesti. İlk önce iç çekişleri durmuştu Sonra da gözyaşları durmuştu. Rahatlamış hissetti Berke. Uzun zamandır böyle bir şeye ihtiyacı varmış gibi hissetti. "Tamam sakinim, iyiyim." diyerek geri çekildi Berke. Gece'de gözyaşlarını sildi. Bakışlarını karşıya dikti Berke. 

GECE |TEXTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin