»16«

2K 223 298
                                    

Taehyung garip davranıyordu. Sorduğum sorudan sonra afallamıştı. Tamam insanları gözlemleme işinde pek iyi değildim ama onun bir kaç saniye süren afallamış ifadesini fark edebilmiştim. Ama o kendini hemen toparlamıştı. İfadesiz duruyordu, her zaman ki gibi.

Yine de dikkatimden kaçmayan diğer ayrıntıya dikmiştim gözlerimi. Yüz ifadesini düzeltmişti düzeltmesine ama sanki gerginmişçesine parmaklarındaki yüzükleriyle oynaması da garipti. Zaten sonrasında bundan da vazgeçererek ellerini masanın üzerinde birleştirerek normal davranmaya çalışmıştı.

"Biliyorsun değil mi?" Diye sormaktan kendimi alıkoyamamıştım. İfadelerine ve tepkilerine bakarsak eğer biliyordu. O Hoseok'un beni aldattığını da biliyordu. Kiminle aldattığını da biliyordu, bundan emindim. "O kişiyi biliyorsun."

"Jimin." Diye cümleye girdi fakat bir şey demek yerine diliyle dudaklarını turladı. Fazla sakin davranıyordu ama ne diyeceğini bilemiyormuş gibiydi.

O duraksadığında yalvarırcasına konuştum. "Lütfen Taehyung." Gözleri gözlerime değdiğinde acıma duygusunu görmüştüm. Acınasıydım değil mi? "Söyle bana."

Bana cevap vermiyordu. Kalkmaktan vazgeçirdiğim için yeniden arkasına yaslanmış, rahat bir şekilde yayılmıştı. Ve bitirmediği kahvesinden bir kaç yudum almıştı. Şimdi neden o lanet olası eski haline bürünmüştü ki? Dalga dolu ve umursamaz duruyordu yeniden. Bana bir şeyler söylemeliydi. İhtiyacım vardı buna. Bilmek istiyordum.

"Hoseok'a sormaya ne dersin bu soruyu Jimin?" Az önce afallayan kendisi değilmiş gibi yamuk bir gülüşle bana bu soruyu yöneltmişti. Ona inanamıyormuş gibi bakarken dalga geçercesine konuşmaya devam etmişti. "Ben anlamıyorum, neden sevgilinle alakalı meseleleri bana soruyorsun?"

"Çünkü bir şeyler biliyorsun."

"Beni görmek istemiyorsun Jimin." Masanın üzerinde duran telefonunu eline alıp oyalanmak adına elinde çevirdiğinde tek kaşını kaldırdı. "Sorularının cevabı için yanında tutuyorsun. Sonrasında yeniden görmek istemeyeceksin değil mi?"

Cevap vermedim. Bu sefer ben onun yaptığını yaparak kahvemden bir yudum almıştım. İçeceklerimizi kurtuluş yolu olarak görmemiz komikti.

"Direkt olarak söyleyemedim. Senin de dediğin gibi hep hislerim üzerinden giderek sana anlatmaya çalıştım. Çünkü söyleyemedim. Akıllısındır zannettim, hemen fark eder ve bu duruma bir son verirsin diye düşündüm. Fakat aptalın teki çıktın. Cidden böylesini hiç görmemiştim." Ciddi bir şekilde benimle konuşurken sonlara doğru inanamıyormuş gibi konuşmuştu. Üstelik yine konuyu benim aptallığıma getirmişti.

"Neyse." Demişti sonra. "Sonunda Hoseok sana yakalandı. Benim sana anlatmamı beklemek yerine Hoseok'la konuşmanı tavsiye ederim."

Başımı istemediğime dair iki yana hafifçe sallasam bile o telefonunu henüz koyduğu masayı dalgın dalgın izlemeyi tercih ettiğinden dolayı bunu fark etmemişti.

"Belki bu sayede aranızdaki problemleri çözebilirsiniz."

"Sence çözülecek gibi mi?" Sorduğum soruya alayla göz devirmiş, bakışlarını yavaşça bana çevirmişti. "O beni aldattı ve biz seninle öpüştük."

"Bu meseleyi unutmamı istemiştin." Soruma cevap vermemişti. Onun aklı başka bir yere gitmiş olmalıydı. O gün söylediklerime ciddi manada kırılmış gibi davranıyordu. "Ama sen unutamamışa benziyorsun."

"Yani anlayacağın Hoseok'la konuşmak istemiyorum." Ben de onun yaptığı gibi istediğim konudan konuşmaya karar vermiştim. Taehyung'la takılmak pek yararlı değildi anlaşılan. Bir süreden sonra ona ayak uydurabilmek için onun gibi davranmaya başlıyordunuz. "Şu an için çözüm odaklı düşünemiyorum."

nyctophilia あ vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin