Bir pazar gecesi, parti denen ama sırf gürültüden ibaret olan o evin balkonunda görmüştüm Kim Taehyung'u. Uygunsuz bir pozisyonda olması, onun karakteriyle harmanlanan umursamaz davranışları yüzünden pek takılmama sebebiyet vermemişti. Ama işte hayatıma bir şekilde dahil olmuş, ben anlayamadan hayatımda değişikliklere sebebiyet vermişti.
Bilinçsizdim ben, ama bunca zamandır umarsızca davranıp sürekli halde ondan Hoseok hakkında yardım istemişliğim olmuştu.
Bilinçsizdim ben, belki de kendi kendime kör olmayı dileyerek ondan uzak durmak istemiştim. Beni seviyor olma düşüncesi beni kötü hissettirmişti.
Fakat ben tüm bu zaman kör olmayı dileyip Taehyung'u kendimden itmeye çalışsam bile çoktan kalbim onun ismiyle atmaya başlamıştı bile. Bu sefer de ritimlerimi duymamazlıktan gelmiştim. Bedenimi titretmiş, tüm hisleri aynı anda yaşatmıştı belki de. Anlayamamıştım, anlamak istememiştim. Aptallık yapmıştım. Kendimi kandırmıştım bunca zaman, Hoseok'u affetmiştim. Salak gibi sırf sevdiğim kişi olduğu için ona güvenmeyi tercih etmiştim. Fakat Taehyung'un benim için biçtiği o zaman gerilmiştim. Hoseok'u tercih edip gitmemeyi düşünmek, kalbimin korkuyla kasılmasına neden olmuştu. Taehyung'u düşündüğümde ise gitmem gerektiğini fısıldayan kalbim, onu duyamayan ben için şiddetle atmıştı.
Ve ben Taehyung'u izlemek isterken dolup taşmıştım, yanımda Hoseok olmasına rağmen. Belki yine hata yapacaktım. Belki Taehyung'a da güvenmemem gerekiyordu ama ilk kez Jungkook'u dinleyerek denemek istemiştim.
Bugün, bir cumartesi gecesi ben Taehyung'un beni sarmalamasına ihtiyacım varmışçasına dolu gözlerimle ona gitmiştim. En ufak bir pişmanlık belirtisi yoktu. Belki içtiğim alkolden dolayı beynim pıhtılaşmış olabilirdi. Ama Taehyung'un sesinin, bakışlarının, gözlerimin içerisine bakarak söylediği o cümlelerin minik kalbimi nasıl da mutluluktan sarhoş ettiğini de hissedebiliyordum.
"Taehyung-" Ayakta zor duran bedenim, titreyen sesim, müziği arka plana itecek bakışlarımız, tüm her şeye rağmen güzeldi.
"Jimin." O benim aksime daha tok, daha kendinden emin söylemişti ismimi. Karşılıklı isimlerimizi söyleme faslımız garip, lakin bir o kadar da hoştu. Anlamıştım, birbirlerimizin isimleri dudaklarımıza nasıl da yakışıyor anlamıştım. Daha sonra susmuş, saniyelerce çekememiştik gözlerimizi birbirinden.
Bir adım atmıştı bana doğru o sıra. Daha sonra bir adım daha. Tam dibime girdiğinde elinin birini yavaşça deri ceketimin altından belime sarmıştı. Üzerimde gri, boğazlı bir kazak olmasına rağmen dokunduğu yerlerim karıncalanmaya başlamıştı. Sarhoşlukla sarmalanan bedenim, şimdi onun kokusuyla sarmalanmış benim daha çok sarhoş olmama neden olmuştu. Tutunmak için ellerim çoktan omuzlarına dolanmıştı. Ve Taehyung son hamleyi yaparak diğer elini de yavaşça belime sarmış, beni kendisine yaklaştırmıştı.
Garip bir şekilde müziği duymaya başlayan kulaklarım, hafif, dinlendirici bir şarkının mekânı sardığını fark edebilmiştim. Ben bu uyuşturan şarkının eşliğinde başımı onun omzuna doğru koymuştum. Fakat siyah gömleğinin bir kaç düğmesinin açık olmasından dolayı çenem direkt dövmeler bulunan bedenine temas etmişti.
Ve güzel bir ayrıntı, biz dans ediyorduk.
Taehyung o kadar yumuşak hareketlerle bizim dans etmemize sebebiyet veriyordu ki uçuyormuş gibiydik. Yavaş hareketler eşliğinde bize bile fark ettirmeyecek adımlar atmıştık insanların arasında. Bir kaçı aynı bizim gibi dans etse bile, çoğu dans edenleri izlemeyi tercih etmişti.
Diğer güzel bir ayrıntı, Taehyung saç tellerimin arasında dudaklarını gezdirerek benim gözlerimi kapatmama neden olmuştu.
Tüm yaptıklarını iliklerime kadar hissettirebiliyordu şu an. Hiç tatmadığım hisleri tatmıştım bu basit hareketlerinde bile. Belki de basit değildi, bilmiyordum. Fakat alay dolu karakterine bakılarak o kadar narin davranıyordu ki, kendimden geçmiştim. O dövmeli, yarısını siyah kumaşın sardığı gergin kollarıyla sarhoş bedenimi kibarca taşıyıcı beni çok özel hissettirmişti. Fakat bir an da yüzünü izleme isteğiyle dolmuştum. Belki de duygu dolu bakışlarını görmek istemiştim. Bu yüzden gözlerimi uyuşukça aralamış, ardından başımı kokusunu en net aldığım boyun girintisinden ayırarak ona bakmıştım.