»19«

2K 229 293
                                    

Ruhum daralıyordu. Göğüsümün tam üzerinde anlamsız bir ağrı vardı ve bu nefes alamıyormuşum gibi hissettiriyordu. Sanki bir odaya kilitlemişlerdi beni, dört duvar arasında kalmış gibiydim. Nereye gidersem gideyim karşıma aynı duvar çıkıyormuşçasına hissediyordum. Kafayı yemek üzereydim. Belki de yemiştim. Çünkü son iki haftadır Jungkook düzenli olarak aptal bir kaçık olduğumu söylüyordu. Tam bir geri zekalı gibi davrandığımı, gözlerimin üzerinde ise tonlarca perde olduğunu savunuyordu.

Haklı olduğunu biliyordum. Ama ben sadece garip hissediyordum.

Bu zamana kadar dinine düşkün bir ailenin tek evladı olarak yetiştirilmiştim. Düzenli olarak kiliseye gider, günahlarımız için Tanrı'ya yalvarırdık. Lakin bilmezlerdi benim aslında bir dine mensup olmadığımı. Tamam, bir yerlerde Tanrı'nın var olduğunu bilirdim ama bunun din gibi şeylerle sınırlandırılmasını hiçbir zaman savunmamıştım. Ama onlara bunu söylemek pek mümkün değildi. Kendileri neye inanıyorlarsa bana da onu diretmişlerdi. Din deyince, homoseksüellere nasıl baktıkları malumdu. Günahkâr olarak tasvir ediliyorduk gözlerinde. Ve ben yine söyleyememiştim. Dinlerine o kadar bağlılardı ki, itiraflarım beni evlatlıktan reddetmek için oldukça uygundu.

Busan'ın küçük bir kasabasında yaşıyorduk bir de. Bilirsiniz, o küçük yerlerde herkes birbirini tanırdı. Üstelik babam polisti ve kasabada en basit bir olayda bile babam ilgilendiği için tanıma olayımız daha ileri seviyedeydi. Anlayacağınız sevilen, örnek bir ailenin oğluydum. Benim hislerim, düşüncelerim onları utandırırdı. Fakat benim içime kapanmalarım, hislerimi özgürce yaşayamamam onların umurunda bile değildi. Merak ediyordum, madem din güzel bir şeydi, madem dinlerine bu kadar düşkünlerdi, neden çocuklarının diğer insanların düşüncelerinden daha önemli olduğunu anlayamazlardı?

Hangi din çocuklara istemediklerini diretmelerini söylüyordu?

Tamam, bana doğru yolu göstermeye çalışıyorlardı belki. Ama ben kötü alışkanlıklara sahip biri olmamıştım hiçbir zaman. Sadece elimde olmayan bazı şeyler sayesinde kendi hemcinslerime ilgi duymuştum. Dinlerinde saygı duymaya yer yok muydu? Günahkâr diyorlardı, peki neden bu bir seçim değildi?

Neden insanlar elinde olmadan ona yüklenen bu şeyler yüzünden günahkâr oluyordu?

Aslında işin iç yüzüne gelirsek, çocukluğum pek iç açıcı geçmemişti. Kısacası itilip kakılmıştım. Diğer çocuklara oranla biraz daha kilolu bir çocuktum. Saçlarım uzundu, annem sevdiği için olsa gerek. Sevimliydim yani. Ve bu o kasaba denen yerde dalga konusu olmuştu. Kız Jimin, kilolu Jimin ve şu an aklıma bile gelmesini istemediğim bir çok şey söylenmişti.

Sonra kilomdan dolayı bana kötü koktuğumu söylerlerdi. Halbuki onlardan daha bakımlı olduğumun bilincindeydim. Sırf dalga geçmek için uyduruyorlardı ama ben yalanlarına inanmayı tercih etmiştim. Her gün eve gidip saatlerce duşa girmiş, derilerim soyulana kadar suyun altında durmuştum. Ailem ben bunları yaşarken neredeydi merak ediyorum? Dini görevlerini yerlerine getirirken, ben suyun altında ağlıyordum. Dinleri çocuklarıyla ilgilenmeleri gerektiğini söylememiş miydi?

Muhtemelen sòylememişti. Söylemiş olsalardı eğer okulda sen erkeklerden hoşlanıyorsun diye haber yayan arkadaşlarımın içerisinde beni dòvmezdi babam. Doğruyu sòylüyorlardı gerçi ama yine de inkar etmekten başka çarem yoktu o zaman. Fakat babam devriyedeyken duyduğu bu kelimeler yüzünden beni bir güzel dövmüştü.

16 yaşındaydım.

Babamdan ilk kez dayak yediğim zaman 16 yaşındaydım. Bir de herkesin içinde yapmıştı. Ben eşcinsel olduğum için günahkâr ilan edildiğim onun dininde, çocuğunu dövmek güzel bir şey miydi? Sonra gidip saçlarımı üç numaraya vurdurmuştu. Saçlarımı kestiğinde hislerimi kesememişti. Öyle zannetmiş olmasına içten içe gülmüştüm. Fakat o tüm bunların farkında olmadan sormuştu bana, onların dedikleri doğru mu diye. Yalan söylediklerini iddia etmiştim. Sonra bana inanması için onun dininden girmiştim. Günahkâr onlar demiştim de öyle inanmıştı bana. Sonra özür dilemişti benden, hoş hiç etki etmemişti.

nyctophilia あ vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin