»17«

2K 211 124
                                    

Kampüs bahçesinde Jungkook'la oturuyorduk. Fakat telefonuyla uğraştığı için konuştuğumuz pek söylenemezdi. Sürekli kızlarla yazışıp duruyordu ve bir gün cidden başı belaya girecekti. Bundan adımın Jimin olduğuna emin olduğum kadar emindim. Tüm bunlara rağmen onu uyarmamıştım, zaten ne zaman bir şey desem ya beni tınlamıyordu ya da karışmamam gerektiğini söylüyordu. Ben de onu uyarmaktan vazgeçmiştim.

Zaten dertlerim peşimi bırakmıyordu, biraz da bundan dolayı Jungkook'la uğraşmıyordum. Sadece kafam karışıktı işte. Hoseok hala daha benimle konuşmak için uğraşıyordu. Bir kaç kez yurdumun önüne gelmişti fakat ben de bir gariptim işte bir kere bile onu dinleme gereği duymamıştım. Günler önce Taehyung'la yaptığımız konuşmayı düşünmüştüm ben. Beni yurduma bırakmak isteyen o değilmiş gibi benden vazgeçtiğini söyleyerek çekip gitmişti. Ve o günden sonra onu bir daha görememiştim. Okula gelmiyordu, dersleri aksatıyordu.

Hoseok'da bugün okula gelmemiş olmalıydı. Gelmiş olsaydı dibimde biteceğine emindim fakat gün içerisinde onu hiç görmemiştim. Önceki zamanlar bir kaç kez karşıma çıkmıştı. Ben de benden beklenmeyecek bir şekilde onu terslemiş ve konuşmak istemediğimi söylemiştim.

"Taehyung hyungla aranda cidden ne var?" Jungkook telefonu bırakır bırakmaz bana Taehyung'la alakalı bir soru sorduğunda gözlerimi devirmiştim. Lakin onun gözleri fıldır fıldır etrafta gezindiği için bu hareketimi fark etmiş sayılmazdı. "Hoseok hyungla da eskisi gibi konuşmuyorsun. Bir şeyler dönmüş gibi."

"Bir şey olduğu yok Jungkook-ah." Sıkıntıyla iç çektim. Ona anlatsam mı diye düşünüyordum. Burada bana Hoseok'dan sonra yakın olan tek kişiydi. Aslında biraz da olsa anlatmak istiyordum.

"Hyung." Bıkkın bir ses tonu kaplamıştı kelimesini. Ve o an bakışları hemen yanında oturan beni bulmuştu. "Bir şeyler olduğu belli, partiden sonra benimle de görüşmedin hiç. O gün kafede karşılaşmasaydık beni görmezlikten gelmeye devam edecektin."

Bir kaç saniye duraksamasında beni süzmüştü. "Ayrıca fazla dalgınsın."

"Aslında." Diye mırıldanmıştım. Dalgın bakışlarımı yavaşça zemine çevirip bir kaç saniye öylece izlemiştim. "Bir kaç şey oldu."

"Anlatabilirsin biliyorsun, dinlerim."

Onu başımla onaylayıp derin bir nefes almıştım. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ben. Belki de o anlardı ve benim için bir çözüm bulabilirdi. Her şeyi geçtim birilerine anlatamamak üzerimde ki yükü artırmaktan başka bir şeye yaramıyordu.

"O partide balkona çıktım ben, daraldığım için. Taehyung'la aynı sınıfta olduğumu biliyorsun. Balkonda onunla karşılaştım fakat biraz garip davranmıştı. Sonradan yanımıza gelen Hoseok'a tam yanımda ilişki teklifi etmişti." Kendimi anlatmak için ikna ettiğim o saniyeler partinin olduğu günden başlayarak anlatmaya başlamıştım. Tabii bazı ayrıntıları atlıyordum. Zaten o ayrıntılar Jungkook için önemli değildi. Bilmesi gerekmezdi. "Sarhoştu, ben buna bağladım o tavrını. Ama onunla okulda karşılaştığımızda sarhoş olmamasına rağmen garip davranmaya devam etti. Açıkçası Hoseok'tan hoşlandığını düşünmeye başlamıştım. Bu konuda Hoseok'u uyardım. Fakat Hoseok benden daha gergindi. O da benim ondan uzak durmam gerektiğini söyledi. Kıskançlık yaptığını düşündüm. Sesimi çıkarmadım, Taehyung ise daha çok karşımıza çıkmaya başladı."

"Peki karşınıza çıktığında ne yapıyordu?"

"Garip imalarda bulunuyordu. Bunu yaparken Hoseok'la göz teması kuruyordu. Bir gün onunla konuşmak istedim ve Hoseok'tan uzak durması için uyardım."

Bu cümlelerimin ardından bir an da gülen Jungkook'a çevirmiştim bakışlarımı. Fakat o benim ona bakmama bile tepkisiz kalarak gülmeye devam etmişti. "Cidden bunu yaptın mı?" Kahkahalarının arasından bu cümleyi kurduğunda yüzümü buruşturmuştum.

nyctophilia あ vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin