Bir önceki bölüme yapılan yorumlara ne kadar denediysem de cevap veremedim. Yorum hata veriyor, hatta sonrasında yorumlarınızı bile göremedim. Düzelince cevap vereceğim, keyifli okumalar dilerim.
***
Son günler o kadar garip ilerlemişti ki benim için. Şu an Taehyung'un evinde bulunuyor olmam beni farklı hissettiriyordu. Üzerimde Taehyung'un kıyafetleri vardı ve onun kokusunu en derinimden hissetmeme neden oluyordu. Şaşkındım hala, onun küçük evinin koltuğunda oturuyordum. Evi binanın üçüncü katındaydı. Küçük bir salonu ve anladığım kadarıyla iki odası vardı. Hala daha bu evde birileriyle yaşayıp yaşamadığını bilmiyordum. Fakat, gecenin bu saatinde sadece ikimizin olması onun tek yaşadığını düşündürüyordu.
O üzerini değiştirmek için odasına girdiğinde fırsattan istifade etrafa göz atmıştım. Evinde televizyon yoktu, salonda bulunan tekli koltuğun üzerine bir tane diz üstü bilgisayar gelişigüzel bırakılmıştı. Duvarlarda da bir kaç tane değişik ama gayet hoş olan tablo vardı. Biraz öğrenci evinden uzak bir görünümü vardı ama pek dikkat çekecek ayrıntılar değildi bunlar.
Salonun girişinin hemen yanında siyah bir gitar vardı. Gitar falan da çalabiliyor mu acaba diye düşünmeye itmişti beni gördüğüm bu müzik aleti. Fakat onun da üzerinde durmamıştım. Yeniden etrafa göz gezdirmiştim, düzenli birisine benziyordu. Evi derli topluydu. Bana rahat kıyafetler verdiği zaman boş bir odada giyinmiştim ve orası da düzenliydi. Fakat orası Taehyung'un odası değildi sanırsam. Çünkü Taehyung hemen yan odaya girmişti.
"Aç mısın?" Odanın kapısının açılma sesini duyduğum o an Taehyung'da eş zamanlı olarak konuşmuştu. "Bir şeyler hazırlayabilirim."
Hızla başımı arkamda bulunan Taehyung'u görebilmek için çevirdiģimde ona cevap vermek yerine onu süzmeyi tercih etmiştim. Üzerinde belki de dışarıdayken asla göremeyeceğim sarı bir sweat vardı. Altında ise gri eşofmanı vardı lâkin o diz kısmından keserek eşofmanını kısaltmıştı. İnce bacakları gözler önündeydi resmen ve fark ettiğim diğer ayrıntı ayak bileklerinin iç kısmında yer edinen dövmelerdi. Dövme yaptırmaya bayılıyordu sanırsam, bir bileğinde güneş diğer bileğinde ay dövmesi vardı.
"Süzme işin bitti mi?" Diye sormuştu bu tavrım karşısında. Ayakta dikiliyor, boş bakışlarıyla beni süzüyordu. Yüzündeki makyajı temizlemiş olduğu için yüz ifadeleri daha donuk ve ciddi duruyordu. Üstelik daha saatler öncesinde yaşadığımız anları sanki yaşamamışız gibi gergin hissediyordum yeniden. Alkolün etkisi geçiyor olmalıydı.
"Şey." Mırıldandım, o bana doğru bir kaç adım attığı için biraz duraksamıştım. "Aç değilim."
"Emin misin?" Şüpheyle tek kaşını kaldırıp sorduğunda, sertçe yutkunmuştum. Yakışıklıydı ve karakteriyle bunu tamamlıyor olması işini iyi bildiğini gösteriyordu. "Saatlerdir benimle berabersin ama hiçbir şey yemedin."
Aslında haklıydı. Yurtta yemeği biraz erken yemiştim. Daha doğrusu düşünceli ve biraz da heyecanlı olduğum için pek yiyememiştim. Sonrasında midemi biralarla doldurmam pek iyi hissettirmemişti açıkçası. Kısacası açtım.
"Yani, biraz acıkmış olabilirim." Gergin bir şekilde fısıldadığım sırada dalga geçercesine gülmüş, başını hafifçe iki yana sallamıştı. Sonrasında sarı sweatinin şapkasını dalgalı saçlarının üzerine geçirdiğinde ben onu hayran olmuşçasına izlemiştim.
Bir de uzun zamandır sevdiğini iddia eden kişi Taehyung'du. Halbuki şu an hiç öyle durmuyordu. Resmen gözlerimle yiyip bitirmiştim Taehyung'u. Platonik aşıklar gibiydim. Ama ne yapabilirdim ki? Taehyung cidden etkileyici bir insandı. Ve böylesine etkileyici bir insanın beni seviyor olması cidden garipti. Ben de ne bulduğunu merak etmiştim. Peşinde çok fazla kişi dolanıyordu, bu tüm okul tarafından bilinen bir şeydi. Üstelik kız erkek fark etmiyordu bile. İtinayla her cinsin dikkatini çekiyordu.