Duygu ile beraber sahile donmeye karar verdik. Ikimizinde kafasi cok karismisti. Hicbirsey normal degildi. Ama ikimizde sadece tek birsey istiyorduk; yemek yemek. Bu macera bizi cok yormustu ve guzel bir yemegi hak etmistik. Sonunda sahila vardik. Ama sahilde ne yemek vardi ne de baska bir esyamiz. Buradaki diger yaratiklar calmis olmaliydi. Duygu yorgun bir bicimde "bir bu eksikti" dedi. Ikimizde cok yorgunduk. Yemek aramya cikamazdik. Tam umudumuzu kaybetmisken ormandan bir ses duyuldu. Bu bir cali sesiydi. Birisi ya da birsey bize dogru geliyordu. Duygu'yu arkama alip kollarimi actim. Ayakta duracak halim olmamasina ramen Duygu'yu korumaliydim. Agaclarin arasindaki sey bize yaklasiyordu. Birkac adim geri gittik. Fakat ormandan gelen sey hic de bekledigimiz gibi birsey degildi. Bu bir cuceydi! Kucuk kollari ve bacaklari vardi. Kafasinda kirmizi bir sapka ile bize kocaman bir gulumseme ile bakiyordu. Aslinda biraz korkunc bir gulumsemeydi bu. Birden bize dogru kosmaya basladi. Birkac adim daha geri gitsek te cuce yavaslamiyordu. Aramizda bir metre mesafe kaldiginda durdu. Bana bakti ve tatli bir ses tonuyka birseyler dedi. Ikimizde ne dedigini anlamamistik. Fakat kotu bir niyeti yok gibiydi. Konusmaya devam ediyordu. Sanki bize onemli birsey anlatmaya calisiyormus gibi. Dediklerinden hicbirsey anlamasakta cumlesinin en sonunda Kaan ve Duygu demisti. Evet, sadece bunu anlayabilmistik hep arkasinda tuttugu elini bize sogru uzatti. Elinde bur poset vardi. Posetin icinde ise kirmizi bir meyve. Hemen poseti aldim. Posette iki tane hayatimda ilk kez gordugum bir meyve vardi. Meyvenin birini Duygu'ya verdim. Tesekkur etmek icin arkami dondugumde ise cuce coktan gitmisti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Island
FantasyKitap,ucaklari adaya dusen iki gencin adada basina gelen esrarengiz olaylari ve hayatta kalma mucadelelerini anlatiyor.