14.Bolum Kurtarici

62 18 2
                                    

(Sahile donuyorduk.) Henuz tek bir kelime bile konusmamistik. Ben dayanamayip "bunu nasil yaptin?" Diye sordum. Duygu "kitaptan biraz birseyler ogrenmis olabilirim." Dedi ve gulumsedi. Sahile vardigimizda yine esyalaramiz calinmisti! Ben telasla kitaba bakmak icin kostum. Fakat kitapta ortalarda yoktu. Duygu "bunumu ariyorsun" diyerek kitabi gosterdi. Rahatlamistim. "Artik sahilde kalamayiz" dedim. Beni onayladi. Tekrar ormanin icine dogru yurumeye basladik.

                            ***
Peki ormanin ilerisi neden daha garipti? Diye sordum. Duygu "cunku ormanin ilerisi daha tehlikeli. Ormanin bu tarafinda daha cok iyi kalpli yaratiklar yasiyormus." dedi. "Aynen, suyun altindaki yaratiklar cok dost canlisiydi" dedim. Ikimizde kahkaha attik. Fakat hala kalacak biryer bulamamistik. Orman cok buyuktu. Kalacak biryer bulacaktik. En azindan ben buna inaniyordum. Biraz ileride ben bir isik farkettim. Duygu'ya "beni takip et" dedim. Isiga dogru ilerledik. Isik sari renkteydi ve bir agacin govdesinin icinden cikiyordu ayni kalplerimizin baglandigi isiga benziyordu. Nedensizce isiga elimi uzattim. Elimi uzattigim anda baska bir halisinasyon daha gormeye basladim.
                            ***
Halisinasyonda bir golun yanindaydim. Fakat bu gol Duygu'nhn kacirildigi golden farkliydi. Daha buyuktu. Ve etrafinda da daha cok acik alan vardi. Fakat golun yaninda bir magara vardi. Magaranin ici karanlikti, hicbirsey gorunmuyordu. Golden birkac metre uzakta ise yine dev bir agac vardi. Halisinasyon bitti. Nedenini anlamadigim bir sekilde halisinasyonkarda bana yardimci olumuyordu. Duygu'ya "buralarda dev bir agac olmasi lazim Onu  bulmaliyiz" dedim. Duygu "o zaman ayrilalim" dedi. Aslinda bunu hic istemiyordum fakat baska caremiz yoktu. Ani bir hareketle Duygu'yu kendime cektim. Dudaklarimiz birlesti. Bu bizim ilk opusmemizdi. Bu an hic bitmesin istiyordum. Fakat zamanimiz kisitliydim. Aksam olmadan orayi bulmaliydik. Kendimi geriye cektim. Dudaklarimiz ayrildi. "Dikkatli ol" dedim. Duygu "tamam" dedi. Yuzunde yine o utangaclik vardi. Ikimizde golu aramaya koyulduk.

                             ***
Yaklasik 2 saat olmustu. Fakat ortalikta gole dair hicbir iz yoktu. Orman cok buyuktu. Acaba Duygu iyimiydi? Nasil haberlesecegimizi dusunmemistik bile. Bu yuzden ben de golu degil Duygu'yu aramaya koyuldum. Onu kaybedemezdim. Kosar adimlar ile geriye dondum. Bir su sesi gelmeye basladi. Acaba, acaba bulmusmuydum? Sus sesine yaklastim. Ve evet bu o goldu. Duygu'da hemen yanindaydi. Golu bulmustuk. Hemen Duygu'nun yanina kostum. Arkasindan omzuna dokundum. Ani bir sekilde arkasina dondu ve bogazimi kavradi. Yuzunu gordugunde rahatlamis gibiydi. "Sen miydin Kaan korkuttun beni" deyip gulumsedi. Ben de zorlanarak "evet benim bogazimi biraksan daha iyi olur bence " dedim. Ikimizde kahkaha attik. Golu bulmustuk ama ne yemegimiz vardi ne de barinacak bir yerimiz. Ileriden bir grup cuce bize dogru yaklasmaya basladi. Fakat grup halinde dolasan cucelerin iyi kalpli oldugunu bildigimiz icin. Korkmadik. Yanimiza kadar geldiler ve degisik bir dilde konusmaya basladilar. Duygu ise onlara cevap veriyordu. Birden yuzunde bir gulumseme belirdi. Cucelerden 2 si kosarak ormanin icine donduler. Diger cuceler ise oturmustu. Duygu'ya "ne dediler" diye sordum. "Bize yardim edeceklermis. O 2 cuce bize yemek getirmeye gitti. Daha fazla cuce cagiracaklarmis ve buraya bizim icin bir ev insa edeceklermis. Burasi guvenli bir bolgeymis. Fakat, anlamadigim bir sey var. "Bana, siz bu adanin kurtaricilarisiniz" dedi."

The IslandHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin