Cucenin pesinden malonya agacina dogru ilerliyorduk. Elimde oragimi tutuyordum. Omzumda ise beyaz karga vardi. Duygu ise tam sag tarafimdaydi. Cuce birden durup "gozlerinizi baglamam gerek. Buranin girisini kimse bilmemeli." Dedi. Biz dd bunu kabul ettik. Cuce torbasindan 2 ader bez cikardi ve gozlerimizi baglamamiz icin bize uzatti. Gozlerimizi baglayip yola devam ettik. Gozlerimiz bagliyken bizi cuce yonlendiriyordu. Cuce durmamizi soyledi. Kendimi sanki asansorle asagi iniyormus gibi hissettim. Sanki bir yere iniyorduk. Sonunda bu his bitti. Cuce tekrar bizi yonlendirmeye basladi. Bir sure sonra durdu ve "gozlerinizi acabilirsiniz." Dedi. Duygu'yla beraber gozlerimizi actik. Gordugumuz manzara gercekten buyuleyiciydi. Etrafta yuzlerce cuce vardi. Ve hepsi uyum icinde bir yasam suruyorlardi. Hepsi Duygu ile bana saygi ile bakiyor, selan veriyordu. Cucelerin evleri de kendileri gibi kucuktu. Tahtadan yapilma kucuk evleri vardi hepsinin. Ve bulundugumuz yer yemyesildi. Oldukca buyuleyiciydi. Fakat bunlarin hepsinden daha cok dikkatimizi ceken birsey vardi. Tam karsimizda duran dev agac. Bu agac tam da cucenin anlattigi gibiydi! Cok buyuk du ve pembe yapraklari vardi. Cucelerin koyu bu agacin etrafinda kurulmustu. Koyun merkezinde bu agac bulunuyordu. Gunluk yanimdaydi. Cantamdan gunlugu cikarip cucelerin yasadigi yer ile ilgili bilgi aradim. Gunlukte saece cucelerin sayfasinda bulunan ve cam parcasi ile gorunen ev modelleri vardi. Ve bu evler cucelere aitti. Sanirim gunlugun yazari cucelerin yasadigi yerle ilgili birsey yazmak istememisti. Bunu biraz garipsemistim. Gunlugu kapatip cantama koydum. Ardindan oragi da sirtima astim. Hala oragin bana kavusturdugu gorunume sahiptim. Gozlerim ve kanim siyah, saclarim beyaz idi. Karga ise hala omuzumda duruyordu. Cuceye "O zaman ben giriyorum" diyerek dev agacin govdesindeki yariga dogru ilerlemeye basladim. Fakat birden cuce koluma yapisti ve "su an olmaz. Sindra ile sabahin erken saatlerinde savasabilirsin" dedi. "Iyi ama neden? Ben savasmaya hazirim." Dedim. Cuce ise "Sen hazirsin ama kutsal yaprak sadece gunes dogarken kendini gosterir. Bu yuzden bunu sabah yapmak en dogrusu." Dedi. Eger dedikleri dogruysa yarin sabaha kadar beklemek zorundaydik. Yanima Duygu'yu alip. "Peki o zaman, biz biraz gezecegiz dedim." Cuce kafasi ile beni onayladi. Duygu ile beraber el ele yurumeye basladik. Ben yeni formuma girdigimden beri cok konusmamistik. Sohbeti baslatmak istedim. "Ee hic konusmayacakmiyiz?" Diye sordum. Duygu bana bakip "Bu da ne demek simdi?" Dedi. "Yani, bana biraz soguk davraniyorsun. Dedim. Duygu durdu. Bana dogru dondu ve kiyafetimden tutarak beni kendine cekip beni opmeye basladi. Bu opucuk beni rahatlatmisti. Duygu'nun yeni halimu begenmedigini dusunmeye baslamistim. Duygu kendini geri cekerek "Bizim aramiza hicbirsey giremez. Su omzundaki karga bile." Diyerek omuzumda etrafi seyretmekte olan kargayi isaret etti. Ardindan karga ile goz goze geldiler. Duygu dayanamayip bir kahkaha atti. Karganin Duyg'ya bakisi gercekten komikti. Duygu'yu mutlu gormek beni de mutlu ediyordu. Duygu'yu kendime cekip sarilmaya basladim. Kollarimiz birbirinden ayrildiginda kargayla Duygu tekrardan goz goze geldiler. Fakat bu sefer karganin bakisi komik degildi. Daha ciddi bir bakisti bu. Karga birden omuzumdan havalanmaya basladi. Uzaklara dogru ucarak kayboldu. Ben ise onun nereye gittigini merak ediyordum. Kargayi sevmeye baslamistim. Gitmesi benim icin uzucu olmustu. Duygu bana bakip "Sanirim karga dostumuz bizden ayrildi." Dedi. Bende kafamla onayladim. Duygu bana tekrar elini uzatti. Bende elimi onun elini ustune koydum. Ellerimiz birlesti ve koyu gezmeye devam ettik.
***
Hava karariyordu. Duygu ile koyun buyuk bir kismini gezmistik. Ve gercekten de cok guzel bir koydu. Tekrardan koyun merkezine donmek icin yonumuzu degistirdik. Hersey normal ilerliyordu. Ta ki Duggu aniden fenalasana kadar. Birden gozlerini feri gitmisti ve tutunacak bir yer ariyordu. Duygu'nun elinden tuttum. Bu 3 saniyelik fenalasmanin ardindan Duygu tekrar kendine geldi. Bana bakip "Bir halisinasyon gordum. Oldukca asaletli gorunen bir kadin bana yesil renkli bir kilic uzatiyordu. Kilici almak icin elimi uzattigim anda halisinasyin bitti." Dedi. Benim oraga sahip olmadan gordugum halisinasyon gibiydi. Yoksa Duygu'ya da mi bir silah gonderilmisti? Birden havada beyaz karga belirdi. Suzulerek yanima kondu ve beni gagasiyla durtmeye basladi. Sanki bana birsey gostermek istoyormus gibiydi. Duygu'nun yanina gidip ona da ayni hareketi yapti ve koyun disinda kalan ormanin icine dogru ilerlemeye basladi. Biz de Duygu ile beraber kargayi takip ettik. Karga bizi ormanin icinde bir yere goturuyordu. Ormanin icine girdikten sonra yaklasik 50 metre yurumustuk. Karganin hemen arkasindaydik. Karga ise kendinden emin bir sekilde ilerliyordu. Birkac adim adimlarini yavaslatti. Biraz ileride kesilmis bir agac govdesi duruyordu. Onun ustunde ise yesil bir kilic vardi! Duygu "bu benim halisinasyonumda gordugum kilic!" Dedi ve kilica dogru ilerlemeye basladi. Kilica yaklasti ve kilici eline almaya calisti. Kilici eline aldigi anda saclari kizil bir renge donusmustu ve goz rengi yesil olmustu. Fakat o da benim gibi kilicin gucune dayanamayip bayildi. Fakat kilic hala elindeydi. Benim yasadiklarimin hepsini Duygu yasiyordu. Tek fark kaninin hala ayni renkte olmasi ve omzuna beyaz bir karganin konmamamsiydi. Hemen Duygu'nun yanina gidip onu kucagima aldim. Duygu'yu koye dogru gorurmeye basladim.***
Duygu sonunda gozlerini aciyordu! Duygu ya gulumseyerek "Gunaydin uykucu sevgilim" dedim. Duygu'da bana gulumsedi. "Bence bir aynaya bakmak isteyebilirsin" dedim. Duygu kilicin elinde oldugunu farketmisti. Yataktan kalkip aynanin karsisina gecmisti. Benim gibi kendini gordugunde bir sok yasamisti. Kendine saskin saskin bakiyordu. Ben de sag tarafimda duran oragi elime alip yeni formuma donustum ve aynanin karsisinda Duygu'nun arkasina gectim. Kulagina dogru yaklasip fisiltiyla "Artik bu yolda tamamen beraberiz" dedim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Island
FantasyKitap,ucaklari adaya dusen iki gencin adada basina gelen esrarengiz olaylari ve hayatta kalma mucadelelerini anlatiyor.