Her sey iyice karmasiklasiyordu. Normal bir insanin basina gelmemesi gereken seyler bizim basimiza geliyordu. Ustelik merrychill denen meyveyi yememize ramen olmemistik. Duygu daha uyanmamisti. Onu uyurken izlemek hosuma gidiyordu. Belki de daha normal bir sekilde karsilassaydik hersey daha guzel olurdu. Kitap ise ustumuzu orttugumuz yorganin altinda duruyordu. Belki de Duygu'dan bana o dili ogretmesini isteyebilirdim. Ama daha onemli sorunlarimiz vardi su anda. Yemek. Gidip biraz yemek bulmam gerekebilirdi. Duygu'yu uyandirmadan ormana dogru ilerledim. Fakat burada neyi yememiz neyi yememememi gerektigini bilmiyordum. Yine buyuleyici selaleye gelmistim. Aklima su alti sehrinde yasadigimiz anilarimiz geldi. Golun etrafindan dolastim. Fakat orman gittikce sonuklesiyordu. Ormanin bu tarafina hic gitmemistim. Bu tarafi diger tarafindan farkliydi. Burasi guzel gorunmuyordu. Aksine berbatti. Karsima bir tabela cikti. Fakat yine su anlamadigim dilde yaziliydi. Bu dili kesinlikle ogrenmeliydim. Devam ettim. Hala yemek bulamamistim. Birden guzel bir ses sarki soylemeye basladi. Sesi cok guzeldi. Hatta o kadar guzeldi ki beni kendine cekiyordu. Karsi koyamiyordum. Sesin geldigi yere vardigimda acik bir alan vardi. Bu alanin en ortasinda da bir tas, tasin ustunde oturarak sarki soyleyen kanatli bir yaratik vardi. Oyle guzeldi ki... bana dogru bakip gulumsedi. Fakat bu gulumseme sinsice bir gulumseydi. Kotu bir gulus yaparak etrafina tozlar yaymaya basladi. Bu tozlar adeta bir hortuma donustu. Bu hortum guzel yaratigin etrafinda donuyordu. Hortum kayboldugunda ise geriye sadece gri renkli, kanatlari yirtilmis bir yaratik kalmisti. Ayni yaratikti fakat biraz farkliydi. Birden ustume dogru ucmaya basladi. Kacmama firsat vermeden beni yakamdan yakaladi. Yuzumu kendine dogru cevirerek kotu bir kahkaha daha atti. Agzini actiginda ise sivri dislerinden kendi yansimami gorebiliyordum. Sivri dislerinden birini boynuma batirdi sanirim artik yolun sonuna gelmistim.
***
Fakat agaclarin ardindan kosarak duygu gelmisti.(onu da dislerden yansiyan yansimadan gordum.) O garip dilde birseyler soylemeye basladi. Yaratik rahatsiz olmustu. Duygu dahada bagirarak soylemeye basliyinca yaratik beni yere birakip kulaklarini kapatmisti. Ben ise olanlari hayretle izliyordum. Duygu daha da bagirarak canavara yaklasiyordu. En sonunda tum gucuyle bagirarak bir kelime soyledi. Yaratik oldugu yerde donakalmisti. Kulaklari elinde,yuzunde dehsetle bana bakiyordu. Birden yuzunde catlaklar olusmaya basladi. Catlaklar giderek buyudu ve tum vucudunu sardi. Ardindan da canavar tamamen toza donustu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Island
FantasyKitap,ucaklari adaya dusen iki gencin adada basina gelen esrarengiz olaylari ve hayatta kalma mucadelelerini anlatiyor.