Selam MÜBREM severler..
Başlamadan önce yıldıza basalım mı?
Satır arası yorumlarda buluşalım..
Ertesi gün telefonun sesi ile uyandı Öznur.
"Saat bir de çarpıştığımız yerde." yazmıştı adam.
Kendisini kurbanlık koyun gibi hissetti. Hayatı boyunca sahip olduğu her şeye şükretmiş, daha fazlasına özenmemişti. Kimseye minnet etmemiş, her şeyi kendi imkânlarınla yapmıştı. Oysa şimdi bulunduğu durumu kendisine yakıştıramıyordu. Sessizce hazırlandı. Beyaz bir bluz ile pudra bir etek giydikten sonra hafif makyaj yaparak uzun saçlarının beline dökülmesini sağladı. Beyaz tek bant ayakkabılarını giydiğinde oldukça hoş olduğunu düşündü, sonra niye bu kadar özenerek hazırlandığına anlam veremedi genç kadın.
Arabasına bindiğinde acemi şoför gibiydi Öznur. Sakin Edirne trafiğini oldukça karıştırmıştı. Heyecandan birkaç kez kaza yapmanın eşiğine gelmiş, bol bol korna çaldırmıştı kendine. Nadir'in arabası pert olduğundan, ki kasko alkollü olduğu için ödeme yapmayacaktı, ellerinde kalan tek arabaya iyi bakması gerekiyordu. Arabasını sağa çekti bir süre sonra ve heyecanını yenmek için nefes çalışması yaptı ama hala sakinleşememişti. Celladına yürüyen idam mahkumu nasıl sakin olabilirdi ki? Direksiyonu çok sıkı tuttuğundan eklem yerleri beyazlamıştı. Ellerini gevşettiğinde ise titremelerine mani olamıyordu. Kimseyi tehlikeye atmaya gerek yoktu. Arabasını ilk gördüğü yere park ettikten sonra kendisine taksi çağırarak parka gitti.
Parka geldiğinde adamı hemen gördü. Çok heybetliydi ve varlığı kesinlikle hissediliyordu. Etrafındaki masalarda oturan kadınlar, üniversite öğrencisi olduğu belli olan genç kızlar adamı gözleriyle yiyorlardı adeta. O ise farkında bile değildi ya da bilerek öyle davranıyordu. Sonuçta adamı tanımadığından huyu hakkında yargıya varamıyordu.
Genç kadın kaplumbağa hızıyla adamın yanına gittiğinde ayağa kalkan Özgür nedeniyle topuklu giymesine rağmen kendini kısa hissetmişti. Lacivert kanvas pantolon ile beyaz spor bir gömlek giymişti zebani ve inanılmaz yakışıklı görünüyordu. Keşke bu kadar kötü olmasa, diye iç geçirdi. Şimdi son kez şansını deneyecekti.
Özgür sanki yıllardır birlikteymişler gibi samimi bir tonla 'Selam' dedi.
Öznur ise selamına başını eğerek karşılık verdi. İçecekler söylendiği halde sessizlik hâkimdi. Özgür lacivert gözlerini dikmiş onu süzüyor, arsızca ezberler gibi vücudunun her yerinde dolaşıyordu gözleri.
"Dişlerim tam mı diye de bakacak mısınız?" diye sordu Öznur dayanamayarak.
Genç adamın dudakları alayla kıvrıldı. "İnan tam olduğunu biliyorum." dedi ve bu bahane ile konuşma başladı.
Öznur, "Öncelikle geldiğime göre teklifinizi kabul ettiğimi anlamışsınızdır." dedi sıkıntıyla.
"Ama sormadan edemeyeceğim. Burada bile tek kaşınızı kaldırdığınızda peşinize düşecek genç kızlar, kadınlar var. Bir öfke uğruna istemeyen birinin hayatını mahvetmeye değer mi? Vazgeçemez misiniz? Yalvarırım, biz size ne yaptık?"
Genç adam kızın üzgün gözlerine baktı uzun uzun.
"Vazgeçmem. Sana bir kez şans vermeyi denedim ama sen şansını değerlendiremedin." dedi ve ekledi. "Ayrıca benim istediğim sensin." derken ses tonu tartışmaya kapalıydı. Kızı biraz daha strese sokup öyle söyleyecekti hepsinin ders vermek için olduğunu.
"Ancak benim de şartlarım var." dedi Öznur sertçe ve genç adama bakan gözleri nefret doluydu. Madem kendini feda edecekti, adamın da bazı fedakârlıklar yapması gerekiyordu. Madem vazgeçmemeye, birinin hayatını karartmaya kararlıydı, o zaman Öznur da karlı çıkacaktı bu işten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜBREM (KAÇINILMAZ AŞKLAR-1) (TAMAMLANDI)
Lãng mạnDİKKAT: Okuyacağınız bu kitap bağımlılık yapar. Çokça ağlar, hiç beklemediğiniz bir anda gülersiniz. Eh! İşin içinde biraz sinirlenmek de var tabi😊 Not: Kitap klasik bir zorba erkek hikayesi değil, çok karakterli bir hikayedir. MART 2021/ #merak 1...