Selam canlarımm..
Yıldıza bastık değil mi?
Hadi bu bölümde biraz üzülelim.
'Özgür..' diye söze başlamıştı ki 'Sakın.tek.kelime.etme.' diye tehdit edercesine uyardı Özgür. Lacivert gözleri koyulaşmış, sanki buz tutmuş gibiydi.
Özgür hızla Ufuk'un yanına geldi ve daha ne olduğunu anlamadan kafa attı.
"Karımın peşinde olduğun belliydi." dedikten sonra Öznur'a döndü nefret dolu gözlerle.
"Bana bunu nasıl yaparsın?" diye sorarken yaşadığı hayal kırıklığı gözlerine yansımış olsa da sesi buz gibiydi.
Öznur gözyaşlarına hakim olamıyordu. Kocasının gördüğü manzara kesinlikle yanlış anlaşılmaya müsaitti. Sanki Ufuk ona aşk itirafı yapmış sonra da öpüşmüşler gibi görünüyordu. Annesi onu uyarmıştı ve o, sevdiği adamı bu şekilde kaybetmeye dayanamazdı. Özgür bir dinlese, anlayacaktı gerçeği ama dinlemiyordu. Can havli ile öne atıldı.
"Özgür bak yanlış anladın. Ufuk ile biz sadece..."
Özgür karısının konuşmasına izin vermiyor, Ufuk'u tekmelemeye devam ediyordu. Daha gördüğü ilk anda karısına karşı davranışlarından hoşlanmadığı bu adamı gebertmezse namertti.
"Sakın dedim Öznur, sakın araya girme ve sakın.. sakın konuşma."
O sırada Ufuk doğrularak yumruk attı Özgür'e.
"Sen onu hak etmediğini bir kez daha kanıtladın." dedi.
İki erkek de kontrolünü kaybetmişti. Birbirilerini ittiriyorlar, yumrukluyorlardı. Birinin kaşı, öbürünün dudağı patlamıştı. Arbede sürerken Öznur araya girmek istedi ama erkeklerin onu görecek hali yoktu, sadece aradan çekilmesini istiyorlardı.
Erkeklerin onu itmesiyle merdivenin başında duran Öznur dengesini kaybetti. Yardım edin, bile diyemedi. Zaman durdu o esnada. Her şey ağır çekimde oluyor gibiydi. Zihninden geçen düşüncelere şaşırdı o kısacık anda. Kaç basamak vardı? Bebeğe bir şey olur muydu? Ya kendine? Özgür onu dinler miydi? Suçsuz olduğuna inanır mıydı? Karnını tutsa, bebek zarar görmeden kurtulur muydu?
Derken ilk beli vurdu merdivenlere sonra kafası, sesler duydu sanki. Islaklık hissediyordu. Ölmüş müydü? Çok korkulan ölüm bu kadar basit miydi? Nefes alıp almadığını düşündü ama emin olamadı. Gittikçe daha derine çekiliyordu. Özgür'ün sesini duydu o anlarda, güçlükle açtı gözlerini.
"Seni seviyorum." dedi kısık sesiyle.
Özgür cevap vermiş miydi? Bebeği iyi miydi? Elini kaldırmak istedi ama güçsüzdü. Çok soğuktu. Zaman kavramını yitirdi sonrasında. Sabah mıydı yoksa akşam mı? Çok yorgun hissediyordu. Uykusu vardı, çok uykusu vardı. Kendini saran karanlık boşluğa çekildi.
Ambulans geldiğinde Öznur'un bacak arasından gelen kan şaşırtıcı derecede çoktu. Tüm ev halkı sesi ve Öznur'un çığlığını duymuş, olay yerine geldiklerinde şok olmuşlardı. Selin, Nadir ile annesine haber vermiş, gidilecek hastaneyi söylemişti.
Özgür karısının öldüğüne emindi. Teni buz gibi, yüzü sapsarıydı. Şimdi neler olduğunu anlayamıyordu. Karısına sarılmak için uzandığında yatakta olmadığını fark ederek uyanmıştı. Sonra Öznur'un yürüyüşe çıktığını tahmin ederek aceleyle hazırlanmış, karısına yetişmeye çalışmıştı aceleyle hazırlanarak. Yalnızca bir gün sonra karısına sürpriz yapacak, göl kenarında aşkını itiraf edecekti. Sabah gördükleri de neyin nesiydi? Karısı onu aldatıyordu. Ufuk'la öpüştüklerine emindi. Ya yanıldıysan, diyordu kafasındaki başka bir ses. Keşke önce karısıyla konuşsaydı. Yaşarsa ona kızmayacaktı ve karısını özgür bırakacaktı. Hatta isterse Ufuk ile gitmesine bile izin verecekti. Sadece yaşasın istiyordu. Ambulansa bindi aceleyle. Öznur'a ne yapıyorlardı? Karısının bacaklarının arasından hala kan geliyordu. Lütfen ölme! Lütfen! Allah'ım lütfen! Buna dayanamam!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜBREM (KAÇINILMAZ AŞKLAR-1) (TAMAMLANDI)
RomanceDİKKAT: Okuyacağınız bu kitap bağımlılık yapar. Çokça ağlar, hiç beklemediğiniz bir anda gülersiniz. Eh! İşin içinde biraz sinirlenmek de var tabi😊 Not: Kitap klasik bir zorba erkek hikayesi değil, çok karakterli bir hikayedir. MART 2021/ #merak 1...