Selam canlarım
Yeni bölüm için hazır mıyız??
Peki yıldıza bastık mı??
Ertesi gün Gizem'i alarak eve gittiler. Aileler panik haldeydi.
Aslı'nın babası ile annesi Antalya'dan aceleyle gelmişlerdi.
Erdem'in ailesi özel uçakları ile dönmüşlerdi İtalya'dan.
Mustafa'nın sakin ve neşeli ailesinin bile gözlerinde endişe ve öfke vardı.
Enes'in babası tüm tanıdıklarını devreye sokmuştu. Gelini bulunsun, sağ salim eve gelsin diye dünyayı yakardı.
Özgür ve Öznur'un annelerine haber verilmemişti. Onların ailesi Karadeniz turundaydı ve böyle bir haberi telefonda alamayacak kadar paniklerlerdi. Bu tansiyon hastası Halime Hanım için iyi değildi. 'Eğer haber alamazsak yarın arayıp bir bahane ile çağırırız.' demişti Nadir Özgür'e.
En sert tepkiyi Pınar'ın ailesi vermişti. Mustafa haber verdiğinde acilen gelmişler; Mustafa'yı suçlamışlardı. Kayınpederi, 'Senin yüzünden!' diye bağırıp duruyordu sürekli.
Gizem'in babası da gelmişti Edirne'den ve yanında kötü kalpli kraliçesi yoktu. Gizem buna sevindi. Şu an görmek isteyeceği en son kişiydi üvey annesi. Babası, 'Hemen eve dönüyorsun. Ne işin var bu insanların arasında. Belli ki kirli işler çeviriyorlar. Az daha canından olacaktın kızım.' diye diye başının etini yemişti ama nafile. Gizem'in Edirne'ye dönmeye niyeti yoktu.
Hilal'in ablası çocuklarını eşine bırakarak gelmiş, hayattaki tek yakınını kaybetme korkusu yaşıyordu. Erdem'e kızgınlıkla karışık endişeli gözlerle bakıyordu.
Ufuk'un ailesi dünürlerini de alarak gelmiş, onlarda herkes gibi eli kolu bağlı oturuyor, suçlayacak birini arıyorlardı.
Soner ve Tuğba'nın aileleri burada ne işiniz vardı, dercesine asık bir suratla oturuyorlardı. Kimsenin kimseye sabrı kalmamıştı. Endişeli aileler patlamaya hazır volkan gibiydi. Çocuklarına hiç faydaları olmuyor aksine ortamı daha da geriyorlardı. Komiser de eve kamp kurmuştu resmen. Bir müddet sonra Erdem'in telefonu çaldı.
'Evet, benim. Ne istiyorsunuz?'
'Karınla konuşmanı istiyorum. Karar vermeni kolaylaştırabilir.' dedi karşıdaki ses ve ardından Hilal göründü ekranda.
'Erdem!' dedi Hilal ağlayarak 'Gizem'i bulun, yaralı.' derken adamlardan biri kafasına silah dayadı o an.
Gizem iyi yavrum ve evde, yanımızda. Siz iyi misiniz?' diye sordu Erdem içindeki korkuyu bastırmaya çalışarak. Karısının başına silah dayayan o herifi öldürmezse namertti.
Hilal, "Biz iyiyiz. Merak etme.'" dedikten sonra karardı ekran. Sinyal takip edilememişti. Şirket aracı da işe yaramamıştı. Dağ yolunda bulunmuştu telefonlar gibi ama alan genişti. Kalabalık bir ekip alanı tarıyordu. Belirtilen saate kadar kadınları bulamayabilirlerdi. İkinci seçenek olarak sahte bir yazılımla değiş tokuş yapmaya karar verilmişti ve Nadir sahte yazılımı hazırlıyordu.
Hilal kızlara müjdeyi verdiğinde, bulundukları duruma rağmen hepsi kahkaha attı. İnanılmaz rahatlamışlardı. Bütün geceyi Gizem için ağlayarak geçirdiklerinden şimdi sırası ile uyumaya karar verdiler. Gerçi adamlar yanlarında durmuyordu sadece patronları geldiğinde fazla kalmışlardı yanlarında. Adam çok sapıkça baktığından biri daima uyanık kalacaktı. Telefon görüşmesinden sonra kaçamayacaklarını anladıklarından sanırım, el ve ayaklarını çözmüşlerdi. Çiş ihtiyacı adamları usandırmıştı bir noktadan sonra. Öznur gelen her yiyeceği yedi, bebeğinin besinsiz kalmasını istemiyordu. Pınar çok metanetliydi. Selin sakin, Aslı tetikteydi. Meltem daha yeni kavuştuğu kocasına hasret gitmek istemiyordu. Tuğba ise sessizdi. Toplu hareket etmeye karar verdiler. Kimse o sapık bakışlı adamla yalnız kalmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜBREM (KAÇINILMAZ AŞKLAR-1) (TAMAMLANDI)
RomanceDİKKAT: Okuyacağınız bu kitap bağımlılık yapar. Çokça ağlar, hiç beklemediğiniz bir anda gülersiniz. Eh! İşin içinde biraz sinirlenmek de var tabi😊 Not: Kitap klasik bir zorba erkek hikayesi değil, çok karakterli bir hikayedir. MART 2021/ #merak 1...