MÜBREM (KAÇINILMAZ AŞKLAR-1) (TAMAMLANDI)

MÜBREM (NÜ) Bölüm 16

Selam MÜBREM severler..

Arkadaşlar bu bölümü okumadan önce karakterler bölümüne bir göz atmanızı öneririm. Karakterlerimiz artık hikayede daha fazla yer kaplayacaklar ve asıl olaylara giriş yapacağız..

Oy vermeyi unutmuyoruz değil mi?

Erdem,  başını yana eğerken dudaklarına meydan okuyan bir gülümseme yerleştirmiş, gece gibi siyah gözleriyle  bakıyordu  karşısındaki kadına.

"Hazırım tatlım, çıkmana gerek yok." diyerek bornozunu çıkardı. Sonuçta bir gece önce nü resim konusunda anlaşmışlardı ve Erdem anlaşmalarına daima uyan bir erkekti.

Hilal'in çenesi adamın hareketinden dolayı şok olarak bir karış açık kalmıştı, daha önce kanlı canlı çıplak bir adam görmemişti ne de olsa.

Bereket tanrısı adına adam şahaneydi!

"Be..Ben.. yani sen... şey giyinsen iyi olur. Ben şaka yaptığımızı sanıyordum."

Erdem yavaşça yanına geldi genç kadının.

"Asla şaka yapmam, yapmayacağım bir şeyi de söylemem. Nü poz veririm demiştim, değil mi?" . dedi kaşlarını meydan okurcasına kaldırdığında.

"Güzel ressam korktuysa gidebilir."

Hilal, buradan deli gibi kaçmak istese de adama onu kaçırtma zevki tattırmayacaktı, omuz silkti umursamazca, sanki adam çıplak değilmişçesine eşyalarını hazırladı ve bu esnada titreyen ellerine rağmen büyülendiğini gizlemeyi başardı.

Fakat gerçekte hisleri bambaşkaydı. Tüm tanrılar bir araya gelse, bu adam kadar güzel olamazdı. Hazırlıklarını tamamlayınca Erdem'in yanına geldi sanki çok normal bir durum içindeymişler gibi.

Hilal ilk pozu için Erdem'in ayakta durmasını istedi. Bacaklarını iki yana açtı, başını eğdi, ellerini yumruk yaptırdıktan sonra adama baktı. Allah'ım sana geliyorum, dedi kendi kendine. Adamın buğday teninde tek bir pürüz yoktu, o şahane kasları hariç tabi. Vücudunun aşırı derecede hormon pompaladığının farkındaydı ve büyük bir gayretle etkilendiğini belli etmemeye çalışmaya devam ediyordu. Adamın göbeğinden başlayan tüyler inanılmaz seksiydi. Her açıdan fotoğrafladı uzun bir süre. Erdem sormadı ve hatta resimlerinin çekilmesinden de hiç rahatsız olmadı. Bir kaç eskiz çizdi aceleyle. Daha çok poz istiyordu ama zamanı azdı. Sonra Erdem'in yanına gelerek düşündüğü pozu söyledi.

Erdem,  "Benim de bir fikrim var."  diyerek daha Hilal daha ne olduğunu anlayamadan kızın gömleğini çıkardı.

"Ne..Ne yapıyorsun?" diye sordu Hilal. Yerdeki gömleğine sanki ilk kez görmüş gibi bakıyordu. Heyecanlanmıştı ve adamın durmasını da, onu durdurmak da istemiyordu. Birlikte geçirdikleri tahminlerine göre yarım saat boyunca kadınlık hormonları fazla mesai yaparcasına aşırı pompalanmıştı. Merak kesinlikle tehlikeli bir güdüydü ve ayrıca adamın güzelliğinden büyülendiğinden mantığı devre dışıydı. Düşünceleri gibi aklı da çoktan buhar olup uçmuştu.

"İstesen de bu gün portremi yapamazsın. Şimdi birlikte güzel ve cesur pozlar vereceğiz. Sanat için... Bir kadının bir erkeğe uyan en güzel hallerini bulup fotoğraflayacağız. İstediğini sonra çizersin."  dedi Erdem boğuk bir sesle.

Erdem, Hilal'e bakarken bir yandan bol siyah eteğini indiriyor, bu esnada dudakları ve nefesi tenine değerek, genç kadının nabzını hızlandırıyordu.

Hilal adamı durdurması gerektiğinin farkında olmasına farkındaydı ama durdurmak istemiyordu. Siyah dantel çamaşırları ile kaldığında tek kelime etmedi. Zaten ses telleri işlemez haldeydi. Sonra Hilal model kullanarak çizdikleri resimleri düşündü. Bu kez model kendisi olacaktı hem de bir adamla beraber. Bu bahaneye sığınmak kolay ve çabuk olmuştu onun için.